Karar Metni
MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 6. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada Kayseri 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 28.10.2019 tarih ve 2018/144 E. – 2019/315 K. sayılı kararın davalı tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi’nce verilen 31.01.2020 tarih ve 2020/102 E. – 2020/139 K. sayılı kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili şirketin Türkiye baskı, ofset, kırtasiye sektörünün önde gelen şirketlerinden olduğunu, 1986 yılından beri ulusal ve uluslararası pazarda başarıyla hizmet verdiğini, davalının 2001/00780 numaralı “Furkan” markasını 37, 40, 41 emtialarda 19.11.2001 tarihinde haksız ve kötüniyetli tescil ettirdiğini, son 5 yıllık süre içerisinde kullanmadığını, müvekkilinin “Furkan” ve “Furkan Ofset” esas unsurlu markalar üzerinde eskiye dayalı tek ve gerçek hak sahibi olduğunu, Türk Patent ve Marka Kurumu nezdinde 1995/001148 tescil numaralı “Furkan Ofset” markası adı altında 1995 yılından beri hizmetinin devam ettiğini, aynı zamanda ticaret unvanı olan Furkan ibaresiyle 30 yılı aşkın süredir kendi markalarını meşhur ve maruf hale getirmiş ve daha önce tescil ettirmiş olmakla gerçek hak sahibi haline geldiğini, markası ile ayırt edilemeyecek derecede aynı olan davalının müvekkilinden daha sonra kötü niyetli tescil ettirmiş olduğu 2001/00780 numaralı “Furkan” markasının 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 9. maddesi uyarınca hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı, halen sahibi olduğu Furkan markasının 2001-2016 yılları arasında babası İbrahim Şahin’in de ortak olduğu Furkan Basın Yayın Ltd. Şti. tarafından TPMK nezdinde 37, 40, 41 sınıflarda 2001/00780 sayı ile tescil ettirdiklerini, markanın 2016 yılına kadar aktif ve kesintisiz olarak kullanıldığını, kullanım hakkını Furkan Basın Yayın Ltd. Şti’den çocuklara ve yetişkinlere yönelik zeka geliştirici eğitim projeleri ve markanın kapsamındaki 37, 40, 41 sınıflarda kullanmak üzere satın aldığını, markanın 20.02.2016 tarihinde yeniden adına tescilinin yapıldığını, 2016 yılında “Furkan” markası adı altında “Ticaret Pusulası” isimli aylık ticari gazete çıkardıklarını, halen de çocuk eğitim yayınları çıkarmaya devam ettiklerini, markanın 2001 yılında tescil edildiğini, 2016 yılına kadar da kesintisiz ve aktif olarak kullanıldığını, kullanmamış olması söz konusu olsa bile bu durumun kendisinin hak sahibi olduğu gerçeğini değiştirmeyeceğini savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; şüpheye yer bırakmayacak şekilde kurallara uygun düzenli, aralıksız ve de ciddi olarak kullanılmayan mal veya hizmetler için kullanmama nedeniyle iptal yaptırımının şartlarının gerçekleştiği gerekçesiyle davanın kabulüyle davalı adına tescilli 2001/00780 sayılı “FURKAN” markasının tescil kapsamındaki tüm hizmetler açısından kullanılmaması nedeniyle iptaline karar verilmiştir.
Karara karşı davalı istinaf kanun yoluna başvuruda bulunmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince, dava konusu markanın tescil tarihinin 29.07.2002 tarihi olduğu ve dava tarihi olan 06.04.2018 tarihi dikkate alındığında bu tarihten geriye doğru 5 yıllık süre içerisinde yasanın aradığı kapsamda kullanılmadığının somut olayın özelliklerine uygun, yargılama aşamasında davalı tarafından markanın kullanımına dair tüm delillerin değerlendirildiği hükme esas bilirkişi heyeti raporu ile markanın 20.02.2016 tarihinde davalıya devredildiği bildirilmiş ise de devir olgusunun 5 yıl kullanmama nedeniyle iptal talep hakkını ortadan kaldırmayacağı, markanın kullanımında sürekliliğin esas olduğu, devredilmiş olmasının kullanmama olgusunu kesen nedenlerden olmadığı gerekçeleriyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Kararı, davalı temyiz etmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK’nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
Kararın Sonucuna ve Tam Künye Bilgilerine Erişin
Kararın sonucunu görmek, tam künye bilgileriyle kopyalamak ve PDF olarak indirmek için abone olun veya bir reklam filmi izleyin...