MahkemeYargıtay 11. Hukuk Dairesi
Esas No 2020 / ****
Karar No 2021 / ****
Karar Tarihi **.05.2021
Karşı OyYok
Dava Konusu: Banka çek Tazminat

Karar Metni

MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen davada Adana 5. Sulh Hukuk Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 24.09.2019 tarih ve 2019/436-2019/1094 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi asıl ve birleşen davada temlik alan davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Asıl ve birleşen davada davacı vekili, davacı aleyhine davalı tarafından kambiyo yolu ile icra takipleri yapıldığını, takip konusu senetlerin davacı tarafından tanzim edilmediğini ve imzalanmadığını, davacının davalı bankaya herhangi bir borcu bulunmadığını ileri sürerek, davacının davalı bankaya borcunun bulunmadığının tespiti ile davalı bankanın % 40’tan aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Asıl ve birleşen davalarda davalı vekili, davaların reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılamada, asıl dava yönünden davanın kabulüne, davacının davalıya Adana 5. İcra müdürlüğünün 2010/11165 esas sayılı dosyası nedeniyle borçlu olmadığının tespitine, dava konusu senetler ciro silsilesi yoluyla davalıya geçtiğinden ve davalı kötü niyetli olmadığından kötü niyet tazminatı isteminin reddine, birleşen dava yönünden davanın kabulüne, davacının davalıya Adana 5. İcra Müdürlüğü’nün 2010/13782 esas sayılı dosyası nedeniyle borçlu olmadığının tespitine, dava konusu senetler ciro silsilesi yoluyla davalıya geçtiğinden ve davalı kötü niyetli olmadığından kötü niyet tazminatı isteminin reddine karar verilmiş, hüküm temlik alan asıl ve birleşen davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Anayasa’nın 141/III hükmüne göre, “Bütün mahkemelerin her türlü kararları gerekçeli olarak yazılır.” HUMK’nun 388. maddesinde de (HMK m.297) mahkeme kararının içeriğinde bulunması gereken öğeler açıklanmıştır. Gerekçe, kararın denetiminin yapılabilmesi ve tarafların kararın doğruluğu veya yanlışlığı konusunda fikir sahibi olmasını sağlayarak kanun yollarına başvurma konusundaki tutumlarının belirlenebilmesi açısından önemli bir işlev görür. Bu Anayasal ve yasal zorunluluklara rağmen mahkemece verilen kararda HUMK’nun 388 (HMK 297) maddesine aykırı davranılarak kararın gerekçesiz olarak yazılması usul ve yasaya aykırıdır. Ayrıca birleşen menfi tespit davasının gerekçeli karar başlığında gösterilmemiş olması da bozmayı gerektirmiştir.

Kararın Sonucuna ve Tam Künye Bilgilerine Erişin

Kararın sonucunu görmek, tam künye bilgileriyle kopyalamak ve PDF olarak indirmek için abone olun veya bir reklam filmi izleyin...