MahkemeYargıtay 11. Hukuk Dairesi
Esas No 2020 / ****
Karar No 2021 / ****
Karar Tarihi **.02.2021
Karşı OyYok

Karar Metni

MAHKEMESİ :BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

Taraflar arasında görülen davada Ankara 4. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 12.09.2018 tarih ve 2017/300 E. – 2018/327 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi’nce verilen 21.02.2020 tarih ve 2018/2062 E. – 2020/259 K. sayılı kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, “Casa Di Oliva” markasının ABD’de 2009 yılından bu yana davacı adına tescilli olduğu ve tanındığını, dava konusu 2009/23876 sayılı “şekil+CASA DI OLIVA” ibareli marka basvurusunun “zeytin, zeytin ezmeleri, yenilebilir bitkisel yağlar, zeytin yağı ve ayçicek yağı” emtiası bakımından yayınlanması üzerine davalı sirketin itirazıyla Markalar Dairesi Başkanlığı’nın başvuruyu reddettiği, YİDK’ya itiraz ettiklerini, davalının markasının “CASA” ibaresinden tek kelimeden, davacının başvurusunun ise “CASA DI OLIVA” olarak 3 kelimeden oluştuğu, taraf markalarının görsel, işitsel veya anlamsal düzeyde benzer olmadığı, “CASA” ibaresinin ev anlamına geldiği, orta zekada bir alıcının zeytin ibaresini barındıran bir marka ile mobilya sektöründe faal olan davalı şirket markasını karıştırma ihtimalinin olmadığını iddia ederek 2017-M-4316 sayılı YİDK kararının iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Türk Patent ve Marka Kurumu vekili, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Davalı şirket vekili, davacının dava konusu 2009/23876 sayılı “şekil+CASA DI OLIVA” ibareli marka başvurusunun 8/1-b ile benzerlik ve md.8/4’de belirtilen koşulların oluşma olasılığı bulunduğu gerekçesiyle reddedildiğini, davacı başvurusundaki “OLIVA” ibaresinin zeytin anlamına geldiğini ve dava konusu emtia için tanımlayıcı olduğunu, başvurudaki vurgu ve tonlamanın “CASA” ibaresi üzerinde odaklandığını, davacı markasının tanınmış “CASA” ibareli seri markaların ayırt edici karakterine zarar vereceğini savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; davacının “CASA DI OLIVA” ibareli marka başvurusuyla davalı firmanın “casa” ibareli tescilli markası arasında başvuru kapsamında olup da reddedilen 29. sınıftaki “zeytin, zeytin ezmeleri, yenilebilir bitkisel yağlar; zeytin yağ, ayçiçeği yağı.” malları yönünden görsel ve sescil olarak ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede bir benzerlik bulunduğu, davacının “CASA DI OLIVA” ibareli başvuru markasını gördüğünde derhâl ve hiç düşünmeden bunun davalının “casa” ibareli markasından farklı bir marka olduğunu algılamayacağı, yanılgıya düşebileceği, ortalama düzeydeki tüketici kesimi nazarında başvuru konusu işaret ile davalı firmanın markası arasında işletmesel bağ olduğu algılaması oluşabileceği, taraf markaları arasında 556 sayılı KHK’nın 8/1.b maddesindeki iltibas koşulunun oluştuğu gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekili istinaf kanun yoluna başvuruda bulunmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince, davacının “CASA DI OLIVA” ibareli marka başvurusuyla davalı firmanın “casa” ibareli tescilli markası arasında başvuru kapsamında olup da reddedilen 29. sınıftaki “zeytin, zeytin ezmeleri, yenilebilir bitkisel yağlar; zeytin yağ, ayçiçeği yağı.” malları yönünden görsel ve sescil olarak ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede bir benzerlik bulunduğu, başvurudaki esas unsuru “casa” ibaresinin oluşturduğu, taraf markaları arasında 556 sayılı KHK’nın 8/1.b maddesinde düzenlenen iltibas tehlikesinin bulunduğu gerekçesiyle esastan reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK’nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.

Kararın Sonucuna ve Tam Künye Bilgilerine Erişin

Kararın sonucunu görmek, tam künye bilgileriyle kopyalamak ve PDF olarak indirmek için abone olun veya bir reklam filmi izleyin...