Karar Metni
MAHKEMESİ :(KAPATILAN) 3.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada İstanbul (Kapatılan) 3.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 27.05.2009 tarih ve 2008/103-2009/107 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesinin davalı vekili tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davacının dava konusu “mini star” ibareli markasını birçok ülkede 30. emtia sınıfında adına tescil ettirdiğini, benzer şekilde Türkiye’de TPMK’ye marka başvurusunda bulunduğunu, ancak başvurunun davalı adına kayıtlı “ülker mini star” markası ile ayırt edilemeyecek kadar benzer olduğu gerekçesiyle 556 sayılı KHK’nın 7/1,b maddesi uyarınca reddine karar verildiğini, ret kararına yapılan itirazın da TPMK YİDK tarafından reddedildiğini, ancak davalının dava konusu markayı uzun yıllardır kullanmadığını, buna rağmen sicilde kaydını devam ettirmek suretiyle rekabetin gelişimini engellediğini, bu nedenle 556 sayılı KHK’nın 14/1 ve 42/1,c maddeleri uyarınca davalı adına kayıtlı “mini star” ibareli markanın kullanılmadığının tespitiyle, hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davalının “ülker mini star” ibareli markasını 30. sınıf emtia listesi kapsamında … numaralı kayıt ile adına tescil ettirdiğini, davalının dava konusu markayı dava tarihinden geriye olan 5 yıl içerisinde kullandığını, ayrıca bu markaya benzer markaları da davalının kullandığını savunarak davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece yapılan yargılamaya göre, davalının “ülker mini star” ibareli markayı 30. sınıfta, 30.07.1985 tarihinden itibaren 10 yıl süreyle adına tescil ettirdiği, 30.07.2005 tarihinde ise 10 yıl süreyle kaydını yenilediği, davalının adına tescil edilen bu markayı 556 sayılı KHK’nın 14/1 ve 42/1,c maddeleri gereğince 5 yıl kesintisiz kullandığını ispatlamasının gerektiği, ancak davalının kullanıma yönelik herhangi bir delile dayanmadığı, kullanımını ispatlayamadığı, marka başvurusu bu nedenle reddedilen davacının davayı açmakta hukuki menfaati olduğu belirtilerek davanın kabulüne, davalı adına tescilli 86869 sayılı markanın hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmiştir.
Karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kullanmama nedenine dayalı markanın sicilden terkini istemine ilişkindir. Mahkemece, dava konusu markanın, 556 sayılı KHK’nın 14/1 ve 42/1,c maddeleri gereğince davalı tarafından kullanımının ispatlanmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Ancak, karar tarihinden sonra, 06.01.2017 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan Anayasa Mahkemesi’nin 14.12.2016 tarihli 2016/148 esas ve 2016/189 karar sayılı kararı ile 556 sayılı KHK’nın 14. maddesinin ve 24.07.2014 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 09.04.2014 tarihli 2013/147 esas ve 2014/75 karar sayılı kararı ile aynı düzenlemenin 42/1,c maddesinin iptaline karar verilmiştir. Bu durumda, karar tarihinden sonra Anayasa Mahkemesi’nin anılan iptal kararları değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiğinden yerel mahkeme kararının bozulması gerekmiştir.
Kararın Sonucuna ve Tam Künye Bilgilerine Erişin
Kararın sonucunu görmek, tam künye bilgileriyle kopyalamak ve PDF olarak indirmek için abone olun veya bir reklam filmi izleyin...