MahkemeYargıtay 11. Hukuk Dairesi
Esas No 2020 / ****
Karar No 2021 / ****
Karar Tarihi **.04.2021
Karşı OyYok

Karar Metni

MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ11. HUKUK DAİRESİ

Taraflar arasında görülen davada İzmir Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 04.05.2017 tarih ve 2016/115 E. – 2017/52 K. sayılı kararın davalı- karşı davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin kabulüne dair İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi’nce verilen 28.01.2020 tarih ve 2017/1613 E. – 2020/127 K. sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı-karşı davalı vekili ve katılma yoluyla davalı-karşı davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, 6100 sayılı Kanun’un 369. maddesi gereğince miktar veya değer söz konusu olmaksızın duruşmalı olarak incelenmesi gereken dava ve işlerin dışında bulunduğundan duruşma isteğinin reddiyle, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Asıl davada davacı-karşı davalı vekili, müvekkili şirketin “DÜĞÜN MODA EVİ” ve “DÜĞÜN” tescilli markaları ile gelinlik, nişanlık, abiye, giysi vb. tekstil alanında 25-26-36 sınıflardaki işleri yapmak üzere faaliyetini sürdürdüğünü, müvekkili şirketin bu markaları iş yerlerinde reklam panolarında, tabela ve reklam vasıtalarında kullandığını, davalı şirketin de müvekkilinin tescilli markası kapsamındaki mal ve hizmetlerle ilgili alanda faaliyet gösterdiğini, davalı şirketin “Düğün” ibaresini markasal olarak kullandığını, kullanımının davacı markasına tecavüz oluşturduğunu, ayrıca haksız rekabete yol açtığını, “DÜĞÜN MODA EVİ” tescilli markasına son derece benzeyen “DÜĞÜN AVM” ibaresini bilerek ve iltibas yaratmak amacıyla kullandığını, bu durumun TTK 57/5 maddesine aykırılık teşkil ettiğini, müvekkilinin tescilli markasının izni olmaksızın ticari unvan ve işletme adı olarak kullanılmasının mümkün olmadığını, mahkemenin 2016/34 D.İş sayılı dosyası ile 18.04.2016 tarihinde yapılan tespit sonucu alınan bilirkişi raporunda davalının markaya tecavüz ettiğinin ve haksız rekabete yol açtığının tespit edildiğini ileri sürerek davalı şirketin kullandığı “DÜĞÜN AVM” ibaresinin müvekkilinin tescilli markasına aynen benzediğinden markaya
tecavüzün önlenmesine, meni’ne, müvekkiline ait tescilli markanın kullanıldığı tabelaların sökülmesine, reklam vasıtası, basılı evrak ve ürünlerin toplatılmasına, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 556 sayılı KHK’nın 66/2a maddesi uyarınca hesaplanacak 1.000,00 TL maddi, 10.000,00 TL manevi tazminatın ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı- karşı davacı vekili, tekstil alanında faaliyet göstermekte olan müvekkilinin bindallı, nişan ve düğün kıyafetleri konusunda uzmanlaştığını, tasarımlarının da üne kavuştuğunu, müvekkili şirketin 24.02.2016 tarihinde “DÜĞÜN AVM” ve “SEYRANLI DÜĞÜN AVM” markalarının tescili için başvuru yaptığını, ortak kullanılan düğün ibaresinin ayırt edicilik gücünün zayıf olduğunu, TPE nezdinde “düğün sepeti” “düğün paketçisi” “ilhami acar düğün moda evi” “düğün mağazam” “düğün çarşısı” “düğüncü” “düğün atölyesi” “düğün market” markalarının tescil edilmiş olduğunu, sektörde çok sayıda firma tarafından farklı eklerle birlikte kullanıldığını, markalara ayırt edici nitelik katmayan, ticaret alanında herkes tarafından kullanılabilir nitelikte olan unsurların markaların karşılaştırılmasına esas alınamayacağını, “DÜĞÜN AVM” gibi birden fazla kelime unsuru içeren markalarda kelime unsurlarından sadece birisinin aynı olmasının markaların ayırt edilemeyecek derecede benzer olduğu anlamına gelmediğini, davalı şirketin mağazasının pek çok yerinde Seyranlı isminin bulunduğunu, bu nedenle de “DÜĞÜN AVM”nin kullanılmasında tüketicilerin yanılgıya düşmesinin söz konusu olmadığını, tespit dosyasında markaya tecavüze dair bir tespit yapılmadığını, davacı tarafın markasına herhangi bir tecavüzün söz konusu olmadığını savunarak asıl davada davanın reddini talep etmiş, karşı dava dilekçesinde ise ; 556 sayılı KHK’nın 7/c,d maddesine göre ticaret alanında cins, çeşit, vasıf, kalite, miktar, amaç , değer, coğrafi kaynak belirten veya malların üretildiği hizmetlerin yapıldığı zamanı gösteren veya malların ve hizmetlerin diğer karakteristik özelliklerini belirten işaret ve adlandırmaların, ticaret alanında herkes tarafından kullanılan adların münhasıran veya esas unsur olarak içeren markaların tescil edilmesinin mümkün olmadığını, düğün sektöründe herkes tarafından kullanılan davacının “DÜĞÜN” markasının hükümsüz olduğunu, 19.10.2011 tarihinde Resmi Gazete’de yayınlanan BİK/TPE 2007/2 sayılı Marka Tescil Başvurularına Ait Mal ve Hizmetlerin Sınıflandırılmasına ilişkin tebliğde yapılan değişiklik öncesi genel bir tabir bulunduğu zamanda davacının markalarının bu şekilde tescil edildiğini, bindallı, gelinlik, damatlık satışı ile iştigal eden bir firmanın tabelasında düğün ibaresi kullanmadan yaptığı işi tanımlamanın mümkün olmadığını, davacı firmanın “DÜĞÜN” markasının kötü niyetli, sektörü daraltmaya ve haksız rekabet yaratmaya yönelik olduğunu, herhangi bir ayırt edici unsur ilave edilmeden sadece tanımlayıcı “DÜĞÜN” ibaresinin tescil için yeterli olmadığını, tüketici tarafından sektörün tanımlanması olarak algılandığını ileri sürerek 2000/05738 sayılı “DÜĞÜN” markasının 556 sayılı KHK’nın 7. maddesinde belirtilen mutlak red nedenlerin varlığı nedeniyle hükümsüzlüğünün tespitine ve terkinine ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı-karşı davalı vekili, karşı dava dilekçesine verdiği cevapta; karşı davacının talebinin yasal bir dayanağının bulunmadığını savunarak karşı davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; “DÜĞÜN” markasının ayırt edici nitelik taşıdığı, ilgili sektörün mensuplarınca yaygın olarak kullanılması gereken bir sözcük olmadığı, “DÜĞÜN” ibaresinin 25, 26 ve 35. sınıfın ilgili hizmeti bakımından tasvir edici, cins bildirici, kalite bildirici bir yönü olmadığı, hükümsüzlük iddiasının dayanaksız olduğu gerekçesiyle karşı davanın reddine, davacının koruma altında olan her iki markasının da tarihsel önceliği olduğu, davalının fiili kullandığı “DÜĞÜN AVM” marka başvurusunun reddedildiği, “SEYRANLI DÜĞÜN AVM” marka başvurusunun ise sürecinin devam ettiği, dolayısıyla davalının fiili kullanımlarının haklı zeminini oluşturması bakımından tescilli bir başvurusundan söz edilemeyeceği, davalının bir tescili olmadığı halde davacıya ait tescilli markaları kullanıp faaliyet göstererek karıştırılma riskini yarattığı, davalının fiili kullanımının davacının markasına tecavüz ve haksız rekabet oluşturduğu, davalının fiili kullanımı karşılığı tecavüzlü dönem bakımından net kârın 1.184,64 TL olduğu, haksız rekabete bağlı davacının zararının olduğu gerekçesiyle asıl davanın kabulüyle; tecavüzün önlenmesine, tecavüzlü tabela, reklam, sarf vb. ticari evrakın toplatılması suretiyle tecavüzün giderilmesine, 1.000,00 TL maddi tazminat ve tarafların sosyal ve ekonomik durumu, eylemin mahiyeti, coğrafi konumları ve sektörün özellikleri nedeniyle 10.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, maddi tazminatın fazla kısmının saklı kalmasına ve karşı davanın sabit olmadığından reddine karar verilmiştir.
Karara karşı asıl davada davalı-karşı davacı vekili istinaf kanun yoluna başvuruda bulunmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince, asıl davada davacı vekili, müvekkili şirket adına tescilli “DÜĞÜN MODA EVİ” ve “DÜĞÜN” markalarına davalının tecavüz ettiğini ileri sürerek markaya tecavüzün önlenmesi ve giderilmesi ile maddi ve manevi tazminat isteminde bulunmuş olup davalı şirketin işletmesinde giyim ve düğün eşyalarının, evde kullanılan tekstil takımlarının, tekstil malzemesinden ev eşyalarının satışı alanında faaliyet gösterdiği, davacının tescilli markalarının ve davalının fiilen kullandığı ve tecavüze konu olduğu iddia edilen “DÜĞÜN” ve “DÜĞÜN MODA EVİ” markalarının düz yazı karakterinde, davalının fiilen kullandığı “DÜĞÜN AVM” ibaresinin ise, italik karakterde olduğu, davalı şirketin mağazasının pek çok yerinde Seyranlı isminin de bulunduğu, davalı şirketin düğün eşyaları satan mağazasında satılan ürünlerin türlerini belirtmek amacıyla “gelinlik, damatlık, nişanlık, abiye, iç giyim” kelimeleri ile aynı karakterde, aynı büyüklükte bir bütün oluşturacak şekilde “DÜĞÜN AVM” ibaresini ön plana çıkartmaksızın kullandığı, davalının fiili kullanımının markasal kullanım kapsamında değerlendirilemeyeceği, dürüstçe kullanım kapsamında kaldığı, markaya tecavüzün bulunmadığı gerekçesiyle asıl davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle asıl davanın kabulüne karar verilmesi doğru bulunmamış; karşı dava yönünden ise; 556 sayılı KHK 41/a maddesi uyarınca marka hükümsüzlük davasının açılmasının 5 yıllık hak düşürücü süreye tabi olması, kötü niyetle tescil edilen markalar yönünden ise hükümsüzlük davası açma hakkı hak düşürücü süreye bağlı olmaması ancak kötü niyetle tescilin iddia eden davacı tarafça ispatlanmasının zorunlu bulunması, hükümsüzlüğü istenen 2000/5738 sayılı “DÜĞÜN” markasının tescil tarihi olan 2001 yılından yaklaşık 15 yıl sonra 29.09.2016 tarihinde karşı dava açılmış olup 5 yıllık hak düşürücü sürede davanın açılmadığı, asıl davada davacı tarafça kötü niyetin varlığının kanıtlanamadığı gerekçeleriyle karşı davanın reddi gerekirken mahkemece markanın ayırt edicilik unsuru taşıdığı gerekçesiyle karşı davanın reddine karar verilmesi gerekçe yönünden doğru görülmemiş davalı-karşı davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak asıl davanın ve karşı davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, taraf vekilleri temyiz etmişlerdir.
(1) Asıl dava, markaya tecavüzün tespiti, men’i ile maddi manevi tazminat taleplerine, karşı dava ise, asıl davada dayanılan 2008/05738 numaralı ve 25, 26 ve 35. sınıflarda tescilli “DÜĞÜN” ibareli davacı- karşı davalı markasının hükümsüzlüğü talebine ilişkin olup, İlk Derece Mahkemesince asıl davanın kabulüne, karşı davanın ise reddine karar verilmiş olup, davalı-karşı davacının istinafı üzerine Bölge Adliye Mahkemesince asıl davaya yönelik başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına; asıl ve karşı davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı karşı davalı vekili temyiz etmesi üzerine davalı-karşı davacı vekili de katılma yoluyla temyiz başvurusunda bulunmuşlardır.
Bölge Adliye Mahkemesince, davalı karşı davacının kullanımının italik karakterde olduğu, davalı şirketin mağazasının pek çok yerinde “Seyranlı” isminin de bulunduğu, davalı şirketin düğün eşyaları satan mağazasında satılan ürünlerin türlerini belirtmek amacıyla “gelinlik, damatlık, nişanlık, abiye, iç giyim” kelimeleri ile aynı karakterde, aynı büyüklükte bir bütün oluşturacak şekilde “DÜĞÜN AVM” ibaresini ön plana çıkartmaksızın kullandığı ve bu kullanım sonucu ayırt ediciliğin sağlandığı gerekçesiyle asıl davanın reddine karar verilmişse de; dosya içerisinde bulunan ve davalı kullanımını gösteren 2016/34 D.İş sayılı dosya üzerinden 18.04.2016 tarihinde yapılan tespit sonucu alınan bilirkişi raporundaki fotoğraflardan anlaşıldığı üzere davalı kullanımının Bölge Adliye Mahkemesince belirtilen şekilde olmadığı, “DÜĞÜN AVM” şeklinde markasal kullanım olarak diğer ibarelerden ayrı yazıldığı, bu şekliyle kullanımın ilk derece mahkemesince belirtildiği üzere davacının tescilli markalarının kapsamı içinde kaldığı ve 35. sınıf yönünden davacının markasına tecavüz oluşturduğu, bu durumda davalı-karşı davacının istinaf başvurusunun esastan reddi gerekirken istinaf başvurusunun kabulüyle İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak asıl davanın da reddine karar verilmesi doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir.
(2) Asıl davada davacı-karşı davalının karşı dava olarak açılan hükümsüzlük davasına yönelik temyiz itirazı bulunmadığından, karşı davanın davacısı tarafından katılma yoluyla temyiz yoluna başvurulamaz. Bu nedenle karşı dava davacısının temyiz başvurusunun reddine karar vermek gerekmiştir.

Kararın Sonucuna ve Tam Künye Bilgilerine Erişin

Kararın sonucunu görmek, tam künye bilgileriyle kopyalamak ve PDF olarak indirmek için abone olun veya bir reklam filmi izleyin...