MahkemeYargıtay 11. Hukuk Dairesi
Esas No 2020 / ****
Karar No 2021 / ****
Karar Tarihi **.05.2021
Karşı OyYok

Karar Metni

MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 16.HUKUK DAİRESİ

Taraflar arasında görülen davada Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 21.03.2017 tarih ve 2015/107 E- 2017/63 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi’nce verilen 24.02.2020 tarih ve 2017/3776 E- 2020/438 K. sayılı kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin dava dışı… Eletromanyetik Selonoid Ltd. Şti. ve Apak Makine Ltd. Şti.’nin kurucularından olup Arge destekli elekromekanik ve Selonoid Kilit Sistemlerinin imalatını yaptığını, 2009 yılından 2011 yılı sonuna kadar davalıya uzaktan kumandalı elektro kilit sistemleri tasarlayarak Arge çalışmalarını yürütmüş olduğunu, davalının talebiyle taraflar arasındaki ticari ilişkinin sona erdiğini, davalının kilit sistemlerini kendi adına faydalı model başvurusuna konu ettiği ve tescilini yaptırdığı, davaya konu her iki faydalı modelin de tüm Arge çalışmalarının müvekkilince yapıldığını, ancak buluş sahibi olarak davalı şirket yetkilisi ile birlikte gösterildiğini, faydalı modellerin gerçek hak sahibinin müvekkili olduğunu, hak sahipliğinin gasp edildiğini ileri sürerek davalı adına tescilli 2009/08785 ve 2009/08786 sayılı faydalı model belgelerinin kötüniyetli tescili ve gaspı nedeniyle gerçek hak sahibi konumundaki müvekkiline devrine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, faydalı model konusu ürünlerin Arge çalışmalarının ve tasarımlarının davacı tarafından yapıldığı iddiasının asılsız olduğunu, aradan 6 yıl geçtikten sonra bu tür iddialarda bulunulduğunu, müvekkilinin TPMK nezdinde birçok tescilli faydalı modeli bulunduğunu, davacının kurucusu olduğu dava dışı şirketin 2009/2011 yılları arasında müvekkilinin iki farklı müşteri projesi için geliştirdiği kilit tasarımlarında kullanılacak olan “Selenoid bobinlerinin” üretilmesi konusunda müvekkiline hizmet veren tedarikçilerden olduğunu, davacı ve yetkilisi olduğu şirketin sadece müşterilerinin verdiği ölçü, boyut ve teknik özellik gibi tasarım girdilerine göre kalıp çıkararak Selenoid üretimi yapan bir firma olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; davacı tarafın “Selenoid bobin” ile ilgili işlemlerde davalıya yardımcı olduğu, ürünün tarifname ile istemlerinde Selenoid bobin üzerinde hiçbir yenilik iddiasının bulunmadığı, yeniliğin uzaktan kumanda edilebilir kilit düzenlemesini ihtiva ettiği, davacının iddia ettiği husustan faydalı modelin gerçek hak sahibi olduğunun anlaşılamadığı ve kötüniyetin de ispat edilemediği gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekili istinaf kanun yoluna başvuruda bulunmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince davacı vekilinin iddialarını kanıtlayamadığı gerekçesiyle davacı istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
1.İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik davacı vekilince yapılan istinaf başvurusu üzerine HMK m. 355 vd. hükümleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön bulunmadığı gibi HMK m. 369, f. 1 ve m. 371 hükümlerinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre davacı vekilinin aşağıdaki bentler dışındaki sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2. Dava, faydalı modelin kötüniyetle gasp edildiğinin ve faydalı model üzerindeki hak sahipliğinin tespiti ile devri taleplerine ilişkindir. Mahkemece davacının yenilik unsuru bulunmayan “selenoid bobin” ile ilgili işlemlerde davalıya yardımcı olduğu, yenilik unsurunun “uzaktan kumanda edilebilir kilit düzenlemesine” ilişkin olduğu, dava konusu faydalı modelin gerçek hak sahibinin davacı olduğunun anlaşılamadığı, davalının kötüniyetli olduğunun da ispat edilemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, Bölge Adliye Mahkemesince de davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Ancak, mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunun 14. sayfasında, mahkeme duruşma salonunda yapılan incelemede Mesan Kilit firmasının Ar-Ge departmanının serverına uzaktan bağlantı yapıldığı belirtilen bilgisayar ortamında bulunan ve faydalı model başvurusundan önce Mesan Kilit tarafından yapıldığının ispatı amacıyla bir kısım görseller ile teknik çizimlerin bilirkişi heyetine gösterildiği, ancak, bilirkişi heyetinde bilgi işlem uzmanı yetkinliği bulunan bir kişi olmaması nedeniyle söz konusu bilgisayar kayıtlarının ilk oluşturulma ve değiştirilme tarihlerinin doğru olup olmadığı, bilgisayarın hangi serverına bağlanarak bilirkişi incelemesine dosya sunulduğu vb. teknik ayrıntıların tespit edilemediği belirtilmiş olmasına rağmen, bu hususları da kapsar şekilde davacının rapora karşı haklı itirazları karşılanmaksızın eksik inceleme ile hüküm kurulması doğru olmamış ve dolayısıyla hükmün bozulması gerekmiştir.
3. Dava konusu faydalı modellerin başvuru evraklarından anlaşıldığına göre, başvuru sahibi davalı şirket gösterilmiş ise de, davalı çalışanı olan dava dışı üçüncü bir kişi yanında davacı da müşterek buluş sahibi olarak gösterilmiştir. Bu kayıt davacının da buluş sahibi olduğuna karine oluşturmaktadır. Hal böyle olunca, dava tarihinde yürürlükte bulunan mülga 551 sayılı KHK’nın 166’ncı maddesinin yollama yaptığı 44’üncü maddesi uyarınca, davalının tek başına faydalı model başvurusunda bulunma hakkını nasıl elde ettiğini açıklaması gerektiği halde, davalının bu hususta açıklaması bulunmadığı gibi mahkemece de bu husus incelenmemiştir. Zira, davalı şirket faydalı model başvurusunda “hizmet ilişkisi” açıklaması yapmış ise de dosya kapsamından anlaşıldığına göre davacı ile davalı şirket arasında hizmet akdi (işçi-işveren) ilişkisi bulunmamaktadır. Buna rağmen, davalı tarafından başvuruların dayanağının “hizmet ilişkisi” olarak gösterilmiş olmasının aynı zamanda kötüniyetli bir davranış olup olmadığının da değerlendirilmeden hüküm tesisi doğru olmayıp, hükmün bu nedenle de bozulması gerekmiştir.
4. Davalı şirketin başvuru belgelerinde davacıyı da müşterek buluş sahibi olarak göstermiş olması karşısında, faydalı modellerin yenilik özelliğine sahip olup olmadığı üzerinde duran ve faydalı model sahipliği yönünden başvuru belgesine uygun düşmeyecek şekilde tespit içeren ve dolayısıyla dosya kapsamına uygun düşmeyen bilirkişi raporunun hükme esas alınması da doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir.
Bu durumda, mahkemece yapılması gereken bilirkişi heyetine bir bilgisayar mühendisi ya da bilgi işlem uzmanı dahil edilip davalı … şirketinin bilgisayarları üzerinde de inceleme yaptırılmak suretiyle tereddütleri giderecek şekilde söz konusu görsel ve teknik çizimlerin oluşturma ve değiştirme tarihlerinin tespitini de kapsayacak yeni bir rapor alınıp, iddia ve savunma üzerinde durulup, faydalı modellere ilişkin başvuru belgelerindeki beyan ve açıklamalar tüm delillerle birlikte yukarda ki tespitler dikkate alınmak suretiyle değerlendirilerek, söz konusu karine karşısında faydalı modellerin sahibinin tek başına davalı şirketin olduğu ispat edilemediği takdirde davacının da müşterek buluş sahibi olduğu gözetilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile davanın tümden reddine karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.

Kararın Sonucuna ve Tam Künye Bilgilerine Erişin

Kararın sonucunu görmek, tam künye bilgileriyle kopyalamak ve PDF olarak indirmek için abone olun veya bir reklam filmi izleyin...