MahkemeYargıtay 11. Hukuk Dairesi
Esas No 2020 / ****
Karar No 2021 / ****
Karar Tarihi **.04.2021
Karşı OyYok

Karar Metni

MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 13. HUKUK DAİRESİ

Taraflar arasında görülen davada Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 08.11.2016 tarih ve 2014/18 E. – 2016/708 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi’nce verilen 05.01.2017 tarih ve 2017/2 E. – 2017/3 K. sayılı kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalının 16.07.2007-30.11.2012 tarihleri arasında davacı şirkette “Kalite Kontrol Laborantı-Analiz Teknisyeni” olarak çalıştığını, 20.11.2012 tarihli istifa dilekçesiyle ile işten ayrılıp, 30.11.2012 tarihli ibraname ile ilişiğinin kesildiğini, davalının 13.07.2007 tarihinde “Gizlilik Taahhütnamesi” imzaladığını ancak davalının kısa bir süre sonra dava dışı Argon Kimya şirketinde işe başladığını ve davacı şirkette çalışması sırasında öğrendiği gizli bilgileri paylaştığının tespit edildiğini ileri sürerek fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak şimdilik 1.000,00 TL’nin tahsiline karar verilmesini istemiş, yargılama sürecinde davacı tarafça 50.000 USD üzerinden harç ikmali yapılmıştır.
Davalı vekili, kısmi dava açılmasında hukuki yararın bulunmadığını, davalının meslek lisesi mezunu olduğunu ve davacı şirkette “Kalite Kontrol Personeli” olarak görev yaptığını, iddia edilen ürün geliştirme ve AR-GE çalışmaları, ürün formül ve reçeteleri hakkında davalının hiçbir bilgisinin bulunmadığını, ürün analizlerinin ne şekilde yapılacağının davacı şirketin kamuya açık internet sitesinde açık bir şekilde yazılı olduğunu, davaya konu belgelerin hukuki geçerliliğinin bulunmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, 6098 sayılı TBK 445 (eski BK 349 vd.) maddeleri kapsamında cezai şart istemine dayanak rekabet yasağı sözleşmesinin süre bakımından özel durum ve koşullar bulunmamasına rağmen 2 yılı aşkın olarak düzenlenmesinde davalının ekonomik özgürlüğünün önemli biçime kısıtlanması nedeniyle geçersiz olduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili istinaf etmiştir.
İstanul Bölge Adliye Mahkemesince tüm dosya kapsamına göre, davacı vekilinin istinaf talebinin 6100 sayılı HMK’nun 353/1-b1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, işçinin rekabet yasağına aykırılığı iddiasına dayalı alacak istemine ilişkindir.
Davacı vekili, davalının 16.07.2007 tarihli sözleşme ile davacıya ait işyerinde “Kalite Kontrol Laborantı Analiz Teknisyeni” görevi ile çalışmaya başladığını, 13.07.2007 tarihinde “Gizlilik Taahhütnamesi” imzaladığını, 20.11.2012 tarihli istifa dilekçesiyle ile işten ayrılıp, 30.11.2012 tarihli ibraname ile ilişiğini kestiğini ve ancak 06.12.2012 tarihinde rakip firmada işe başlamak suretiyle taahhüdünü ihlal ettiğini ileri sürmüştür.
6101 sayılı Yasa’nın 1. maddesi uyarınca olaya uygulanması gereken 6098 sayılı TBK’nın 444 maddesinde; “Fiil ehliyetine sahip olan işçi, işverene karşı, sözleşmenin sona ermesinden sonra herhangi bir biçimde onunla rekabet etmekten, özellikle kendi hesabına rakip bir işletme açmaktan, başka bir rakip işletmede çalışmaktan veya bunların dışında, rakip işletmeyle başka türden bir menfaat ilişkisine girişmekten kaçınmayı yazılı olarak üstlenebilir. Rekabet yasağı kaydı, ancak hizmet ilişkisi işçiye müşteri çevresi veya üretim sırları ya da işverenin yaptığı işler hakkında bilgi edinme imkânı sağlıyorsa ve aynı zamanda bu bilgilerin kullanılması, işverenin önemli bir zararına sebep olacak nitelikteyse geçerlidir.”, devam eden 445. maddesinde ise; “Rekabet yasağı, işçinin ekonomik geleceğini hakkaniyete aykırı olarak tehlikeye düşürecek biçimde yer, zaman ve işlerin türü bakımından uygun olmayan sınırlamalar içeremez ve süresi, özel durum ve koşullar dışında iki yılı aşamaz. Hâkim, aşırı nitelikteki rekabet yasağını, bütün durum ve koşulları serbestçe değerlendirmek ve işverenin üstlenmiş olabileceği karşı edimi de hakkaniyete uygun biçimde göz önünde tutmak suretiyle, kapsamı veya süresi bakımından sınırlayabilir.” düzenlemesi mevcuttur.
Anılan düzenlemeler ile işçinin, işverenle ilişkide olan müşterileri tanıdığı hallerde, iş sözleşmesinin sona ermesi ardından işverenle rekabet oluşturacak şekilde kendi namına iş yapmaması, rakip bir firmada ortak olamaması ya da iş sözleşmesiyle çalışmaması şeklinde şart içeren sözleşmeler yapabileceği düzenlenmiş olup, rekabet yasağı kaydının geçerlilik ve sınırlandırılmasına ilişkin koşullar da ayrıca belirtilmiştir.
Bu halde, somut olayda öncelikle davalının işyerindeki görevinin davacının müşteri çevresine, üretim sırlarına ya da işverenin yaptığı işler hakkında bilgi edinme imkânı sağlayıp sağlamadığı, sağlamakta ise bu bilgilerin kullanılmasının işverenin önemli bir zararına sebep olacak nitelikte olup olmadığının incelenerek rekabet yasağına ilişkin kaydın geçerli olup olmadığının belirlenmesi, geçerli olduğu sonucuna varılması halinde ise devam eden 445. madde koşulları dikkate alınarak inceleme yapılarak sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken, İlk derece mahkemesince hatalı ve yetersiz gerekçe ile yazılı şekilde hüküm kurulması ve Bölge Adliye Mahkemesince de istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın bozulması gerekmiştir.

Kararın Sonucuna ve Tam Künye Bilgilerine Erişin

Kararın sonucunu görmek, tam künye bilgileriyle kopyalamak ve PDF olarak indirmek için abone olun veya bir reklam filmi izleyin...