Karar Metni
MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada Ankara 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 10.04.2018 tarih ve 2016/191 E. – 2018/88 K. sayılı kararın davalılar vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf istemlerinin esastan reddine dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi’nce verilen 13.03.2020 tarih ve 2019/24 E. – 2020/381 K. sayılı kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalılar vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, “EXCELLENCE” markasının müvekkili tarafından yaratılmış meşhur bir çikolata markası olduğunu, gerek Türkiye’de gerekse dünyanın birçok ülkesinde yüksek bilinirliğe sahip bulunduğunu, davalı şirketin ise 2013/73674 sayılı “KARAM EXCELLENCE” ibareli 30. sınıf emtiaları içeren marka başvurusunda bulunduğunu, müvekkilince bu başvuruya 2006/56436 ve 2012/65325 sayılı “LINDT EXCELLENCE” ibareli 30. sınıfta tescilli markalarına dayanarak yaptığı itirazın davalı Kurum tarafından reddedildiğini, alınan kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, dava konusu başvuru ile müvekkili markaları arasında ayırt edilemeyecek derecede benzerlik bulunduğunu, marka kapsamlarındaki mal ve hizmetlerin de benzer olduklarını, “LINDT” ibaresinin müvekkilinin ticaret unvanının ayırıcı kısmı ve çatı markası olduğunu, dolayısıyla müvekkiline ait markanın esas unsurunun “excellence” ibaresinden oluştuğunu, dava konusu başvurunun asli unsurunun da aynı ibare olduğunu, davalı şirketin kötü niyetli olarak söz konusu başvuruyu yaptığını, başvuruya yeterli ayırt ediciliğin sağlanmadığını ileri sürerek, YİDK’in 2016-M-2896 sayılı kararının iptaline, tescili halinde davalı markasının hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı Türk Patent ve Marka Kurumu vekili, Kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu, dava konusu başvuru ile davacının itirazına mesnet markaları arasında iltibasa yol açacak düzeyde benzerlik bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalı Şirket vekili, müvekkili başvurusu ile davacının itirazına mesnet markaları arasında iltibasa yol açacak derecede benzerlik olmadığını, davacının ayırt edicilikten yoksun “excellence” ibaresine dayanarak müvekkiline ait “karam excellence” ibareli başvuruya engel olmasının mümkün bulunmadığını, “excellence” ibaresinin 556 sayılı KHK’nın 7/1-c maddesi anlamında vasıf bildiren bir ibare olduğunu ve tek başına tescilinin mümkün olmadığını, taraf markalarının asli unsurunun “LINDT” ve “KARAM” kelimeleri olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
İlk derece mahkemesince, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; davalının “KARAM EXCELLENCE” ibareli marka başvurusu ile “LINDT EXCELLENCE” ibareli davacı markalarının benzer olduğu, başvurunun kapsadığı 30. sınıfın 01, 03, 10 ve 12. alt gruplarındaki mallar bakımından emtia listelerinin de aynı/aynı tür ve benzer mallardan oluştuğu, markalar arasında bu mallar bakımından 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi anlamında iltibas ihtimali bulunduğu, “LINDT EXCELLENCE” ibareli davacı markasının tanınmış marka olduğu iddiasının ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, YİDK’in 2016-M-2896 sayılı kararının 30. sınıftaki “kahve, kakao, kahve veya kakao esaslı içecekler, çikolata esaslı içecekler. Pastacılık ve fırıncılık mamülleri, tatlılar, şekerlemeler, çikolatalar, bisküviler, krakerler, gofretler, dondurmalar. Yenilebilir buzlar” malları yönünden iptaline, davalı adına tescilli 2013/73674 sayılı markanın aynı mallar yönünden hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davalılar vekilleri tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesi’nce; “Karam Excellence” ibareli dava konusu başvuru ile davacının itirazına mesnet “LİNDT EXCELLENCE” ibareli markalar arasında 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi anlamında ortalama tüketiciler üzerinde görsel, işitsel ve anlamsal olarak bıraktıkları genel izlenim itibariyle ilişkilendirilme ihtimali dahil iltibasa yol açacak düzeyde benzerliğin bulunduğu, taraf markalarında “excellence” ibaresinin asli unsur olarak kullanıldığı ve bu durumun iltibasa yol açacağı, her ne kadar davalı taraflarca “excellence” ibaresinin tanımlayıcı olduğu ve bu itibarla iltibas değerlendirmesinde dikkate alınamayacağı savunulmuş ise de tescilli olduğu sürece bu ibarenin korunmasının gerektiği, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 10.06.2019 tarih, 2018/2692 esas, 2019/4233 karar sayılı kararında da “excellence” ibaresinin korunduğu gerekçesiyle davalılar Türk Patent ve Marka Kurumu ile Eti Gıda Sanayi ve Ticaret A.Ş. vekillerinin istinaf başvurularının HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
Kararı, davalılar vekilleri temyiz etmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK’nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
Kararın Sonucuna ve Tam Künye Bilgilerine Erişin
Kararın sonucunu görmek, tam künye bilgileriyle kopyalamak ve PDF olarak indirmek için abone olun veya bir reklam filmi izleyin...