MahkemeYargıtay 11. Hukuk Dairesi
Esas No 2019 / ****
Karar No 2021 / ****
Karar Tarihi **.02.2021
Karşı OyYok

Karar Metni

MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen davada … 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 17.10.2018 tarih ve 2014/1113-2018/1323 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesinin duruşmalı olarak davacı vekili tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, duruşma için belirlenen 16.02.2021 günü hazır bulunan davacı vekili Av. …i ile davalı Vakıf Yatırım vekili Av. … dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı şirketin … Şubesinin müşterisi olduğunu, şube yetkilisi …’nun 20.09.2005 tarihinde müvekkiline gönderdiği ekstrede müvekkilinin yatırım hesabında toplam 856.334,00 TL değerinde hisse senedi ve fon olduğunun belirtildiğini, ancak müvekkilinin şubede yapılan yolsuzluklarla ilgili olarak aldığı duyum üzerine davalı şirketten yeniden ekstre talep etmesi üzerine gönderilen 03.10.2005 tarihli ekstrenin 20.09.2005 tarihli ekstreden farklı olduğunu, 20.09.2005 ve 03.10.2005 tarihleri arasında müvekkilinin hesabından bilgisi ve talimatı olmadan davalı şirket yetkilisi … tarafından eksiltmeler yapıldığını, bu şahıs hakkında suç duyurusunda bulunulması üzerine ceza mahkemesinde yapılan yargılama sonucu zimmet suçundan mahkumiyetine karar verildiğini, B.K.’nun 55. maddesi hükmü gereği çalıştırdığı personelin eylemlerinden sorumlu olan davalı şirkete zararın karşılanması bakımından başvuruda bulunulduğunu ancak sonuç alınamadığını, müvekkilinin hesabında yapılan usulsüzlükler nedeniyle zarara uğradığını ileri sürerek, fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla 716.704,70 TL alacağın reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının elinde bulunan ve davaya dayanak yapılan 20.09.2005 tarihli dökümün müvekkili şirket kayıtlarına ait olmadığını, tamamen kötü niyetli olarak açılan davanın hukuki dayanaktan yoksun olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılamaya ve tüm dosya kapsamına göre; davacının yatırım hesabında bulunması gerektiğini iddia ettiği hisse senetlerinin varlığına ilişkin yeterli kanaate ulaşılamadığı gerekçesiyle hisse senetleri yönünden davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
1- Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin hisse senedi varlığına ilişkin tüm temyiz itirazları yerinde görülmediğinden reddine karar verilmiştir.
2- Dava, davalı şirket nezdinde bulunan davacıya ait yatırım hesabında davalı şirket çalışanının yaptığı usulsüzlükler nedeniyle davacının uğradığı zararın tazmini istemine ilişkindir. Davacının, hesabındaki Vakıfbank 6. fonun varlığına ilişkin mahkemece verilen 01.11.2010 tarihli kısmen kabul kararı, davacı vekilinin temyiz istemi üzerine Dairemizin 24.01.2013 tarihli ilamıyla bozulmuştur. Mahkemece bozma ilamına uyularak verilen 17.10.2018 tarihli kararda, Dairemiz bozma ilamının dışında kalan 387.592,88TL alacak ile ilgili yeniden hüküm kurulması gerekirken, bu konuda herhangi bir hüküm kurulmamış, yalnızca davacının bakiye talebinin reddine karar verilmiş olup hüküm bu haliyle İcra İflas Kanunu 40. maddesi de dikkate alındığında ilamların icrasında tereddüt yaratacağından, mahkemece verilen kararın bozulması gerekmiştir.

Kararın Sonucuna ve Tam Künye Bilgilerine Erişin

Kararın sonucunu görmek, tam künye bilgileriyle kopyalamak ve PDF olarak indirmek için abone olun veya bir reklam filmi izleyin...