MahkemeYargıtay 11. Hukuk Dairesi
Esas No 2021 / ****
Karar No 2021 / ****
Karar Tarihi **.02.2021
Karşı OyVar

Karar Metni

MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 6. HUKUK DAİRESİ

Taraflar arasında görülen davada Konya 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 29.04.2019 tarih ve 2018/592 E. – 2019/452 K. sayılı kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin kabulüne dair Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi’nce verilen 16.07.2020 tarih ve 2019/1603 E. – 2020/881 K. sayılı kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalı şirket tarafından birçok ülkede “yatırılan paraların istendiği her an geri çekilebileceği ve karşılığında yüksek oranlarda faiz verileceği” garantisi ile para toplanıldığını,davacının yurtdışında çalışarak biriktirmiş olduğu parasını Türkiye’de değerlendirilmesi amacıyla verdiğini, ayrıca kâr payı dağıtılacağının söylendiğini ve daha sonra verilecek olan hisse senetleriyle şirkete ortak olacağı konusunda ikna edildiğini, hisse senetlerinin iadesiyle istediği her an parasını geri alabileceğinin söylendiğini, faizin haram olduğu kavramından hareketle, müvekkilinin bu beyanlara güvenerek davalıya bir miktar para verdiğini, müvekkili davacı tarafın verdiği parayı geri istemesine rağmen davalı tarafça müvekkilin parasının iade edilmediğini, davalının TTK, Bankacılık Kanunu, SPK ve sair kanun hükümlerini ihlal ettiğini, davalı şirket veya şirketlerin yöneticilerinin özetlenen eylemleri nedeni ile ceza dava dosyalarında yargılandıklarını, davalı şirket veya şirketlerin ticari defterlerinin de usulüne uygun tutulmadığını, SPK’dan gelen yazılarında incelenmesi sonucunda ortaklardan hisse karşılığı tahsil edilen tutarlar ile ortaklar arasındaki hisse değişimi nedeniyle tahsil edilmiş gibi gözüken meblağlara ilişkin listeler incelendiğinde davacının davalı şirketlere yaptığı ödemeler ve miktarların belirlenebileceğini belirterek müvekkilinin hukuka uygun surette kurulmuş bir ortaklık ilişkisinin bulunmadığının tespiti ile davacının davalı şirkete yatırdığı paralardan dolayı şimdilik, 1.000 Euro’nun ödeme tarihinden itibaren işleyecek, 3095 sayılı Kanun’un 4/a maddesi gereğince Devlet Bankalarınca 1 yıl vadeli Euro cinsinden açılacak vadeli hesaplara uygulanan en yüksek faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davacı vekili 08.01.2019 tarihli ıslah dilekçesi ile talep miktarını 6.872,00 Euro artırarak 7.872,00 Euro’ya çıkarmıştır.
Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davacının davasının kısmen kabul, kısmen reddi ile; davacı … ile davalı …Ş. arasında geçerli bir ortaklık ilişkisi bulunmadığının tespitine, 7.402,63 Euro alacağın, dava tarihi olan 260.06.2018 tarihinden itibaren işleyecek, 3095 sayılı Kanun’un 4/a maddesi gereğince, Devlet Bankalarınca 1 yıl vadeli Euro cinsinden açılan hesaplara uygulanan en yüksek faizi ile birlikte davalı …Ş.’den alınarak davacıya verilmesine, davacının fazlaya ilişkin taleplerinin reddine karar verilmiştir.
Kararı davalı şirket vekili istinaf etmiştir.
Konya Bölge Adliye Mahkemesince, 7194 sayılı Kanun’un 41. maddesi ile 25.03.1987 tarihli ve 3332 Sayılı Sermaye Piyasasının Teşviki, Sermayenin Tabana Yaygınlaştırılması ve Ekonomiyi Düzenlemede Alınacak Tedbirler ile 5422 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu ve 3182 sayılı Bankalar Kanunu’nda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanuna eklenen geçici 4. madde gerekçesiyle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve yeniden hüküm kurulmak suretiyle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan istinaf başvurusu üzerine HMK’nın 355 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi HMK’nın 369/1. ve 371. maddelerinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.

Kararın Sonucuna ve Tam Künye Bilgilerine Erişin

Kararın sonucunu görmek, tam künye bilgileriyle kopyalamak ve PDF olarak indirmek için abone olun veya bir reklam filmi izleyin...