Karar Metni
MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 3. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada Çorum 3. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen 25.12.2018 tarih ve 2016/900 E- 2018/441 K. sayılı kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi’nce verilen 22.03.2019 tarih ve 2019/306 E- 2019/361 K. sayılı kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından duruşmalı, davalılar vekili tarafından duruşmasız olarak istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, duruşma için belirlenen 22.02.2021 günü başkaca gelen olmadığı yoklama ile anlaşılıp hazır bulunan davalılar vekili Av….. dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davacı ile kardeşleri dava dışı …ve davalıların murisi …’ın 541 parsel nolu taşınmaza 1/3 hisse ile malik iken tapuda bu taşınmazın 1/2 hisse davacı adına, 1/2 hisse dava dışı …adına kayıtlı olarak gösterildiğini ve bu duruma yönelik 17.08.1996 tarihli ptorokol düzenlenerek davalıların murisi …’a açığa imzalı 2 adet teminat senedi verildiğini, bahsedilen taşınmazın 1/2 hissesi 25.01.1999 tarihinde tapuda … adına devredilmekle …’a teminat olarak verilen senetlerin bedelsiz kalmasına rağmen …’ın vefat etmesinden sonra bu senetlerden birini eline geçiren …’ın mirasçıları tarafından davacı hakkında icra takibi başlatıldığını, davacının bu senet ve takip nedeniyle herhangi bir borcu bulunmadığını ve anılan protokolden muris … mirasçılarının da bilgilerinin bulunduğunu, davacının şikayeti üzerine açılan ceza davasının devam ettiğini ileri sürerek davacının davaya konu senet ve takip nedeniyle borçlu olmadığının tespiti ile kötü niyet tazminatına karar verilmesi talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının iddialarını kabul etmediklerini bahsedilen protokol ile davaya konu bono arasında bir ilgi bulunmadığını, bahsedilen taşınmazın tapuda bedelsiz ve muvazaalı olarak devirler gördüğünün davacının da kabulünde bulunduğunu, davalıların murisi tarafından kendisine devredilen 1/2 hissenin yine bedelsiz ve muvazaalı olarak 07.07.2000 tarihinde davacının eşi …’a devredildiğini, böylece bahsedilen taşınmazın 1/2 hissesinin davacı adına, 1/2 hissesinin de davacının eşi … adına tapuda kaydedildiğini, davacının bu şekilde sebepsiz zenginleştiğinin de ortaya çıktığını ve senedin bedelsiz olmadığının anlaşıldığını, davacının teminat senedi iddiasını senede açıkça atıf yapan bir yazılı delille kanıtlaması gerektiğini, bahsedilen protokolde bu yönde bir atıf olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
İlk derece mahkemesince; yapılan yargılama, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davacı ile davalıların murisi … ve dava dışı… …’ın kardeş olduğu, …ile muris …’ın bir dönem borçları nedeniyle muvazaalı olarak kendi adlarına taşınmaz almadıklarının iki tarafında kabulünde bulunduğu ve kardeşler arasında taşınmazın bedelsiz olarak devir gördüğünün anlaşıldığı, davalı …’ın murisin eşi diğer davalılar ise çocukları olduğu, davaya konu senet nedeniyle davalı … hakkında açılan ceza davasında davalı …’ın verdiği beyanlarında davaya konu senedin teminat olarak verildiğini beyan ettiği, ceza yargılaması sonucunda davalı …’ın bereatine karar verildiği ve hükmün kesinleştiği, 1999 yılında taşınmazın 1/2 hissesinin muris …’a devredilmesi üzerine senedin bedelsiz kaldığı davacı tarafından ileri sürülmüş ise de muris …’ın 1999 yılında dava dışı… …’a ait olan 1/2 hisseyi tapuda devraldığı ve 2000 yılında davacının eşi …’a devrettiği, dava dışı …’ın Mecitözü Asliye Hukuk Mahkemesinin 2007/36 esas sayılı dosyasında 2000 yılında akaryakıt istasyonu vasfındaki …. parsel nolu taşınmazın kendisine devredildiğini, davalıların murisi … ile kendi eşi davacı …’ın anlaştığını, taşınmazın tapuda kendi adına kaydedildiğini, ne kadar para alış verişi olduğunu kendisinin bilmediğini beyan etmesi ve davalılar vekili tarafından dosyaya ibraz edilen keşidecesi … olan boş senedin varlığı karşısında bu satışın gerçek bir satış olması halinde teminat olarak verilen senedin iade alınacağı ve …’ın satış bedelini bilmesi gerekeceği, buna göre söz konusu devrinde muvazaalı olduğu sonucuna varılarak davaya konu senedin bedelsiz kalmadığının anlaşıldığı, taşınmazın 2006 yılında davacı tarafından 3. kişiye satılarak elden çıkarıldığı, davacının isticvabında taşınmazı dosyadaki bilirkişi raporunda tespit edilen değere uygun olarak 475.000,00 TL’ye sattığını beyan ettiği, davaya konu senedin bu miktarın 1/3’ü olan 158.333,00 TL bedelsiz kalmadığının anlaşıldığı, satış bedelinin 1/3’ünden fazla alacak bulunduğunun davalılar tarafından ispat edilemediği gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile davacının 191.667,00 TL ana para ve 81.206,61 TL işlemiş faiz nedeniyle borçlu olmadığının tespitine, tarafların tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.
Karara karşı taraf vekilleri tarafından istinafa başvurulmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince; tüm dosya kapsamına göre, dosyada bulunan protokol kapsamı ile ceza davasında davalı …’ın verdiği beyanlardan davaya konu senedin teminat senedi olarak verildiğinin anlaşıldığı ve dava dışı …’a yapılan satışında gerçek bir satış olmadığının anlaşıldığı, taşınmazın satış bedeline göre tespit edilen miras hissesine düşen miktardan davacının sorumlu olduğu, diğer kısımdan ise davacının sorumlu olmadığına yönelik verilen yerel mahkeme kararının yerinde bulunmasına göre davacı vekili ile davalılar vekilinin istinaf nedenlerinin haklı bulunmadığı gerekçesiyle istinaf isteklerinin esastan reddine karar verilmiştir.
Karar taraf vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK’nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
Kararın Sonucuna ve Tam Künye Bilgilerine Erişin
Kararın sonucunu görmek, tam künye bilgileriyle kopyalamak ve PDF olarak indirmek için abone olun veya bir reklam filmi izleyin...