MahkemeYargıtay 11. Hukuk Dairesi
Esas No 2020 / ****
Karar No 2021 / ****
Karar Tarihi **.12.2021
Karşı OyYok

Karar Metni

MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 11. HUKUK DAİRESİ

Taraflar arasında görülen davada İzmir 4. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 25.01.2019 tarih ve 2018/34 E. – 2019/82 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin kabulüne dair İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi’nce verilen 11.02.2020 tarih ve 2019/1997 E. – 2020/212 K. sayılı kararın duruşmalı olarak Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, duruşma için belirlenen 14.12.2021 günü hazır bulunan davacı vekili Av. … ile davalı vekil Av. … dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, taraflar arasında akdedilmiş olan 21.03.2007 tarihli “Hisse Devir Vaadi Sözleşmesi” uyarınca, müvekkilinin …Jeotermal Enerji A.Ş.’nin sermayesinin %50’sini oluşturan 13.800.000 adet hissesini davalıya devrettiğini, sözleşmenin akdedildiği tarihte bu şirketin tescile konu adının Dardanel Elektrik Üretim A.Ş. olduğunu, hisse devri sözleşmesinin inançlı işlem olarak yapıldığını, sözleşmeye göre sonraki dönemde müvekkiline veya müvekkilinin göstereceği kişi veya kişilere devredilen hisselerin iade edilmesi gerektiğini, davalının ise hisseleri müvekkilinin rızası ve bilgisi olmadan Denizbank’a rehnettiğini, bu rehin neticesinde, ilgili hisselerin müvekkilinin veya müvekkilinin göstereceği kişi tarafından devir alınmasının önüne geçildiğini, …Jeotermal Enerji A.Ş. nezdinde %50’şer ortak olma yönündeki tarafların iradelerine aykırı hareket edildiğini, müvekkilinin 30.03.2012 tarihli “Letter” başlıklı sözleşme ile devir hakkını İmparator’a devretmeyi ve davalıdan alacağı %50 hissenin İmparator’a devredilmesini sağlamayı vaat ettiğini, bu doğrultuda 04.05.2012 tarihli “Alındı/Onay/Kabul” başlıklı belgeden anlaşılacağı üzere İmparator’un davalıya başvurarak 21.03.2007 tarihli sözleşme uyarınca müvekkiline ait olan hisselerini alma yönündeki iradesini davalıya bildirdiğini, davalının da 3.676.443 USD’nin faiziyle kendisine ödenmesi halinde %50’lik hisseyi kendilerine devredeceğini beyan ettiğini, bunun üzerine İmparator ile davalı arasında bir süreç işletilse dahi davalının sürekli olarak bir kısım ek yükümlülükler getirmeyi istemesi ve bunlarda diretmesi üzerine taraflar arasında bir mutabakatın sağlanamadığını, İmparator ile davalı arasında mutabakatın sağlanamaması üzerine bu sefer müvekkilinin davalıya … 7. Noterliği’nin 23.03.2015 tarih ve 05048 yevmiye no’lu ihtarnamesini keşide ederek, %50’lik hissenin direkt olarak kendisine devredilmesini ve bu devir karşısında ne kadarlık bedel ödeyeceğini bildirdiğini, davalının İzmir 27. Noterliği’nin 03.04.2015 tarih ve 06789 yevmiye no’lu ihtarnamesini keşide ederek, müvekkilinin hisselerini devir alma hakkını İmparator’a temlik ettiğini ve bu haliyle talepte bulunamayacağı hususlarını içerir beyanda bulunduğunu, olayda iddia edildiği gibi bir temliğin olmadığını, 30.03.2012 tarihli “Letter” başlıklı sözleşmenin bir temlik değil temlik vaadi niteliğinde olduğunu iddia ederek …Jeotermal Enerji A.Ş.’nin sermayesinin %50’sini oluşturan 13.800.000 adet hissesinin davalı adına kaydının iptali ile davacı adına tesciline, bu hususun ortaklar pay defteri ile ticaret sicil kaydında tashihine, 21.03.2007 tarihli sözleşme madde 3.2’ye göre hesaplanacak olan davacının belirsiz alacağının tespiti ile şimdilik 1.000,00 TL tutarındaki kısmının tahsiline karar verilmesini talep ve dava edilmiştir.
Davalı vekili, harcın 13.800.000,00 TL bedel üzerinden hesaplanması dolayısıyla eksik olarak alınan harcın tamamlatılması gerektiğini, davacının 21.03.2007 tarihli sözleşmeden kaynaklı devrin kendi adına yapılmasına dair hakkını en geç 31.12.2013 tarihine kadar kullanması gerekirken kullanmaması nedeniyle talep etme hakkını kaybetmiş olduğunu, davacının İmparator ile imzaladığı 30.03.2012 tarihli ve “Letter” başlıklı sözleşmeyle 21.03.2007 tarihli sözleşmeden kaynaklı tüm devir haklarını İmparator’a devrettiğini, yine ilgili sözleşme uyarınca 31.12.2013 tarihine kadar da kendisine devri yönünde herhangi bir talepte bulunmadığı gözetildiğinde hakkından vazgeçmiş sayılacağını, …Jeotermal Enerji A.Ş hisselerinin davacının bilgisi ve rızası dahilinde dava dışı Denizbank tarafından kullandırılan kredilere karşılık rehnedildiğini, bu noktada müvekkilinin herhangi bir kusurunun bulunmadığını, İmparator ile müvekkili arasında 21.03.2007 tarihli sözleşmeye konu hisse devirlerinin gerçekleştirilmesi maksadıyla 11.10.2013 tarihli “Proje Geliştirme Sözleşmesi”nin akdedilmiş olduğunu ve bu sözleşmelere istinaden en geç 2013 yılında hisse devir bedelinin ödenmesi gerektiği açık olmasına karşın, ödeme yapılmadığından, İmparator’un da hisse devrini talep etme yetkisinin sona erdiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
İlk Derece Mahkemesi’nce, taraflar arasında akdedilen 21.03.2007 tarihli sözleşme niteliğinin inanç sözleşmesi, davacı ile dava dışı İmparator isimli firma arasında akdedilen 30.03.2012 tarihli “Letter” başlıklı sözleşmenin opsiyon sözleşmesi niteliğinde olduğu, yine “Letter” başlıklı sözleşme ile aynı gün davacı ile İmparator firması arasında ayrıca “Muvafakatname”nin de akdedilmiş olduğu, bu muvafakatnamede, bir kısım koşulların yerine getirilmesi halinde devrin gerçekleşeceğinin belirtildiği ve belirlenen şartların da İmparator firması tarafından gerçekleştirildiği, İmparator firmasının bu yetkiye istinaden hisselerin devri talebiyle davalıya başvurduğu, “Letter” başlıklı sözleşmenin madde 1.3 uyarınca fesih yapılsa dahi madde 8’in de ayakta kaldığı ve ilgili madde 8 uyarınca İmparator’un hisselerinin devir hakkının devam ettiği, bu düzenleme uyarınca davacının haklarını dava dışı İmparator’a devrettiği ve bu haliyle davacı olma ehliyetinin kendisinde bulunmadığı gerekçesiyle, aktif dava ehliyeti yokluğu nedeniyle 6100 sayılı HMK m. 114/1-d ve 115/2 gereğince davanın usulden reddine karar verilmiş, karar davacı vekilince istinaf edilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi’nce, ilk derece mahkemesince esasa münhasır delil toplanmadan eksik inceleme ve değerlendirmeyle karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-a-6 maddesi uyarınca esasa ilişkin sebepler incelenmeksizin kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, Bölge Adliye Mahkemesi kararına uygun şekilde yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın mahal mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Karar, davalı vekilince temyiz edilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi’nce verilen 11.02.2020 karar tarihi itibariyle 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu m. 362/1-g hükmü yürürlükte olmadığından karara karşı temyiz kanun yolunun açık olduğu kabul olunmuştur.
İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan istinaf başvurusu üzerine HMK’nın 353 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi HMK’nın 369/1. ve 371. maddelerinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.

Kararın Sonucuna ve Tam Künye Bilgilerine Erişin

Kararın sonucunu görmek, tam künye bilgileriyle kopyalamak ve PDF olarak indirmek için abone olun veya bir reklam filmi izleyin...