Karar Metni
MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 14. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 21.03.2017 tarih ve 2014/293 E. – 2017/260 K. sayılı kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin kabulüne dair İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi’nce verilen 11/04/2019 tarih ve 2018/810 E. – 2019/537 K. sayılı kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, tapuda davalılar adına kayıtlı olan taşınmaz üzerine davacı yararına tesis edilen intifa hakkının Rekabet Kurulu kararı uyarınca süresinden önce terkin edildiğini ileri sürerek kullanılmayan döneme yönelik intifa ivaz bedelinin denkleştirici adalet prensibi uyarınca güncellenmiş değerinin ve terkin için ödenen harç ve masrafların davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili, davalıların dava konusu taşınmazı 28.09.2012 tarihinde tüm kısıtlamaları ile birlikte dava dışı 3. kişiye satıp tapuda tescil ettirdiğini, intifanın 18.08.2014 tarihinde terkin edildiğini, bu tarihte davalılar malik olmadığından harç ve masrafların davalılardan talep edilmeyeceğini, intifa ivaz bedelinin dava konusu taşınmaz üzerine yapılacak yatırımlar için ödendiği için iadesi gereken bir bedel olmadığı gibi davacının intifa hakkını bila bedel tapudaki malik lehine terkin ettiğini, zenginleşenin de tapudaki yeni malik olduğunu bu nedenlerle davalılardan herhangi bir talepte bulunulamayacağını savunarak davanın reddini istemiştir.
İlk derece mahkemesince, yapılan yargılama, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, intifanın geçersiz kalan süresi yönünden davacının sözleşmenin tarafı olan davalılardan bakiye intifa ivaz bedelini talep edebileceği gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile teminat mektup bedellerinin mahsubundan sonra karşılıksız kalan intifa bedellerinden kaynaklı olarak davalı Buhari Otomotiv A.Ş.den 295.299,48 TL’nin, diğer davalı Koza Petrol Ltd. Şti.den 277.654,74 TL’nin tahsil edilerek davacıya verilmesine, Harçlar Kanunu’nun 58. maddesine göre intifa terkin harcının kuru mülkiyet sahibi tarafından ödenmesi gerektiğinden davalılardan talep edilmesi mümkün olmadığı gerekçesiyle harç ve masraflara yönelik isteğin reddine karar verilmiştir.
Karara karşı taraf vekilleri istinafa başvurmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince; tüm dosya kapsamına göre, davalıların dava konusu taşınmazı 28.09.2012 tarihinde dava dışı 3. kişiye satıp tescil ettirdikleri, intifanın terkinine yönelik 18.08.2014 tarihli tescil istem belgesinde, “…Yukarıdaki özellikleri belirtilen taşınmaz üzerindeki lehtarı olduğum intifa hakkının tamamından bedelsiz olarak, çıplak mülkiyeti malikleri lehine terkinini talep ederim” şeklinde davacı beyanı yer aldığı, davacı, bu beyanı ile intifaya yönelik haklarını saklı tutmamış olduğu, dava dışı çıplak mülkiyet sahibi Total Oil lehine intifa hakkını terkin ettiği, bu beyanı uyarınca davacı, bedelsiz intifa terkininden sonra, kalan süre yönünden herhangi bir talepte bulunamayacağı bu nedenle, davacının, intifa süresinden bakiye döneme isabet eden kısım için intifa bedelinin iadesine ilişkin alacak talebinin reddine karar verilmesi gerekirken, bu kaleme ilişkin alacak talebinin kabul edilmiş olması usul ve yasaya aykırı olduğu, davalılar vekilinin istinaf başvurusunun bu nedenle kabul edildiği, davalıların terkin tarihinde tapu maliki olmadıklarına göre tapu harç ve masraflarından sorumlu tutulmayacaklarından davacı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf isteğinin yerinde olmadığı, harç ve masraf talebine yönelik isteğin tapuda malik olmayan davalılara yöneltilemeyeceğine göre bu yönden davalılara karşı açılan davanın husumet yokluğu nedeniyle reddi gerektiğinden davalılar yararına AAÜT’ye göre maktu vekalet ücreti verilmesi gerekirken nispi vekalet ücretine karar verilmesinin doğru olmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf isteğinin yerinde olduğu gerekçesiyle ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak, bakiye intifa bedeline ilişkin alacak talebinin reddine, intifanın terkin edilmesi için ödenen harç ve masraflara yönelik alacak talebine dair isteğin pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK’nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
Kararın Sonucuna ve Tam Künye Bilgilerine Erişin
Kararın sonucunu görmek, tam künye bilgileriyle kopyalamak ve PDF olarak indirmek için abone olun veya bir reklam filmi izleyin...