MahkemeYargıtay 11. Hukuk Dairesi
Esas No 2020 / ****
Karar No 2021 / ****
Karar Tarihi **.04.2021
Karşı OyYok

Karar Metni

MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 16. HUKUK DAİRESİ

Taraflar arasında görülen davada Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 25.10.2016 tarih ve 2014/156 E. – 2016/177 K. sayılı kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine-kısmen kabul-kısmen reddine dair İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi’nce verilen 21.02.2020 tarih ve 2017/4230 E. – 2020/420 K. sayılı kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili; davalı şirket adına tescilli 2005/29321 sayılı ” …” , 2010/33481 sayılı “…+SEKİL” ve 2011/55581 sayılı “… RESİDENCE” markaların bulunduğunu, davalının 2005/29321 sayılı ” …” markasını 5 yıl kesintisiz olarak kullanmadığını ve kullanmama nedeniyle hükümsüz kılınması gerektiğini, 2010/33481 sayılı “…+SEKİL” ve 2011/55581 sayılı “… RESİDENCE” markalarının ise müvekkilinin daha öncesinde kullanımı olduğu ve öncelik hakkı bulunduğunu ileri sürerek davalı adına tescilli markaların 19. sınıfta tescilli bulunan ” kum, çakıl, mozaik, mıcır, kum taşı, kum, çakıl ve benzeri tabii malzemelerden hazırlanan kuru karışımlar (agregalar) akvaryum kumları… Kireçler; ç çimentolar, alçılar….Hazır betonlar, hazır harçlar; hazır sıvalar,hazır renkli sıvalar…Alçıdan mamül paneller, panolar, duvarlar, bölmeler, yapı elemanları, alçıdan mamul prefabrik yapı elemanları…Tuğlalar, kiremitler, asmolenler, briketler, mahye kiremitleri… Yollar için metal,mekanik ve aydınlatmalı olmayan trafik işaretleri…” mal ve hizmetleri yönünden hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; davacının uzun yıllardan beri müvekkili ile ticari ilişki içinde bulunduğunu, hükümsüzlüğü talep edilen markaları uzun yıllardan beri tescilli ve tescilsiz olarak markasal anlamda kullandığını bilmesine rağmen uzun yıllar sonra hükümsüzlük talebinde bulunduğunu, davacının uzun süre sessiz kaldığını, bundan dolayı hak kaybına uğradığını, davanın kötü niyetli olarak açıldığını, davacının önceye dayalı hakkı bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
İlk derece mahkemesince, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre; davalı tarafın bir kısım kullanımının Neyzen firması ismi ile birlikte geçtiği, Neyzen firmasının … kuruluşu olduğu ve … ibaresinin markasal olarak faturalarda yer aldığı, bu şekilde davalının yan kuruluşu olan ve fiili irtibatlı olduğu Neyzen firması ile yaptığı kullanımların markasal anlamda kullanım kapsamında olduğu, “çakıl, kum taşı, kum çakıl vb. tabi malzemeden hazırlanan kuru karışımlar agregalar, akvaryum kumları, alçıdan mamul panolar, duvarlar, örmeler, yapı elemanları, alçıdan mamul prefabrik yapı elemanları, kiremitler, briketler, mahyel kiremitleri ve yollar için metal, mekanik ve aydınlatmalı olmayan trafik işaretleri” emtialarında davalının kullanımını ispat edemediği gerekçesiyle; davanın kısmen kabulüne, 2005/29321 sayılı “…” markasının “çakıl, kum taşı, kum çakıl vb. tabi malzemelerden hazırlanan kuru karışımlar , (agregalar ), akvaryum kumları alçıdan mamul panolar, duvarlar, bölmeler, yapı elemanları, alçıdan mamul prefabrik yapı elemanları, kiremitler briketler, mahye kiremitleri ve yollar için metal, mekanik ve aydınlatmalı olmayan trafik işaretleri” emtiaları yönünden kısmen iptaline, TPMK kayıtlarından terkin edilmesine, 2010/33481 nolu “…+şekil” ve 2011/55581 nolu “… recidans şekil” markaları yönünden davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı taraf vekilleri tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince; davalı adına tescilli 2005/29321 markanın kullanmamadan dolayı hükümsüzlüğünün istendiği ancak Anayasa Mahkemesi’nin 14/12/2016 tarihli kararıyla, kullanmama nedeniyle hükümsüzlük/iptal davalarına ilişkin KHK’da yer alan yasal dayanağın ortadan kalktığı, bu nedenle 2005/29321 numaralı marka yönünden konusuz kalan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığı kararının verilmesi gerektiği, davaya konu diğer 2010/33481 ve 2011/55581 sayılı markalar yönünden ise mahkemece davacının önceye dayalı hak sahibi olup olmadığının kararda tartışılmadığı, davacının sunduğu faturalarda yer alan “Özyurt Madencilik İnş. San. ve Tic. A.Ş.” şeklindeki kullanımın ticaret unvanı kullanımı olduğu, davacının davalı markalarının tescilli olduğu ürünler üzerinde “ÖZYURT” ibaresini markasal kullandığını ispatlar delil sunmadığı, önceye dayalı hakkı bulunduğunu ispatlayamadığı, ayrıca dosyaya sunulan faturalardan tarafların 2005-2006 yıllarından itibaren ticari ilişki içerisinde bulunduğu, davacının davalının 2005/29321 tescil numaralı markasından haberdar olmamasının düşünülemeyeceği, bu marka yönünden davacı tarafça daha önce hükümsüzlük davası da açılmadığı, davalı tarafça bu markanın asli unsuru olan “ÖZYURT” ibaresi ve markanın davalı işletme ile bağlantısı ve tüketici nezdinde yaratılan izlenim korunarak, önceki markanın 19. sınıfta kapsadığı ürün ve hizmetleri içerecek biçimde tüketiciye yenilenmiş marka imajı ile sunulduğu ve kullanımının süreklilik arz ettiği dikkate alındığında davaya konu sonraki tarihli markalar yönünden hükümsüzlüğü istenen 19. sınıf emtialarda müktesep hak teşkil edeceği gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince reddine, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince kısmen kabulüne, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına, 2005/29321 sayılı marka ile ilgili olarak Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararı nedeniyle konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına, 2010/33481 ve 2011/55581 sayılı markalar yönünden ise davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan istinaf başvurusu üzerine HMK’nın 355 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi HMK’nın 369/1. ve 371. maddelerinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.

Kararın Sonucuna ve Tam Künye Bilgilerine Erişin

Kararın sonucunu görmek, tam künye bilgileriyle kopyalamak ve PDF olarak indirmek için abone olun veya bir reklam filmi izleyin...