Karar Metni
MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 11. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 29/03/2018 tarih ve 2015/160 E. – 2018/273 K. sayılı kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine-esastan kabulüne dair Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi’nce verilen 25/06/2019 tarih ve 2018/1774 E- 2019/894 K. sayılı kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalılar vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davacılardan … ile davalı şirket arasında araç alım satımı konusunda sözleşme düzenlendiğini, bu kapsamda davacı tarafından 88.000,00 TL ödeme yapıldığını, ayrıca iki adet 20.000 Euro ve bir adet 5.000 Euro bedelli senetlerin davalılara verildiğini, davalıların davacılardan habersiz aracı alarak götürdüklerini, bu nedenle davacının araç kiralama bedeli alacağının doğduğunu, davalılara gönderdikleri ihtarname ile ödenen paranın iadesini istediklerini ileri sürerek 88.000,00 TL araç bedeli ve 8.850,00 TL araç kiralama bedelinin temerrüt tarihi olan 30/03/2015 tarihinden itibaren ticari faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen tahsiline, davacılar tarafından davalılara verilen toplam 45.000 Euro bedelli senetler nedeniyle davacıların davalılara borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı …, davalı şirketin ortağı olduğunu, davacıya araç sattıklarını, 88.000,00 TL ödeme alındığının doğru olduğunu, davacı …’nun iş yerine gelerek aracı teslim ettiğini, bunun üzerine kendisinin kardeşi … tarafından 75.000,00 TL bedelli bir çek yazılarak davacıya verildiğini, aracın yedek anahtarının davacıda olduğunu, ayrıca araçta hasar oluştuğunu bildirerek, davanın reddini savunmuştur.
Davalı …, davalı şirket nezdinde satış yetkilisi olarak çalıştığını, davacı …’na yapılan araç satışı sonrasında 88.000,00 TL ödeme yapıldığını, davacının aracı iade ettiğini, ancak sağ arka stop lambasının kırık olduğunu ve yedek anahtarının olmadığını gördüklerini, aracın teslim edilmesi üzerine davalı …’in kardeşi … tarafından davacıya 75.000,00 TL bedelli çek verildiğini bildirerek, davanın reddini savunmuştur.
Davalı şirket davaya cevap vermemiştir.
İlk Derece Mahkemesince iddia, savunma, toplanan deliller ve yapılan yargılama sonunda, Karayolları Trafik Kanununun 20/d maddesi uyarınca, tescilli araçların devrinin noterde yapılmasının zorunlu olduğu, geçersiz sözleşmelere dayalı olarak tarafların ancak verdiklerini karşılıklı olarak haksız iktisap hükümleri uyarınca geri alabilecekleri, davacı tarafın yapmış olduğu 88.000,00 TL’lik ödemeye karşılık 75.000,00 TL çek verildiği savunulmuş ise de; bu hususun yazılı delil ile kanıtlanamadığı, çekin en son hamil olan davacı şirkete üçüncü kişi olan başka şirket tarafından cirolandığı, çekin keşidecisinin davalı taraflardan biri olmadığı, 88.000,00 TL’nin davacı tarafa iadesinin gerektiği, 1.752,24 TL araçtaki zararın mahsubu ile birlikte toplam 86.248,00 TL’nin ihtarname temerrüt tarihinden itibaren ticari faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen tahsilinin gerektiği, araç kiralama talebinin yerinde olmadığı, bu talebinin reddinin gerektiği, menfi tespit davasında dava konusu senetların bedelsiz kaldığı hususunda taraflar arasında bir ihtilaf olmadığı ve davalılar vekilinin dava konusu senetleri davacı tarafa iadesine hazır olduklarına yönelik beyanı dikkate alındığında, çekişmesizlik nedeni ile menfi tespit davası hakkında karar verilmesine yer olmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, 86.248,00 TL’nin 30/03/2015 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen tahsiline, menfi tespit davası konusuz kaldığından bu davada karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi’nce yapılan yargılama sonunda, davaya konu aracın satışına ilişkin adi yazılı sözleşmenin davacı … ile davalı şirket arasında gerçekleştiği, söz konusu aracın bu sözleşmenin ardından davacıya teslim edildiği, tarafların anlaşamaması üzerine aracın davalı şirkete iade edildiği, bu hali ile geçersiz satım sözleşmesinin taraflarının davacı … ile davalı şirket olduğu, dava konusu senet keşidecisinin …, lehtar hanesinin ise boş olduğu, bu hali ile söz konusu senetlerin davacı gerçek kişi tarafından düzenlendiği, davacı … dışındaki kişilerce yapılan ödemenin geçersiz satış sözleşmesinin alıcısı davalı … için yapıldığı, bu suretle adı geçen davacı dışındaki Ayanoz Tarım Ltd. Şti.’nin aktif dava ehliyetinin bulunmadığının anlaşıldığı, davalılar … ve …’ın da bu sözleşmenin tarafı olmadıkları gibi borçlu olunmadığının tespiti istenilen senetler yönünden de alacaklı sıfatlarının bulunmadığı, bu suretle pasif husumet ehliyetlerinin olmadığı gerekçesiyle davalılar vekilinin bu yöne ilişkin istinaf başvurusunun kabulüne, davalı şirket vekili istinaf başvurusu dilekçesinde 88.000,00 TL’lik ödeme alınmasına karşın araçtaki hasar bedeli de değerlendirilerek 75.000,00 TL bedelli çek verildiğini savunmuş ise de; dosya içerisinde örneği bulunan her biri 75.000,00 TL bedelli çek örneklerinin davalı şirket tarafından keşide edilmediği, tarafların aralarında başkaca ticari ilişki bulunduğunun anlaşıldığı, ayrıca çek bedellerinin toplamının 225.000,00 TL’ye ulaşması karşısında çeklerden birinin araç bedelinin iadesi amacıyla verildiğinin kanıtlanamadığı gerekçesiyle davalı şirket vekilinin bu yöne ilişkin istinaf başvurusunun reddine, davacılar vekilinin istinaf başvurusunun incelenmesinde İlk Derece Mahkemesi tarafından borçlu olunmadığının tespiti talep edilen senetler yönünden davanın konusuz kaldığının belirtildiği, ancak karar tarihi itibariyle bu senetlerin davacıya iade edilmediği, senetlerin araç satışına ilişkin olduğu hususunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmadığı, bunun sonucu olarak davacı …’nun düzenlediği senetler nedeniyle borçlu olmadığının tespiti yönünde hüküm kurulması gerektiği gerekçesiyle davacı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf başvurusunun kabulüne, araca ilişkin resmi işlemin davacı … ile davalı şirket arasında yapılan bir satış işlemi değil dava dışı üçüncü kişi ile davalı şirket arasındaki satışa ilişkin olduğu, mahkemece yapılan tespit ve değerlendirmenin yerinde olduğu, taraflar arasındaki satış sözleşmesinin adi yazılı belge ile gerçekleştirildiği ve aracın davalıya iade edildiği, bunun sonucu olarak geçersiz sözleşme ile tarafların birbirlerinden aldıkları şeyleri iade ile yükümlü oldukları, davacı yararına araç kiralama bedeline hükmedilemeyeceği gerekçesiyle davacı vekilinin bu yöndeki istinaf başvurusunun reddine, davacılar vekili bir diğer istinaf nedeni olarak iadeye konu edilen tutardan araç anahtarının bedeli ile aracın sağ arka stop lambasındaki hasar bedelinin düşülmemesi gerektiğini ileri sürdüğü, yapılan yargılama sonunda satışa konu aracın yedek anahtarının halen davacının yed’inde bulunduğu, araç teslim edilmekle birlikte davacının araç anahtarını da teslim etmesinin gerektiği, öte yandan her ne kadar ilk derece mahkemesi tarafından araçtaki hasar bedeli iade tutarı olan 88.000,00 TL’den düşülmüş ise de, araçtaki hasarın davacı tarafından yapıldığı hususunun davalı tarafça kanıtlanamadığı gerekçesiyle davacı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf başvurusunun da kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, davacı Ayanos Tarım Ltd. Şti.’nin aktif dava ehliyetinin bulunmadığı anlaşıldığından adı geçen davacı tarafından açılan davanın HMK’nın 114/1-d ve 115/2 maddeleri gereğince usulden reddine, davalılar … ve … hakkında açılan davanın adı geçenlerin pasif husumet ehliyetlerinin bulunmadığı anlaşıldığından HMK’nın 114/1-d ve 115/2 maddeleri gereğince usulden reddine, davacı … tarafından açılan davanın kısmen kabulü ile; 88.000,00 TL’nin 11/04/2015 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı … Ltd. Şti.’den alınarak adı geçen davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, halen davacının elinde bulunan satışa konu aracın yedek anahtarının davalı şirkete teslimine, davacı tarafından keşide edilen 22/09/2014 keşide, 30/10/2014 tarihli 20.000,00 TL bedelli; 22/09/2014 keşide 30/11/2014 vade tarihli 20.000 Euro bedelli ve 22/09/2014 keşide 26/09/2014 vade tarihli 5.000 Euro bedelli senetler nedeniyle davacı …’nun davalı şirkete borçlu olmadığının tespitine karar verilmiştir.
Karara karşı, davalılar vekili tarafından temyiz kanun yoluna başvurulmuştur.
İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan istinaf başvurusu üzerine HMK’nın 355 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi HMK’nın 369/1. ve 371. maddelerinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
Kararın Sonucuna ve Tam Künye Bilgilerine Erişin
Kararın sonucunu görmek, tam künye bilgileriyle kopyalamak ve PDF olarak indirmek için abone olun veya bir reklam filmi izleyin...