Karar Metni
MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada İzmir 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 18.12.2018 tarih ve 2016/973-2018/1503 sayılı kararın Yargıtay’ca incelenmesinin taraf vekilleri tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, boya ve izolasyon malzemesi satışı ve uygulaması gerçekleştiren davacının uygulama işlerinde kullanmak üzere davalıdan Greco Marka Peactor H-XP2 Proportioner B. Poliüretan sprey makinası satın aldığını, ödeme planına göre davacının 29.500 USD karşılığı 43.692,45 TL’yi nakit ve çek yolu ile davalıya ödediğini; ürün teslim edildikten sonra bu ürün ile ilgili 2 saatlik kısa tanıtım yapıldığını sonrasında davalı firmaca taahhüt edilen detaylı eğitim, makine ile ilgili Türkçe katalog temini yapılamadığını, makinenin satın alındığı günden bu yana da hiçbir şekilde yedek parçasının temin edilemediğini; tabanca aksamı ile diğer aksamlarının sürekli arızalı olduğunu, yani makinanın kullanım bakımından tümü açısından ve özelde tabanca ve bir çok aksamda gizli ayıp mevcut olduğunu, davalı taraf ile defalerca görüşüldüğünü, hatta makinanın ayıplı olduğu ve bedel iadesi içerikli 01.04.2010 tarihinde ihtarname gönderildiğini, yine 25.05.2012 tarihinde makinenin 2. kez tamir edilmesi ve ayıpların giderilmesi için kargo makbuzu ile Oya Nakliyat aracılığı ile gönderildiğini, dava tarihi itibariyle aradan 8 ay geçmesine rağmen davaya konu makinanın davacıya iade dahi edilmediğini ileri sürerek seçimlik haklarından olan malın iadesi ile bedelinin tahsili seçimlik hakkının kullanılarak makine bedeli olan 43.692,00 TL’nin bu makine için verilen çeklerin sonuncusunun ödeme tarihi olan 05.12.2009 tarihinden itibaren işleyecek değişken oranlarda ticari reeskont faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesi talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, servis fişlerinin ayrıntısının sunulduğunu, cevabi ihtarnameden sonra davacının makinayı kullanmaya devam ettiğini, davalı tarafından teslim edilen makinanın davacının kullanım hataları, makinanın püskürtebileceği malzemeler dışında malzemeler kullanılması sebebiyle tabancaların bozulmasına tamamen kendisinin sebebiyet verdiğini; bu aşamadan sonra kullanıcı hatası sonucu oluşan zararları giderme yükümlülüğünün olmamasına rağmen davalının yedek parça eksiğini karşıladığı ve makinayı onardığını, davalının satıştan doğan sorumluluğunun zamanaşımına uğradığını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamına göre, dava konusu makinenin sürekli arızalandığı, bu şikayetin süreklilik arz ettiği, makinenin gizli ayıplı, onarımın mümkün olmadığının anlaşıldığı, her iki tarafta tacir olduğundan ayıba ilişkin bu uyuşmazlıkta 6102 sayılı TTK’nın 23/1-c hükümlerinin uygulanacağını, bu hükme göre alıcının maldaki ayıp açıkça belli ise iki gün içerisinde ayıbı satıcıya ihbar etmek zorunda olduğunu, ayıp belli değil ise sekiz gün içerisinde malı incelemek veya inceletmek ve ayıp ortaya çıkarsa da bu sürede ihbar etmekle yükümlü olduğu, diğer durumlarda TBK’ nın 223. maddeleri hükmünün uygulanacağının belirtildiği, 6098 sayılı TBK’nın 223/2. maddesine göre, satılanda olağan bir gözlem ile ortaya çıkarılamayacak bir ayıp bulunduğu sonradan anlaşılırsa alıcının ayıbı derhal satıcıya bildirmekle yükümlü olduğu, bildirmediği takdirde malı bu ayıpla kabul etmiş sayılacağı, yargılama neticesinde davacının bu hükümlere uygun bir şekilde ilk arıza sonrasında ayıp ihbarında bulunduğunu ispat ettiği nitekim bu ihtardan sonra da kendisine ayıplı olduğu bildirilen makineyi davalı tarafın arıza nedeniyle kabul ederek yukarıda belirtilen tarihlerde onardığı, bu durumda makinedeki ayıbın davalının kabulünde olduğu anlaşılmakla ayıp ihbar sürelerinin aynı zamanda aranmayacağı, alınan bilirkişi heyet raporları ile de satım konusu makinenin gizli ayıplı olduğunun anlaşıldığı, davacının satım sözleşmesini fesh etmekte haklı olduğu, davacının ilk arızanın çıktığı tarih itibariyle makineden beklediği faydayı göremediği, makinenin bedelinin iadesine karar verildiğinden birlikte ifa kuralı gereği faiz başlangıç tarihi ödeme tarihinden itibaren değil makine teslim tarihinden itibaren başlatılacağı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Karara karşı taraf vekilleri temyiz kanun yoluna başvurmuştur.
1-Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Davalı vekilinin temyiz itirazlarına gelince, davacı satışa konu malın ayıplı olduğu iddiası ile makinanın iadesi ile bedelinin geri verilmesini istemiş ise de, dava konusu malın ayıplı olduğunun ispatlanması gerekmektedir. Mahkemece belirlenen bilirkişi heyeti; makinanın daha sonra harici etkenlerle hasar görmesi neticesinde çalıştıramadıklarını ve dolayısıyla üretimden kaynaklanan bir ayıbın bulunup bulunmadığını tespit edememiştir. Davacı satışa konu malın davalı işyerinde hasara uğradığını iddia ederken davalı da kendisine teslim edildiği esnada bu hasarın mevcut olduğunu keza buna ilişkin tespit tutanağı düzenlediklerini belirtmiştir. HMK’nın 190. maddesine göre “ispat yükü iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir” düzenlemesi nazara alınarak hasarın davalı işyerinde iken gerçekleştiğini usulüne uygun delillerle ispatlayamayan davacının davasının reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün açıklanan nedenle bozulması gerekmiştir.
Kararın Sonucuna ve Tam Künye Bilgilerine Erişin
Kararın sonucunu görmek, tam künye bilgileriyle kopyalamak ve PDF olarak indirmek için abone olun veya bir reklam filmi izleyin...