MahkemeYargıtay 11. Hukuk Dairesi
Esas No 2020 / ****
Karar No 2021 / ****
Karar Tarihi **.04.2021
Karşı OyYok

Karar Metni

MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 11. HUKUK DAİRESİ

Taraflar arasında görülen davada Diyarbakır 2. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen 08.05.2018 tarih ve 2016/514 E. – 2018/221 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi’nce verilen 06.03.2020 tarih ve 2018/1702 E. – 2020/293 K. sayılı kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Avrupa Birliği (AB) Daire Başkanlığı tarafından ihale edilen ve “Strabağ AG Türkiye … Şubesi” tarafından yapımı üstlenilen “Diyarbakır Atık Su Arıtma Tesisi” yapım işinin “Montaj All Risk Sigorta Poliçesi” ile sigortalandığını, inşaat şantiye sahasında 17/09/2014, 02/01/2015, 23/01/2015 ve 28/01/2015 tarihlerinde dört adet kablo hırsızlığı olayı meydana geldiğini, hasar bedeli 118.634,93 Euro’nun sigortalıya ibra karşılığı 18/09/2015 tarihinde ödendiğini, davalı ile sigortalı arasındaki “Özel Güvenlik Hizmetleri Sözleşmesi” gereği güvenlik hizmetlerinin davalı tarafından verildiğini, davalının güvenlik hizmetlerini gereği gibi yerine getirmemiş olması sebebiyle meydana gelen zarardan sorumlu olduğunu ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 407.036,44 TL tazminatın faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili, sözleşmesinin sadece 3 özel güvenlik personelinin 8’er saatlik 3 vardiya halinde hizmetin yaklaşık 20 dönümlük arazi üzerinde iki nizamiye kapısı bulunan alanda sadece idari bina olarak kullanılan 2 adet konteynırın bulunduğu nizamiye kapısına ilişkin olduğunu, diğer nizamiye kapı güvenliğinin DİSKİ personeli tarafından sağlandığını, davalı şirketin şantiye alanına giriş veya çıkış yapan iş makineleri ve araçların taşıdığı yük hususunda herhangi bir kayıt, irsaliye ve fatura gibi belge kontrolü yapma yükümlülüğü ve sorumluluğunun bulunmadığını, kamera, aydınlatma, tahrip teller gibi eksikliklerin tespit edilerek yazılı olarak sigortalıya bildirildiğini, hizmetin verilmeye başlamasından sonraki süreçte talep üzerine güvenlik personeli sayısının 3’ten 6’ya çıkarıldığını ve her 8 saatlik vardiyada 2 güvenlik personeli tarafından hizmet verilmeye başlanıldığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, dava dışı sigortalının davalı ile olan sözleşmesine istinaden çalıştırdığı (3) adet güvenlik görevlisinin 200 dönümlük alanın tamamında 24 saat süreyle etkin bir şekilde güvenlik hizmeti sunmasının fiilen mümkün olmadığı, meydana gelen hırsızlık olaylarının sigorta poliçesi teminatı kapsamında olmadığı, yapılan ödemenin hatır/lütuf ödemesi (ex gratia) niteliğinde olduğu ve davalıya rücu imkanının bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili istinaf etmiştir.
Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesince tüm dosya kapsamına göre, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
1-Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK’nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından ve sigorta poliçesinde “şantiye saha çevresinin tel örgü ile çevrili ve 24 saat bekçi kontrolü altında olması” klozunun yer almasına göre davacı vekilinin aşağıdaki bent dışındaki sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, “Montaj All Risk Sigorta Poliçesi” ile sigortalı malların hırsızlanması nedeniyle sigortalıya ödenen hasar bedelinin rücuen tahsili istemidir.
İlk Derece Mahkemesince, hasarın poliçe teminatı kapsamında olmadığı, ödemenin lütuf ödemesi (ex gratia) niteliğinde olduğu ve davalıya rücu imkanının bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, kararın istinaf edilmesi sonrasında Bölge Adliye Mahkemesince de istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Ancak, davacı ile sigortalı arasında düzenlenen “Mutabakatname&İbraname” başlıklı belge ile davacı, hasar ile ilgili olarak sigortalının üçüncü şahıslara karşı olan talep ve dava haklarını temlik almıştır. Başka bir deyişle, dava dışı sigortalı şirket, dava konusu hasar ile ilgili kendi akidi davalı ile aralarındaki “Özel Güvenlik Hizmetleri Sözleşmesi” gereği talep edebileceği alacağını davacı … şirketine temlik etmiştir.
Bu itibarla mahkemece, davacının sigorta ilişkisi dışında alacağın temliki hükümlerine göre de talep hakkı bulunduğu kabul edilerek, davalının tazminat yükümlülüğünün iddia, savunma ve davalının kendi akidi ile yaptığı Özel Güvenlik Hizmetleri Sözleşme hükümleri de incelenerek sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken, hatalı gerekçe ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, kararın davacı yararına bozulması gerekmiştir.

Kararın Sonucuna ve Tam Künye Bilgilerine Erişin

Kararın sonucunu görmek, tam künye bilgileriyle kopyalamak ve PDF olarak indirmek için abone olun veya bir reklam filmi izleyin...