MahkemeYargıtay 11. Hukuk Dairesi
Esas No 2020 / ****
Karar No 2021 / ****
Karar Tarihi **.03.2021
Karşı OyYok

Karar Metni

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen davada Bucak 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 17.01.2019 tarih ve 2018/16 E. – 2019/13 K. sayılı kararın Yargıtayca incelenmesinin davacı vekili tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davacı ile davalı şirket arasında ticari ilişki olduğunu, davacı şirket tarafından keşide edilen 4 adet çekin davalıya verilmesine rağmen karşılığında davalı tarafından herhangi bir mal ya da hizmet sunulmadığını, çeklerin bedellerinin karşılıksız kaldığını iddia ederek, bu çeklerden dolayı davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davayı açmakta yararı olmadığını, davacının iddiasını yazılı delille ispatlaması gerektiğini, tanık dinlenemeyeceğini savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre davacı dava dilekçesi ile fatura karşılığı dava konusu çekleri keşide ettiğini, çek bedellerini ödemiş olmasına rağmen hizmet alamadığını iddia etmiş ise de düzenlenen bilirkişi raporunda ticari defterlerinde dava konusu çeklerin kayıtlı olmadığı, tarafların tacir olduğu, davacının TTK’nın 18. maddesi gereği ticari defterinde kayıtlı olmayan bir hususu tek başına yemin deliline dayanarak ispat edemeyeceği, davacının davaya konu çeklerin bedelsiz kaldığını ispat edemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İşbu karara karşı davacı vekili temyiz kanun yoluna başvurmuştur.
Mahkemece bozma ilamına uyulmuş ise de bozma gerekleri yerine getirilmemiştir. Davalı şirket yetkilisinin teklif edilen yeminin edası için davetin tebliğine rağmen geçerli bir özür sunmaksızın gelmedikleri, HMK’nın 229/1. maddesinde ”Yemin için davet edilen kimse, tayin edilen gün ve saatte mahkemede geçerli bir özrü olmaksızın bizzat hazır bulunmaz yahut hazır bulunup da yemini iade etmez ya da yemini eda etmekten kaçınırsa yemin konusu vakıaları ikrar etmiş sayılır.” hükmüne yer verildiği, mezkur hükümde düzenlendiği üzere davalı yemin konusu vakıaları ikrar etmiş sayılacağı gözetilerek davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.

Kararın Sonucuna ve Tam Künye Bilgilerine Erişin

Kararın sonucunu görmek, tam künye bilgileriyle kopyalamak ve PDF olarak indirmek için abone olun veya bir reklam filmi izleyin...