Karar Metni
MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 19.04.2017 tarih ve 2014/498-2017/481 sayılı kararın Yargıtay’ca incelenmesi duruşmalı olarak asıl ve birleşen davada davacı vekili, asıl davada davalılar …, …, … vekili ile birleşen davada davalılar vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, bazı noksanlıkların ikmali için mahalline gönderilen dosyanın eksikliklerin giderilmesinden sonra gönderildiği anlaşılmakla, duruşma için belirlenen 17.04.2018 günü hazır bulunan davacı vekili Av. … ile davalılar vekili Av. … dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Asıl davada, davacı vekili, davacı ile davalı şirket arasında muhtelif tarihlerde toplam 1.650.000.-TL’lik faktoring sözleşmesi imzalandığını, davalılar İhsan ve …’un bu sözleşmelerin tamamına, diğer davalı … Yıldız’ın ise 150.000.-TL’lik sözleşmeye müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatıyla imza attıklarını, faktoring sözleşmeleri çercevesinde davalı şirketin davacıdan finansman kullandığını, borcun ödenmemesi üzerine davalılar aleyhine ilamsız icra takibine giriştiklerini, davalıların haksız itirazı sonucu takibin durduğunu, icra takibine vaki itirazın da haksız olduğunu belirterek, itirazın iptaline ve % 40 oranından aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatının davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Asıl davada davalılar vekili, 19.6.2004 tarihli sözleşmede davacı yan temsilcisinin imzasının bulunmadığını, bir çok hanenin boş bırakıldığını ve damga vergisinin yatmadığını, ihtarnamede bir gün süre verildiğini fakat bu sürenin en az üç gün olması gerektiğini, hesap dökümünün açık olmadığını; takip tarihindeki TL faizinin %25, EURO faizinin % 5 olduğunu; takipte YTL ile birlikte TL tutarın da belirtilmesi gerektiğini, sözleşmenin 11’inci maddesi uyarınca kefillerin sorumluluğunun bulunmadığını, kefillerden davalı … Yıldız’ın 150.000.-TL’lik limitle sorumlu olması nedeniyle fazla tutarla takip yapılamayacağını, müvekkili şirketin bu miktarda borçlanmadığını, davacının elinde faktoring ilişkisine dayalı belge bulunmadığını iddia ederek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Birleşen davada davacı vekili, davacı ile davalı şirket arasında muhtelif tarihlerde toplam 1.900,000.-TL’lik ve 1.000,00 DEM’lik faktoring sözleşmeleri imzalandığını, davalılardan …’ın iş bu sözleşmelerin tamamına, diğer davalı …’ın ise 100.000 TL’lik sözleşme dışındaki sözleşmelerin tamamına müşterek borçlu müteselsil kefil olarak imza attıklarını, muaccel hale gelen ve faktoring sözleşmelerinden doğan alacağın davalılar tarafından ödenmemesi üzerine davalılar aleyhine Tuzla İcra Müdürlüğünün 2005/5794 Esas sayılı ilamsız icra takibine giriştiklerini, davalıların haksız itirazı sonucu takibin durduğunu, icra takibine vaki itirazın da haksız olduğunu belirterek itirazın iptaline ve %40 oranından aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatının davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Birleşen davada davalılar vekili, davacının davada haksız olduğunu, icra takibinde sözleşme örneğinin ve hesap kat ihtarının bulunmadığını, davacının 9 adet faktoring sözleşmesine dayandığını, sözleşmelerin son sayfasında imza bulunduğunu, sözleşmelerdeki imzaların şirketi bağlamayacağını, yine sözleşmelerde dahili harici satışlar, azami faktoring hacmi, peşin ödeme oranı, faktoring komisyonu ve faktoring ücreti kısımlarının boş bulunduğunu, bu eksikliklerin sözleşmeleri geçersiz hale getirdiğini, davacının icra takibinde EURO alacak için % 8 oranında temerrüt faizi talep ettiklerini, bu oranın fahiş olup döviz için % 5 olması gerektiğini, ayrıca davacının talep ettiği alacağın ne kadarının ana para, ne kadarının faiz olduğunun anlaşılamadığını, bu nedenle takibe itiraz ettiklerini, davacının faktoring şirketi olup ilgili mevzuat hükümleri uyarınca ancak faturaya dayalı mal ve hizmet satışlarından doğmuş veya doğacak alacakları temellük edebileceğini, halbuki davacının elinde bu hususu tevsik eden fatura vs. belge bulunmadığını, bu nedenle alacak talebine hakkının bulunmadığını belirterek davanın reddine, % 40 oranında icra inkar tazminatının davacıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, asıl davada yeniden alınan bilirkişi raporunda; Yargıtay bozma ilamında faktoring işlemi için davalı şirketin tevdii ettiği faturalar toplamının 431.233,86 TL olduğu tespiti üzerinden inceleme yapıldığı, dava tarihine kadar yapılan ödemelerin bu miktardan düşülmesi suretiyle dava tarihi itibariyle davacının 126.802,98 TL asıl alacağının kaldığı, dava tarihinden sonra 6.000,00 TL’lik tahsilat yapıldığı ve bu miktar yönünden davanın konusuz kaldığı, bu tutarın icra müdürlüğünce nazara alınması gerektiği kanaatine varıldığı, birleşen dosyada; yeniden alınan bilirkişi raporunda davacı şirketin fatura dışı kullandırdığı tutarların davalıların sorumluluk tutarında düşülmesi yöntemiyle hesaplama yapıldığı, davacının davalıya yaptığı ön ödemeler için birden fazla risk noları açtığı, aldığı faturaların bazılarını 2003 yılından sonra bir hesaba bağladığı, Yıldız Treylerin temlik ettiği alacak tutarının 323.691,459,747 ( eski ) TL iken, yapılan ön ödemenin 621.508.130,137 ( eski ) TL olduğu yani 297.816.670,570 ( eski ) TL tutarlı ödeme hakkında Yıldız Treylerin fatura ibraz etmediği, dolayısıyla faturasız bu tutarın usulsüz olduğu, 31.03.2005 takip tarihi itibariyle davacı alacağının 50.251.34 Euro asıl alacak, 2.912.14 Euro işlemiş faiz, 141,61 Euro faiz vergisi toplamı 53.309,09 Euro olarak hesaplandığı, yapılan tahsilatlar sonucu davacı alacağının kalmadığı gerekçesiyle asıl davanın kısmen kabulüne, birleşen davanın reddine karar verilmiştir.
Karar asıl ve birleşen davada davacı vekili, asıl davada davalılar …, …, … vekili ile birleşen davada davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, taraf vekillerinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir.
Kararın Sonucuna ve Tam Künye Bilgilerine Erişin
Kararın sonucunu görmek, tam künye bilgileriyle kopyalamak ve PDF olarak indirmek için abone olun veya bir reklam filmi izleyin...