MahkemeYargıtay 11. Hukuk Dairesi
Esas No 2020 / ****
Karar No 2021 / ****
Karar Tarihi **.11.2021
Karşı OyVar

Karar Metni

MAHKEMESİ : İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 13. HUKUK DAİRESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA

Taraflar arasında görülen davada Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 15.03.2018 tarih ve 2017/245 E- 2018/234 K. sayılı kararın davalılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf istemlerinin kabulüne dair İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi’nce verilen 15.05.2019 tarih ve 2018/822 E- 2019/747 K. sayılı kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davacı ile davalılardan … Otomotiv San. ve Tic. Ltd. Şti. arasında 01.01.2013 tarihli bayilik sözleşmesi ile buna ek Pazarlama Destek Sözleşmesi (MAP sözleşmesi) ve Satış Genel Hüküm ve Koşulları (GHK) imzalandığını, davalı şirketin sözleşme kapsamında Opel yetkili servisi statüsünde olduğunu ve statüyü koruyacağını taahhüt ettiğini, ancak davalının Opel yetkili servis statüsünü kaybettiğini, MAP sözleşmesinin 5. maddesinin 2. fıkrası uyarınca bu durumda davacının sözleşmeyi fesih hakkının doğduğunu, ayrıca davalı şirketin o tarih itibarıyla 58.533,80 TL muaccel hale gelmiş ürün bedeli borcu olduğunu, GHK’nın 12.1 maddesinin bu durumda davacıya sözleşmeyi feshetme hakkı verdiğini, bunun üzerine davacının sözleşmeyi haklı nedenle feshettiğini, diğer davalıların asıl borçlu şirketin sözleşmeden doğan borçlarına karşılık müteselsil kefil olduklarını, davalıların, davacı ile aralarındaki sözleşmeden kaynaklı yükümlülükleri yerine getirmediklerini, davalı şirket ile diğer davalı … tarafından cevabi ihtarname ile davacıya böyle bir borcun bulunmadığını belirttiklerini, bunun üzerine davacının 235.505,00 TL bedelli teminat mektubunu nakde çevirerek, 111.480,45 TL bakiye yatırım tutarı, ödenmemiş tutar için kesilen kur farkı alacağı 102.458,36 TL ve cari hesap alacağından da 21.566,19 TL’sini tahsil ettiğini, cari hesap alacak bakiyesinin 36.967,61 TL kaldığını, taraflar arasındaki sözleşmenin haklı nedenle feshine bağlı olarak, muaccel hale gelen bakiye 36.967,61 TL ile 92.463,61 USD cezai şart alacağının 16.06.2014 tarihinden itibaren başlatılacak ticari faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili, davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece tüm dosya kapsamı ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan BK. mad.583/1 gözetildiğinde aktedilen kefalet sözleşmesinin şekli unsurlarının bulunmadığı, bu durumda bu davalılar … ve …’nin kefil sıfatıyla sorumlu olmadıkları, davacının davalının dosyada yer alan General Motors yanıtı ile sözleşme koşulu olan yetkili servis sıfatını kaybettiğinin anlaşılması karşısında Mayıs 2014 itibariyle bu özelliği bulunmadığı anlaşılan davalı şirket yönünden haklı fesih sebebinin doğduğu gerekçesiyle davanın davalılar … ve … yönünden reddine, davacının davalılardan … Otomotiv San. Tic. Ltd. Şti.ne yönelik cezai şart alacağının taleple bağlı kalınarak 92.461,43 Dolar üzerinden fiili ödeme tarihindeki kurdan ve cari hesap alacağının kısmen kabulü ile 35.864,54 TL’nin temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle bu davalıdan alınmasına karar verilmiştir.
Karara karşı davalılar vekili tarafından istinaf isteminde bulunulmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince, mahkemece gerekçeli kararda haklarında açılan dava reddedilen davalılar … ve … yönünden vekalet ücretine hükmedilmediği, gerekçeli kararın hüküm fıkrasında yer verilmeyen vekalet ücreti yönünden tavzih kararı ile hüküm kurulamayacağı, bu davalılar yönünden açılan dava esastan reddedildiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ne göre dava değeri üzerinden nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekmesine rağmen mahkemece bu konuda karar verilmemesinin usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle davalılar … ve … vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 15/03/2018 tarih ve 2017/245 Esas – 2018/234 Karar sayılı kararının ve 28/03/2018 tarihli tavzih kararının HMK 353/1-b2 maddesi uyarınca kaldırılmasına ve dairece yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle; davanın davalılar … ve … yönünden reddine, davacının davalılardan … Otomotiv San. Tic. Ltd. Şti.’ne yönelik cezai şart alacağının taleple bağlı kalınarak 92.461,43 Dolar üzerinden fiili ödeme tarihindeki kurdan ve cari hesap alacağının kısmen kabulü ile 35.864,54 TL’nin temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle bu davalıdan alınmasına karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
1-Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin sair temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Dava, cezai şart ile alacağın tahsili istemine ilişkin olup mahkemece davanın, davalı şirket yönünden kısmen kabulü ile davalı şahıslar yönünden reddine karar verilmiştir. Kararda davalı şahıslar yararına vekalet ücretine hükmedilmemesi nedeni ile davalılar tarafından tavzih isteminde bulunulmuş ve tavzih kararı ile davalılar … … ve … yararına maktu vekalet ücretine hükmedilmiştir. İlk Derece Mahkemesinin 15/03/2018 tarihli asıl kararı taraflara tebliğ edilmesine rağmen taraflar istinaf kanun yoluna başvurmamışlardır. Davalı tavzih kararını nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği gerekçesiyle istinaf etmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi, bu talep üzerine İlk Derece Mahkemesinin taraflarca istinaf edilmeyen asıl kararını kaldırmış ve yeniden hüküm kurmuştur. Ancak İlk Derece Mahkemesinin kararı istinaf edilmemesine rağmen Bölge Adliye Mahkemesince kararın kaldırılarak yeniden hüküm kurulması doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir. Ayrıca Bölge Adliye Mahkemesi, İlk Derece Mahkemesinin verdiği 28/03/2018 tarihli tavzih kararını da kaldırmış ise de bu tavzih kararı davacıya tebliğ edilmemiş ve davalının istinafı ile kaldırma kararı verilmiş olup tavzih kararının davacıya tebliği ile oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerektiğinden bu yönden verilen kaldırma kararı da doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir.

Kararın Sonucuna ve Tam Künye Bilgilerine Erişin

Kararın sonucunu görmek, tam künye bilgileriyle kopyalamak ve PDF olarak indirmek için abone olun veya bir reklam filmi izleyin...