MahkemeYargıtay 11. Hukuk Dairesi
Esas No 2020 / ****
Karar No 2021 / ****
Karar Tarihi **.04.2021
Karşı OyYok

Karar Metni

MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 11. HUKUK DAİRESİ

Taraflar arasında görülen davada Alanya 4. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen 12.04.2019 tarih ve 2017/138 E. – 2019/231 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin kabulüne dair Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi’nce verilen 16.06.2020 tarih ve 2019/1469 E. – 2020/685 K. sayılı kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, taraflar arasında imzalanan 20.10.2011 tarihli sözleşmeyle müvekkiline ait taşınmazın davalıya 1.150.000,00 Euro bedelle satılmasının kararlaştırıldığını, sözleşmeyle, satış bedelinin 800.000,00 Euro’sunun nakden, 350.000,00 Euro’sunun ise malen ödenmesinin öngörüldüğünü, davalı şirketin satış bedelini ödemede güçlük çektiğini belirterek nakden ödeyeceği 800.000,00 Euro için leasing kredisi kullanmak istediğini, krediden doğan tapu devir ve KDV masraflarının da davacı şirketçe karşılanmasını şart koşarak 11.04.2012 tarihinde taraflar arasında yeni bir sözleşme imzalandığını, davalı şirketin, leasing kredisi kullanımından dolayı tapu ve KDV masraflarının ne kadar tutacağının belirsiz olması nedeniyle sözleşme anında 300.000,00 Euro rakamını belirlediklerini, davalının gerçek masraflar netleştiğinde tekrar bir hesap görülerek fazla kesilen masraf bedelinin davacı şirkete iade edileceğini sözlü olarak taahhüt ettiğini, ancak ilerleyen zamanda davalı şirketin leasing firmasıyla ilişiğini kesip kesmediğini, kesildi ise ne kadar masraf yapıldığına dair bir açıklama yapmadığını, hatta daha fazla masraf yaptığı söylenerek davacı şirketi muhatap almadığını, haricen edindikleri bilgiler ışığında davalı şirketin Halk Finansal Kiralama A.Ş. leasing firmasıyla ilişiğinin 2014 yılında kesildiğini, yapılan masrafların netleştiğini, ancak davalı şirketin sözleşmenin amacına aykırı hareket ederek 800.000,00 Euro’dan daha fazla kredi kullandığını, sözleşmenin amacı doğrultusunda gerçekte yapılan toplam masrafın tespit edilerek davalıdan tazmininin gerektiğini ileri sürerek, şimdilik 20.000,00 Euronun davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiş, akabinde ise 29.08.2018 tarihli ıslah dilekçesiyle talebini 105.971,20 Euro’ya yükseltmiştir.
Davalı vekili, talebin zamanaşımına uğradığını, davacının taraflar arasında imzalanan sözleşme haricinde istemlerde bulunduğunu, imzalanan sözleşmede davacının iddialarını içeren bir hüküm bulunmadığını, ayrıca yazılı belge ile ispat edemediğini, sadece taraflar arasında sözlü taahhüdün delil olamayacağını, 11.04.2012 tarihli sözleşmede, sözleşme bedelinin 1.150.000,00 Euro olarak kararlaştırıldığını, bu bedel üzerinden 240.000,00 Euro bedel ile leasing KDV masrafı + 60.000,00 Euro bedelin mükerrer tapu masrafı olarak kararlaştırıldığını, bu bedellerin satıcı firma tarafından ödeneceğinin açık ve net şekilde kararlaştırıldığını, davacı şirketin satım sözleşmesine konu ve leasing kredisi ile satın alınan taşınmazın maliki olduğunu, taşınmazın davacı uhdesinde olduğu için başlangıçta leasing kredi miktarını, krediye konu taşınmazı kendisine devir edecek olan davacı firma adına kredi miktarını ödediğini, burada leasing firmasının kredinin tamamını davacı şirkete ödediğini, davacı şirketin kendisine ödenen bu bedeli sonrasında içerisinde kimi kesintileri yaparak davalı şirkete ödediğini, bu ödemeler yapıldığı sırada bu şekilde iddiaları olmayan davacı firmanın altı sene sonra bu iddialarda bulunmasının kabul edilemeyeceğini, davacı tarafından açılan davanın hukuki temelinin olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
İlk derece mahkemesince, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, taraflar arasında 11.04.2012 tarihli taşınmaz satım sözleşmesi imzalandığı, tarafların ticari defterleri üzerinde yapılan bilirkişi incelemesi sonucunda tarafların birbirleri ile ticari ilişkisi hakkında herhangi bir muhasebe kaydının bulunmadığının tespit edildiği, tarafların tacir olması nedeniyle davacı tarafın 300.000,00 Euro leasing kredi kullanım masrafının tahmini olarak sözleşmeye yazıldığı, fazla kesilen miktarın davacı tarafa ödeneceğinin sözlü olarak taahhüt edildiği iddialarının yazılı delillerle kanıtlanamaması nedeniyle dinlenemeyeceği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İstinaf mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, taraflar arasındaki sözleşmeye göre, taşınmazın satış bedelinin 1.150.000,00 Euro olduğu ve davalının bu bedelin 850.000,00 Euro’luk kısmını leasing kredisi kullanarak ödeyeceği, sözleşmenin 5. maddesine göre, belirtilen tutarda kullanılan kredi sebebiyle yapılacak olan tapu masrafı ve KDV’nin davacının yükümlülüğünde olduğu ancak davalı tarafın sözleşmeye aykırı davranarak bu tutarda fazla kredi kullandığı, sözleşmede belirtilen tutarda kredi kullanılsaydı ödenecek tapu masrafı ve KDV tutarının 194.028,80 Euro olacağı, davalı tarafın sözleşmede yazan miktardan fazla kredi kullanıp harç, KDV ve masrafı arttırmasının kendi lehine sebepsiz zenginleşme teşkil edeceği ve aradaki farkın davacıya iadesi gerektiği gerekçesiyle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, esas hakkında yeniden hüküm tesis edilmek suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Dava, sözleşmeye aykırılık iddiasına dayalı alacak istemine ilişkin olup, bölge adliye mahkemesince yazılı gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Taraflar arasında aynı taşınmaza ilişkin ilki 20.10.2011, ikincisi ise 11.04.2012 tarihinde akdedilmiş iki adet adi yazılı gayrimenkul satış sözleşmesi bulunmaktadır. İlk sözleşmede, davacıya ait taşınmazın 1.150.000 Euro satış bedeli karşılığında davalıya satılması hususunda anlaşmaya varılmış, satış bedelinin 800.000 Euro’luk kısmının nakden bakiye kısmının ise davalıya ait 2 adet villanın davacıya verilmesi suretiyle malen ödenmesi kararlaştırılmıştır. Akabinde tarafların mutabakatıyla ilk sözleşme hükümleri feshedilmiş ve taşınmazın satışı hususunda yeni bir sözleşme akdedilmiştir. Sonraki sözleşmenin 2. maddesi; “ İlk sözleşmede belirtilen 1.150.000 Euro satış bedeli işbu sözleşmenin 5. maddesinde açıklanan şartlar dahilinde 300.000 Euro düşürülerek 850.000 Euro olarak kararlaştırılmıştır…”hükmünü haizdir. Atıf yapılan 5. maddede ise, leasing kredisi kullanılmasından dolayı oluşacak olan 300.000 Euro masrafın satıcı tarafından karşılanacağı, bu tutarın ilk sözleşme tutarı olan 1.150.000 Euro’dan mahsup edileceği belirtilmekte, devamında ise kalan 850.000 Euro’nun nasıl ödeneceği gösterilmektedir. Davacı yan, anılan sözleşme hükümlerini zikrederek, bu hükümlere göre davalının 800.000 Euro için leasing kredisi kullanması gerektiğini, söz konusu kredi sebebiyle oluşacağı belirtilen 300.000 Euro masrafın ise bu masraflar sözleşmenin yapıldığı anda belli olmadığından tahmini olarak belirlendiğini, davalı yanın bu masrafların daha az olması halinde aradaki farkı kendisine iade edeceğini sözlü olarak taahhüt ettiğini, ancak masraflar netleşmesine rağmen hesap görmeye yanaşmadığı gibi kararlaştırılan tutardan daha fazla kredi kullandığını ve bu suretle masrafı artırdığını iddia etmekte ve aradaki tutarın kendisine iade edilmesini talep etmektedir. Ancak yukarıda anılan sözleşme hükümlerinden davacı yanın iddia ettiği bir anlam çıkmamakta, tersine tarafların iradesinin leasing kredisi kullanılmasından dolayı satış bedelinden maktu olarak indirim yapmak olduğu anlaşılmaktadır. Davalının hangi tutar için kredi kullandığının bir önemi bulunmamaktadır. Bu itibarla, belirtilen hususlar gözetilerek davanın reddine karar verilmesi gerekirken sözleşme hükümlerinin yanlış yorumlanması suretiyle davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.

Kararın Sonucuna ve Tam Künye Bilgilerine Erişin

Kararın sonucunu görmek, tam künye bilgileriyle kopyalamak ve PDF olarak indirmek için abone olun veya bir reklam filmi izleyin...