Karar Metni
MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 25.12.2019 tarih ve 2019/477 E. – 2019/1078 K. sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalı şirket ile 08.09.2010 tarihli 5 yıl süreli Bayilik Sözleşmesi ile Protokol akdedildiğini, diğer davalının kefil olduğunu, davalı şirketin bayilik sözleşmesini süresinden önce haksız olarak feshettiğini belirterek feshin haksız olduğunun tespiti ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 20.000.- TL cezai şart ve 20.000.- TL kâr mahrumiyeti alacaklarının fesih tarihinden itibaren ticari faizi ile birlikte davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili, bayilik sözleşmesi ve protokolde talep edilebilecek miktarın belli olduğunu, kısmi dava açılamayacağını, bayilik sözleşmesine devam etmenin çekilmez hale geldiğini, haklı nedenle feshedildiğini, kefaletin geçerli olmadığını, cezai şartta indirim yapılması gerektiğini, faize hükmedilecek ise dava tarihinden itibaren hesaplanması gerektiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre, davanın kısmen kabulü ile cezai şarttan 4/5 oranında indirim yapılmak kaydıyla 20.000,00 TL’nin fesih tarihi olan 17/12/2012 tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, diğer hususlar bakımından herhangi bir bozma olmadığından yeniden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
İşbu karara karşı, davacı vekili temyiz kanun yoluna başvurmuştur.
Mahkemece, taraflar arasındaki bayilik sözleşmesi ve protokolde belirtilen, davacı talebine konu cezai şartın tutarında indirim yapılmışsa da bozmadan önce alınan bilirkişi raporunda cezai şartın davalının ekonomik mahvına sebep olmayacağının belirtildiği, esasen taraflar arasındaki bayilik sözleşmesi ve protokolde belirtilen cezai şart miktarı da gözetildiğinde davalının ekonomik açıdan mahvına yol açacak nicelikte bulunmadığı anlaşılmakla, cezai şart tutarında indirim yapılması doğru görülmemiştir.
Kararın Sonucuna ve Tam Künye Bilgilerine Erişin
Kararın sonucunu görmek, tam künye bilgileriyle kopyalamak ve PDF olarak indirmek için abone olun veya bir reklam filmi izleyin...