Karar Metni
MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 11. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada Selendi Asliye Hukuk Mahkemesince verilen 03.10.2017 tarih ve 2013/125 E- 2017/189 K. sayılı kararın asıl ve birleşen davada davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine , istinaf isteminin esastan reddine dair İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi’nce verilen 07.10.2019 tarih ve 2018/536 E- 2019/1435 K. sayılı kararın Yargıtay’ca incelenmesi duruşmalı olarak asıl ve birleşen davada davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, duruşma için belirlenen 07.06.2021 günü başkaca gelen olmadığı yoklama ile anlaşılıp hazır bulunan davacı vekili Av. … dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı taraf, 2013/125 esas sayılı asıl davada, davalı şirketin, davacı aleyhine kambiyo senedine dayalı ve ayrıca genel haciz yoluyla icra takibi yaptığını, davacının, dava dışı ve birleşen davada davalı olan …’in davalıdan traktör alması için dava dışı banka ile genel kredi sözleşmesi imzaladığını, davalının ve…k’in bu krediye kefil olduklarını, davalıya kefalet için ayrıca teminat bonosu verildiğini, kredi borcunun…k tarafından ödenmemesi üzerine, bir kısmının davalı bir kısmının kendisi tarafından ödendiğini, davalının genel kredi sözleşmesinin taksitlerinin kendisinden rücuen tahsili için genel haciz yoluyla, kredi sözleşmesine kefalet için teminat olarak verilen bonoya dayalı kambiyo takibi yapıldığını, davacının taşınmazlarının nakde çevrilerek tahsilat yapıldığını ileri sürerek, teminat olarak verilen bonoya dayalı takipte borçlu olunmadığının tespitini, kredi taksitlerinin rücuen tahsili istemine dayalı yapılan genel haciz yoluyla takipte davalı şirkete ödenen bedelin istirdadını, kötü niyet tazminatının davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Asıl davada davalı şirket temsilcisi, davacının iddialarının kabul edilmediğini, takip dayanağı bononun bankadan kullanılan kredinin ödenemeyeceği belirtilerek kendilerine verildiğini ve takibe konu edildiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Davacı taraf, 2013/100 esas sayılı birleşen davada, davalı …’in, birleşen davada dava dışı ve asıl davada davalı olan şirketten traktör alması için kendisinin dava dışı banka ile kredi sözleşmesi imzaladığını, bu ilişki için kendi aralarında 26.12.2008 tarihli anlaşma yapıldığını, davacının kredi borcuna mahsuben 26.000 TL ödediğini, davalının kredi borcunun taksitlerini ödemediği gibi asıl davada davalı Kaya … Ltd. Şti.’nin kendisi aleyhine kredi taksit ödemelerinin rücuen tahsili için başlattığı takipte taşınmazlarının satıldığını, davacının oluşan 62.300 TL zararının tazmini için davalı aleyhine başlatılan takibe davalının haksız olarak itiraz ettiğini ileri sürerek, davacının davalıdan 91.000 TL zararı olduğunun tespiti ile 62.300 TL tazminatın tahsiline yönelik yapılan takibe ilişkin itirazın iptalini ve icra inkar tazminatının davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Birleşen davada davalı taraf, davacı ile birlikte Kaya … Ltd. Şti.’den 28.000 TL bedelle traktör satın aldıklarını, kendisinin 14.000 TL bedeli ödediğini, bakiye 14.000 TL için davacının kendisine senet verdiğini, traktörü davacıya devrettiğini, başkaca borcunun bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
İlk derece mahkemesince yapılan yargılamada, asıl davaya konu bononun üzerinde, teminat olarak verildiğine dair bir ifade bulunmadığı, davalının kredi taksitlerinin rücuuna yönelik alacağının haklı bir sebebe dayandığı, davacının takip konusu alacağın tahsiline yönelik icra müdürlüğünce yapılan satış işleminin dayanağının davacının borcu olduğu, birleşen dava yönünden yapılan incelemede, davacının isteminin itirazın iptali ile davalı …’in 91.000 TL borçlu olduğunun tespiti yani 28.700 TL yönünden menfi tespit istemine ilişkin olduğu, taraflar arasında imzalandığı iddia olunan 26.12.2008 tarihli sözleşmenin aslının dava dosyasında ibraz edilemediği, davalının imzasını inkar ettiği belge üzerinde imza incelemesi yapılamadığı, ceza yargılamasında alınan bilirkişi raporlarına göre imzanın davalı…k’e ait olmadığının tespit edildiği, davacının davalıdan alacaklı olduğunun ispat edilemediği gerekçesiyle 2013/125 esas sayılı asıl davanın reddine, birleşen 2013/100 esas sayılı davada itirazın iptali ve menfi tespit isteminin reddine karar verilmiş, hüküm asıl ve birleşen davada davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince yapılan yargılama neticesinde, 2013/125 esas sayılı asıl davada davacının takip konusu senedin davalı Kaya Tarım … Ltd. Şti. ile aralarındaki kefalet ilişkisine dayalı olarak teminat amacıyla verildiğine ilişkin iddiasını senetle ispatlayamamış olması nedeniyle menfi tespit ve istirdat taleplerinin reddi gerektiği, 2013/100 esas sayılı birleşen davada davacının, takip dayanağı bono nedeniyle borcu olmadığı halde taşınmazları satıldığı için zarara uğradığını iddia ettiği, 26.12.2008 tarihli “anlaşmadır” başlıklı belgedeki imzanın davalı…k’e ait olmadığının ceza mahkemesi kararı ile kesinleşmiş olduğu, 25.02.2018 tarihli “sözleşmedir” başlıklı belgede de…k’in imzasının bulunmadığı, taşıt kredisi borçlusunun davacı … olduğu, kullanılan 35.000 TL taşıt kredisinin 34.179,19 TL’sinin davalı Kaya Tarım … Ltd. Şti. tarafından ödendiği, traktör alıcısı, maliki ve taşıt kredisi borçlusu olarak görünen davacının ödediği taksitleri kefil olan davalı …’ten talep edemeyeceği, bu iddiasını ispata yönelik ibraz ettiği suret belgedeki imzanın davalı…k’e ait olmadığı, davacının alcağını ispatlayamadığı gerekçesiyle asıl ve birleşen davaya yönelik istinaf isteminin esastan reddine karar verilmiş, hüküm asıl ve birleşen davada davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1- Davacı vekilinin birleşen davaya yönelik temyiz isteminin incelenmesinde, yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK’nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince birleşen davanın esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
2- Davacı vekilinin asıl davaya yönelik yaptığı temyiz isteminin incelenmesinde, asıl dava menfi tespit ve istirdat istemine ilişkindir. Davaya konu bonoda davacı keşideci, davalı Kaya … Ltd. Şti. lehtardır. Davalı Kaya … Ltd.Şti. temsilcisi …CBS 2013/253 sayılı soruşturma dosyasında 27.06.2013 tarihli beyanında “…biz Universal marka traktör satışı yaptık. Bu satış bedeli için bankadan borçluları …, … ve … olan miktarı 35.000 TL kredi sözleşmesine firmanın kaşesini bastığımızdan dolayı ve bunun da kefalet anlamına gelmesinden dolayı borca kefil olduk. O dönemde 28.10.2008 tanzim tarihli 28.10.2009 vade tarihli 35.000 TL tutarında olan ödeyecek kısmında …, … ve …’nın alacaklı kısmında ise Kaya Tarım Mak Ltd. Şti yazan bono senedini banka kredi sözleşmesine kefalet karşılığında aldık..” şeklinde, yine aynı soruşturma dosyasında davalı şirket ortağı Ahmet Kaya 06.05.2013 tarihli beyanında “… aldığımız 35.000 TL’lik senet traktörün ana borcudur. Kula Akbank şubesindeki kredi ödenmezse teminat için alınmıştır. Bu borcu da biz ödediğimiz için senedi … icraya koyduk…” şeklinde beyanda bulunmuş olup davalı lehtar söz konusu bononun taraflar arasında traktör alım satım sözleşmesi ve dava dışı bankadan kullanılan kredi borcunun karşılığı teminat olarak alındığını kabul etmiştir. Teminat bonosunun tahsile konulabilmesi için teminat fonksiyonunun devam edip etmediğinin tespiti gerekir. Davalı Kaya … Ltd. Şti., davacı …’in bankadan kullandığı kredi nedeniyle bankaya yapmış olduğu ödemenin tahsilini talep edebilir. Mahkemece dava dosyası bilirkişiye verilerek, öncelikle davalı şirketin bankaya yapmış olduğu ödeme miktarının tespit edilmesi, daha sonra bu ödeme nedeniyle ilamsız takip yapılan icra dosyasındaki alacak miktarından ödeme miktarının düşülmesi, şayet bu miktar düşüldükten sonra davacının bakiye alacağı kalmış ise ancak bu miktar üzerinden teminata konu bono nedeniyle takip yapılabileceği gözetilerek, davacının yapmış olduğu ödemeler ödeme tarihleri itibariyle tespit edilerek davalının ödeme tarihine kadar ulaşmış faiz ve ferilerinden ödeme miktarının mahsubu neticesinde davacının alacağının olup olmadığının tespitine göre bir karar verilmesi gerekir.
Kararın Sonucuna ve Tam Künye Bilgilerine Erişin
Kararın sonucunu görmek, tam künye bilgileriyle kopyalamak ve PDF olarak indirmek için abone olun veya bir reklam filmi izleyin...