MahkemeYargıtay 11. Hukuk Dairesi
Esas No 2020 / ****
Karar No 2021 / ****
Karar Tarihi **.12.2021
Karşı OyYok

Karar Metni

MAHKEMESİ : ANTALYA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 11. HUKUK DAİRESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA

Taraflar arasında görülen davada Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi’nce bozmaya uyularak davanın kabulüne dair verilen 14.07.2020 tarih ve 2020/744 E. – 2020/841 K. sayılı kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalılar vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davacının Pamukkale Üniversitesi Göz Hastalıkları Ana Bilim Dalında profesör olduğunu, davalı banka ile çalıştığını, davalı banka nezdinde yaklaşık 600.000,00 TL tutarında mevduatı bulunmakta iken banka çalışanlarının yönlendirmesi ile büyük hacimlerle hisse senedi yatırım işlemleri yapmaya başladığını, sonrasında önemli miktarda zarar oluştuğunu, davacının bilmediği işlemlere yönlendirildiğini ileri sürerek 240.489,00 TL zararın 23/09/2013 tarihinden itibaren mevduat hesabına uygulanan en yüksek faiz ile birlikte ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … Bankası A.Ş. vekili, yapılan işlemlerin davacının bilgisi kapsamında gerçekleştiğini ve mevzuata uygun olduğunu, davalı bankanın acente konumunda olması nedeniyle husumetinin olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalı …. vekili, davacının yapılan işlemlere icazet verdiğini, gerekli bilgilendirmenin yapıldığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; davacının şikayeti üzerine Sermaye Piyasası Kurulu tarafından düzenlenen 16/04/2015 tarih ve 10/475 sayılı kurul raporu ve mahkemece alınan raporda belirtildiği üzere, davacının doktor olması nedeniyle bankacılık işlemlerini tam anlamıyla bilmediği, kendisine bu konuda mütemmim bilgilerin verilmediği, banka içinde bir yetkilinin davacının
menkul işlemlerini resen yürüttüğü, basiretli tacir gibi davranılmadığı, bu nedenle davalıların sorumluluğunun bulunduğu gerekçesiyle, davanın kabulü ile 231.430,00 TL’nin taleple bağlı kalınarak 23/09/2013 tarihinden itibaren işleyecek olan ticari reeskont faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Karara karşı davalılar vekilleri istinaf kanun yoluna başvuruda bulunmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, davacının müterafik kusurunun bulunduğu ve 818 sayılı BK’nın 44. maddesi uyarınca davacıya izafe edilecek kusur oranında indirim yapılması gerektiği, belirlenen tazminat tutarından 818 sayılı BK 44. maddesi uyarınca %10 oranında indirim yapılmasının yerinde olduğu gerekçesiyle davalılar vekilinin İlk Derece Mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun esastan kabulüne, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-2. maddesi gereğince Denizli 4. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 05/05/2017 tarih 2015/350 Esas 2017/294 Karar sayılı kararının kaldırılmasına, davacının davasının kısmen kabulüne, 208.287,00 TL’nin taleple bağlı kalınarak 23/09/2013 tarihinden itibaren işleyecek ticari reeskont faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
Karar, davalı … Bankası A.Ş. vekili ile davalı …. vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara, Bölge Adliye Mahkemesince uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalılar vekillerinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir.

Kararın Sonucuna ve Tam Künye Bilgilerine Erişin

Kararın sonucunu görmek, tam künye bilgileriyle kopyalamak ve PDF olarak indirmek için abone olun veya bir reklam filmi izleyin...