Karar Metni
MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 11. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada Antalya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 11.02.2019 tarih ve 2017/102 E- 2019/110 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine , istinaf isteminin esastan kabulüne dair Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi’nce verilen 06.02.2020 tarih ve 2019/979 E- 2020/154 K. sayılı kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, bazı noksanlıkların ikmali için mahalline gönderilen dosyanın eksikliklerin giderilmesinden sonra gönderildiği anlaşılmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalı şirket ile davacı (temlik eden) banka arasında imzalanan genel kredi sözleşmesinin diğer davalı tarafından müteselsil kefil olarak imzalandığını kullanılan kredi borcunun ödenmemesi üzerine hesabın kat edilerek gönderilen ihtarnameden bir sonuç alınamadığından başlattığı icra takibinin davalıların itirazına durduğunu ileri sürerek itirazın iptali ile takibin devamına ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili, davanın reddini istemiştir.
İlk derece mahkemesince, yapılan yargılama, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, banka ile davalı şirket arasında imzalanan 11.10.2016 tarihli protokolün yeni bir kredi kullandırımı şeklinde olduğundan ve davalı …’un bu protokolde kefalet imzası bulunmadığından davalı … yönünden nakti alacağa yönelik talebin reddine, davalı şirket yönünden itirazın kısmen iptali ile takibin borçlu şirket yönünden nakdi alacağa ilişkin olarak 84.800,00 TL asıl alacak, 5.927,52 TL işlemiş temerrüt faizi, 296,38 TL faizin %5 gider vergisi olmak üzere toplam 91.023,90 TL alacak üzerinden ve asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık %40,8 temerrüt faizi ve faizin %5 gider vergisi uygulanmak suretiyle devamına ve gayri nakti alacağa yönelik davanın davalılar yönünden kabulüne
karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekili istinafa başvurmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince, tüm dosya kapsamına göre, davacı (temlik eden) bankanın TCMB bildirdiği %50 faiz oranını kredi sözleşmelerine fiilen uyguladığına dair bir belgeyi dosyaya sunmadığı, genel kredi sözleşmesinin 22. maddesine dayanak yapılan tek taraflı uygulama ve % 100 faiz talebi Türk Borçlar Kanunu’nun 20. ve devamı maddeleri hükümlerinde yer alan genel işlem koşulları kapsamında davalıların durumunu ağırlaştırıcı ve haksız şart niteliğinde olduğu, davacı bankanın davalı şirkete 2016 yılında fiilen kullandırdığı krediler içerisinde en yüksek kredi faiz oranı % 20.40 olduğu, sözleşmede belirtilen % 100 baz ilavesi ile davacı bankanın uygulayabileceği faiz oranı % 40.80 olduğu davacı vekilinin temerrüt faizi oranına ilişkin istinaf sebeplerinin yerinde görülmediği, diğer taraftan banka ile davalı şirket arasında imzalanan protokolün yeni bir kredi kullandırımı olmayıp mevcut kredilerin yapılandırılması olarak düzenlendiği gözetildiğinde nakti alacağa yönelik davalı … yönünden davanın reddinin yerinde olmadığı gerekçesiyle bu yöne ilişkin davacı vekilinin istinaf isteğinin kabulü ile ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına, davanın kısmen kabulü ile davalıların takibe itirazlarının kısmen iptaline, takibin borçlular yönünden nakdi alacağa ilişkin olarak 84.800,00 TL asıl alacak, 5.921,52 TL işlemiş temerrüt faizi, 296,38 TL faizin % 5 gider vergisi olmak üzere toplam 91.023,90 TL alacak üzerinden ve asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık % 40.80 temerrüt faizi ve faizin %5 gider vergisi uygulanmak suretiyle devamına, gayrinakti alacağa ilişkin talebin kabulüne karar verilmiştir.
Karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan istinaf başvurusu üzerine HMK’nın 355 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi HMK’nın 369/1. ve 371. maddelerinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre davacı vekilinin aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2- Davada reddedilen miktar yönünden karar tarihindeki AAÜT’nin 13/1 maddesine göre 3.400,00 TL vekalet ücreti takdiri gerekirken maddi hata sonucu 11.428,76 TL takdir edilmesi doğru olmayıp kararın bu yönden bozulması gerekir ise de; yanlışlığın düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden davacının bu yöne ilişkin temyiz itirazının kabulüyle HMK’nın 370/2 maddesi gereğince kararın düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.
Kararın Sonucuna ve Tam Künye Bilgilerine Erişin
Kararın sonucunu görmek, tam künye bilgileriyle kopyalamak ve PDF olarak indirmek için abone olun veya bir reklam filmi izleyin...