MahkemeYargıtay 11. Hukuk Dairesi
Esas No 2021 / ****
Karar No 2021 / ****
Karar Tarihi **.12.2021
Karşı OyYok

Karar Metni

MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA

Taraflar arasında görülen davada Ankara 10. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 03/04/2019 tarih ve 2017/299-2019/294 sayılı kararın Yargıtay’ca duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş olduğu anlaşılmakla, duruşma için belirlenen 05.04.2021 günü başkaca gelen olmadığı yoklama ile anlaşılıp hazır bulunan davacı vekili Av. Burak Akkoç dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, taraflar arasında 13/02/2004 tarihinde imzalanan bayilik sözleşmesinin 18/09/2009 tarihinde sona erdiğini, taraflar arasında 2006-2009 yılları arası dönemi kapsar şekilde deniz tankerleriyle akaryakıt taşınması ve bedelinin tahsiline yönelik iki ayrı hizmet sözleşmesi akdolunduğunu bu sözleşme kapsamında düzenlenen fatura bedellerinin ödenmesi için davalıya ihtarname keşide edilmesine rağmen sonuç alınamadığını, fatura bedellerinin tahsili amacıyla aleyhine girişilen takibe davalı tarafça kendileriyle ilgili bulunmadığından bahisle itiraz edilmiş ise de itirazın haksız olduğunu, zira imzalanan sözleşme hükümlerine göre dava dışı müşteriler tarafından ödenmeyen fatura bedellerini davalı tarafın ödemekle yükümlü bulunduğunu belirterek, itirazın iptaliyle, takibin devamına ve %40 oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, takibe ve davaya konu yapılan faturaların müvekkili ile bir ilgisinin bulunmadığını, davacı yanca dava dışı müşteriler adına düzenlendiğini, akdolunan hizmet sözleşmesi uyarınca müvekkilinin nakliyesini yaparak bedelini tahsil ettiği tutarları sözleşme gereği almaya hak kazandığı primleri mahsup etmek suretiyle bakiyesini davacıya ödediğini, takibe konu faturaların çoğunun mükerrer düzenlendiğini, davalının bir alacağı bulunmadığına dair e-mailleri de olduğunu savunarak, davanın reddini ve %40 oranında tazminatın davacıdan tahsilini istemiştir.
Mahkemece iddia,savunma ve bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda, taraflar arasındaki bayilik sözleşmesinin 16.maddesinde davacı defter ve kayıtları münhasıran delil olarak kararlaştırıldığına dair hüküm var ise de davacı defter ve kayıtlarının ve bunların dayanaklarının davacı lehine delil olarak kabul edilemeyeceği, HMK’nın 192.maddesine göre de taraflardan birinin ispat hakkının kullanımını imkansız kılan veya fevkalade güçleştiren delil sözleşmelerinin geçersiz olacağı, bu durumda da ispat yükü kendisinde olan davacının iddiasını usulüne uygun delillere göre ispat etmesi gerektiği ancak ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Dava, taraflar arasındaki hizmet sözleşmesi nedeniyle faturalara dayalı bakiye alacağın tahsiline yönelik başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali davasıdır.
Yerel Mahkemece, davacının ticari defterleri münhasır delil kabul edilerek verilen ilk karar yukarıda belirtilen gerekçe ile Dairemizce bozulmuş, mahkemece bozma ilamında belirtilen davacının ticari defterlerinin münhasır delil olarak kabul edilemeyeceği ve delil sözleşmesinin geçersizliğinden bahisle ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiştir.Ancak delil sözleşmesinin geçersiz olması (delil listesinde karşılıklı ticari defterlerine delil olarak dayanmış olduklarından) tarafların usulüne uygun tutulmuş ticari defter ve belgeleri ile dayanak belgelerin delil olarak kabulüne engel teşkil etmez. (HMK 222. madde)
Mahkemece alınan bilirkişi raporu yeterli araştırma ve değerlendirmeyi içermemesi nedeniyle hükme esas alınamaz.Taraflar, karşılıklı olarak ticari defterlerine delil olarak dayanmış olması karşısında davacı tarafından icra takibine konu edilen faturaların tarihleri, varsa teslim tarihleri, faturada belirtilen akaryakıt miktarları ile davalının ticari defterlerinde kayıtlı olan davalı tarafca davacıya kesilen prim ve hizmet bedeli ile nakliye bedeline ilişkin faturaların düzenlendiği tarih, irsaliye tarihleri ve miktarlar karşılaştırılarak davacının takibe konu ettiği faturalar ile davalının davacıya kestiği faturaların birbirleriyle örtüşüp örtüşmediği şayet fatura bilgileri örtüşüyor ise, davacı tarafından düzenlenen faturalarda belirtilen akaryakıtların davalı aracılığı ile teslim edildiğinin kabulü gerekir.
Ayrıca, Cumhurbaşkanlığı Denizcilik Müsteşarlığı Deniz Ticaret Genel Müdürlüğüne yazı yazılarak, Deniz Ticareti Genel Müdürlüğü kayıtlarında icra takibine konu edilen faturalarla ilgili herhangi bir bilgi olup olmadığı, deniz araçlarına teslim edilen akaryakıtların kim tarafından teslim edildiğine ilişkin bir kayıt bulunup bulunmadığı sorularak, dosyanın konusunda uzman bilirkişi veya bilirkişi kuruluna verilerek alınacak rapor ve toplanacak deliller değerlendirilmek suretiyle varılacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna dayalı olarak yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış, hükmün bozulması gerekmiştir.

Kararın Sonucuna ve Tam Künye Bilgilerine Erişin

Kararın sonucunu görmek, tam künye bilgileriyle kopyalamak ve PDF olarak indirmek için abone olun veya bir reklam filmi izleyin...