MahkemeYargıtay 11. Hukuk Dairesi
Esas No 2020 / ****
Karar No 2021 / ****
Karar Tarihi **.12.2021
Karşı OyYok

Karar Metni

MAHKEMESİ : ANTALYA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 11. HUKUK DAİRESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA

Taraflar arasında görülen davada Antalya 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 21.03.2019 tarih ve 2018/418 E. – 2019/243 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin reddine-kabulüne dair Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi’nce verilen 09.03.2020 tarih ve 2019/1332 E- 2020/436 K. sayılı kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalılardan Antalya Akvaryum İşletmeciliği Ltd. Şti’.nin üç ortaklı bir limited şirket olduğunu, bu şirketin %40 hissesinin müvekkili şirkete, %40 hissesinin davalı … Akvaryum A.Ş’ne, %20 hissesinin de diğer davalı … Akvaryum Ltd Şti’ne ait olduğunu, davalı Antalya Akvaryum İşletmeciliği Ltd Şti’nin kuruluşunun 25/03/2011 tarihinde ticaret sicilinde tescil ve ilan edildiğini, şirket ana sözleşmesinin 8. maddesinde şirketin işleri ve muamelelerinin ortaklar kurulu tarafından seçilecek bir veya birkaç müdür tarafından yürütüleceğinin belirtildiğini, ilk 10 yıl süre ile üç müdürün seçildiğini, ana sözleşmenin 9. maddesinde ise şirketi ilk 10 yıl süre ile seçilen müdürün temsil edeceğinin açıkça düzenlendiğini, şirketin 26/05/2018 tarihli genel kurul toplantısında seçilen üç müdürün görevden alınarak bu müdürler yerine iki müdür seçilmesine karar verildiğini, alınan bu kararın ana sözleşme ve dürüstlük kurallarına açıkça aykırı olduğunu, TTK’nın 622. maddesi yollamasıyla 445. maddesine göre davayı açtıklarını, genel kurulda müvekkili ile ortağı olduğu Antalya Akvaryum İşletmeciliği Tic. İnş. Ltd.Şti. arasındaki davalar nedeniyle böyle bir karar alındığını, ancak davalar varken 30/03/2018 de müdürlüğe seçildiğini, şirketin üç müdürden ikisinin imzası ile temsil edilebildiğini, müvekkilinin şirket müdürleri arasında yer almasının sorun yaratmadığını ileri sürerek, davalı şirketin 26/05/2018 tarihli genel kurul toplantısının gündemin 3. maddesine ilişkin alınan azil ve seçim kararlarının iptali ile tedbiren davalı şirket müdürlerinin müdürlük yetkilerinin kısıtlanarak davalı Antalya Akvaryum Ltd. Şti.’nin üç ortağının müşterek imzası ile temsil ve ilzam edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Antalya Akvaryum Ltd. Şti. vekili, toplantıda hazır bulunup da karara olumsuz oy veren ve bu muhalefetini tutanağa geçirten pay sahiplerinin genel kurul kararları aleyhine iptal davası açabileceklerini, ilgili toplantı tutanağında karara olumsuz oy verildiğine veya muhalefet şerhi düşüldüğüne ilişkin bir hususun söz konusu olmadığını, bu bağlamda toplantıda hazır bulunmasına rağmen olumsuz oy kullanmamış ve muhalefet şerhini açıkça tutanağa işletmemiş olan ortağın dava açma hakkından söz edilemeyeceğini, 6102 sayılı TTK. uyarınca görev süresi dolmadan da genel kurul kararıyla müdürlerin görevine son verilebilmesinin mümkün bulunduğunu, kaldı ki davaya konu genel kurul kararı ile yapılan yeni atamada müdür olarak atanmayan…’un şirket esas sözleşmesinin temsile ilişkin 9. maddesinde 10 yıl süre ile atanan müdürlerden biri de olmadığını, 30/03/2018 tarihli genel kurul kararı incelendiğinde şirket müdürlerinin şahıs olarak değil ortak şirketleri temsilen müdür olarak atanmalarının amaçlandığının görüleceğini, yeni atama yapılmasının ardından müdürlerin tekrar atanamayacağı veya görevden alınamayacağına ilişkin hiçbir kanuni düzenlemenin de mevcut olmadığını, müvekkili şirket ile davacı ortak arasında süregelen davalar bulunduğunu, fiilen ve ticari hayatın gerekli açısından davacı … Ltd. Şti.’nin temsilcisinin müdürlük sıfatının devam etmesinin hukuken de mümkün olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalı … Akvaryum Ltd. Şti. vekili; açılan davayı kabul etmediklerini, davacı şirket temsilcisinin, dava konusu 26/05/2018 tarihli toplantıda hazır bulunduğunu ve karara itirazlarını bildirdiğini, ancak oylama öncesi toplantıyı terkettiğini, dolayısıyla iptali istenen kararın müzakeresi aşamasında oy kullanmadığını, bu hususun genel kurul toplantı tutanağında açık şekilde yer aldığını, dolayısıyla davacı şirketin ilgili genel kurul kararının iptalini talep etme hakkı bulunmadığını, davacı şirketi temsilen şirket müdürlüğünü yürüten… ile Antalya Akvaryum Şirketi arasında menfaat çatışması bulunduğunu, dava konusu genel kurul kararının bu yönden isabetli olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalı … Akvaryum A.Ş adına usulüne uygun tebligat yapılmasına rağmen cevap dilekçesi sunmamış, duruşmalardaki beyanlarında davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, tüm dosya kapsamına göre; genel kurul kararlarının iptaline ilişkin davanın şirkete açılması gerektiği, ortaklara husumet yöneltilemeyeceği, dava açan ortağın iptalini istediği kararın alındığı genel kurula katılıp kararlarda aleyhe oy kullanması ve oylamadan sonra da muhalefet şerhini tutanağa geçirmesi gerektiği, bu gerekliliğin dava şartlarından olduğu, dava konusu olayda davacı şirket temsilcisinin toplantıyı terk ettiği, muhalefet şerhini de tutanağa geçirmediği, ayrıca davacı tarafça genel kurulda alınan kararların butlanını gerektirir bir neden de ileri sürülmediği gibi olayda böyle bir durum da mevcut olmadığı gerekçeleriyle, Antalya Akvaryum Ltd. Şti.’ne yönelik davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usul yönünden reddine, diğer davalılara yönelik davanın ise pasif husumet yokluğundan usulden reddine karar verilmiştir.
Karara karşı, davacı vekili istinaf kanun yoluna başvuruda bulunmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince; 26/05/2018 tarihli genel kurul toplantı tutanağının üçüncü maddesinde şirket müdürlerinin ve müdürler kurulu başkanı seçimine geçildiği, …’in söz alarak 30/03/2018 tarihli genel kurulda seçilen müdürlerin görevden alınmasını önerdiği, önerinin oy birliği ile kabul edildiği, karar tarihinden itibaren aksi bir karar alınıncaya kadar davalı Antalya Akvaryum Ltd Şti’ne şirket müdürü olarak … Akvaryum Ltd. Şti. ve onun gerçek kişi temsilcisi … ile … Akvaryum A.Ş ve onun gerçek temsilcisi olarak …’ın şirket müdürü olarak seçildikleri, … Akvaryum A.Ş’nin müdürler kurulu başkanı olarak atanmasına karar verildiği ve şirketi resmi dairelerde, kamu kurum ve kuruluşlarında şirket müdürleri … Akvaryum A.Ş’ni gerçek kişi temsilcisi … ve … Akvaryum Ltd Şti gerçek kişi temsilcisi …”in şirket unvanı ve kaşesi altında temsil ve ilzam etmek üzere yetkili kılınmalarına oy birliği ile karar verildiği, davacı … Ltd Şti’nin temsilcisi…’un toplantıyı terk ettiği, …’un toplantıya katılım hususundaki temsilci kararını yanında götürdüğü, toplantı başkanı tarafından toplantıya devam için yeterli çoğunluğun bulunması sebebiyle toplantıya devam edildiği, 30/03/2018 tarihli genel kurul toplantı tutanağında; davalı şirket müdürü …’ın müdürlüğünün devamına, şirket müdürleri… ve …”in müdürlükten istifası nedeniyle imza yetkisinin iptaline, karar tarihinden itibaren aksi bir karar alınıncaya kadar … Turizm Ltd Şti’ni temsilen… ve … Akvaryum Ltd Şti’ni temsilen de…’in de şirket müdürü olarak atanmasına, …’ın müdürler kurulu başkanı olarak atanmasına karar verildiği, 6102 sayılı TTK’nın 622. maddesine göre; anonim şirket genel kurul kararlarının butlanına ve iptaline ilişkin hükümlerin kıyas yoluyla limited şirketlere de uygulanacağı gerekçeleriyle; davacının genel kurulun iptali dışında şirket müdürlerinin yetkilerinin kısıtlanması talep ettiği de gözetildiğinde Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin yerleşik içtihatlarına göre, şirket müdürlerinin yetkilerinin kısıtlanması talebinin de husumetin şirket müdürlerine karşı yöneltilmesi zorunlu olduğundan, davacı vekilinin bu husustaki istinaf itirazları yerinde görülmüş ancak davacı vekilinin, şirket ana sözleşmesine aykırı kararın yok hükmünde olduğu, bu nedenle toplantıya katılma ve muhalefet şerhini tutanağa geçirme şartının aranmayacağı istinaf sebepleri ana sözleşme ile atanan müdürlerin değiştirilmesine ilişkin kararın, TTK’nın 447. maddesinde düzenlenen butlana tabi kararlardan olmadığı ve TTK’nın 446. maddesine göre; dava açan ortağın iptalini istediği kararın alındığı genel kurula katılıp kararlarda aleyhe oy kullanması ve oylamadan sonra da muhalefet şerhini tutanağa geçirmesi gerekli kararlardan olduğu davacı şirket temsilcisinin toplantıyı terk ettiği, muhalefet şerhini de tutanağa geçirmediği, genel kurulda alınan kararların batıl olmadığı gerekçeleriyle de davacı vekilinin İlk Derece Mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun esastan reddiyle ilk derece mahkemesince limited şirket genel kurul kararının iptaline ilişkin davada Antalya Akvaryum Ltd. Şti.’ne husumet yöneltilmesi gerekli ve yeterli olup bunun dışında diğer şirket ortaklarına husumet yöneltilmesinin doğru olmadığı değerlendirmesi yerinde görülmemiş davacı vekilinin İlk Derece Mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun esastan kabulüyle ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasıyla; davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
1-Dava, tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları ile özellikle dava dilekçesi içeriği, HMK’nın 320. maddesi gereğince ilk derece mahkemesince gerçekleştirilen ve taraf vekillerinin de hazır bulunduğu öninceleme duruşmasında saptanan uyuşmazlığın niteliği, davacı yan vekilinin ilk derece mahkemesince reddedilen ihtiyati tedbir istemine yönelik kanunyolu başvuru dilekçesindeki açık beyanları gözetildiğinde, davalı limited şirketin 26.5.2018 tarihli genel kurulunda alınan şirket müdürlerinin azli ve yerlerine yeni şirket müdürlerinin seçimine ilişkin kararın iptali istemine ilişkin olup yasal dayanağı 6102 sayılı Kanun’un 622. maddesi delaletiyle uygulanması gereken 445 vd. maddeleridir.
Davacı yan asal nitelikteki bu istemin yanında, anılan genel kurulda seçilen müdürlerin yetkilerinin dava sonuçlanıncaya değin kısıtlanmasını, yine dava sonuçlanıncaya değin şirket müdürlüğünün önceden olduğu gibi ve tedbiren taraf şirketler tarafından yerine getirilmesine ilişkin talepte bulunmuştur. Bu yoldaki istem, 6102 sayılı TTK’nın 622. maddesi delaletiyle uygulanması gereken 449. maddesi ile 6100 sayılı HMK’nın 389 vd. maddeleri çerçevesinde bir ihtiyati tedbir istemi niteliğinde olup davada TTK’nın 630/2. maddesine dayalı asal bir talep bulunmadığı, ilk derece mahkemesinin davanın nitelendirilmesine ilişkin kararının yerinde bir değerlendirmeye dayandığı açıktır.
Bu durumda, davacı yan vekilinin HMK’nın 357. maddesi hilafına davanın birden çok asal isteme ilişkin olduğu yolundaki istinaf başvurusu üzerine, bölge adliye mahkemesince, HMK’nın 26. maddesine de aykırı düşecek şekilde davanın bir yandan genel kurul kararının iptali, bir diğer yandan ise 6102 sayılı TTK’nın 630/2. maddesi anlamında şirket müdürlerinin yetkilerinin kısıtlanmasına ilişkin iki ayrı asal isteme ilişkin olduğu yolundaki nitelendirmesinde isabet yok ise de, bu husus temyiz edenin sıfatına ve ileri sürdüğü temyiz nedenlerine göre bozma nedeni sayılmamıştır.
2- Davanın saptanan ve açıklanan niteliğine göre, bölge adliye mahkemesince verilen kararda, iptal davasına ilişkin olarak yöntemince yapılan değerlendirmeye dayalı olarak ilk derece mahkemesince verilen davanın reddine dair kararın isabetli bulunmuş olması da gözetildiğinde, dava konusunu oluşturmayan istem bakımından herhangi bir gerekçeye yer verilmemesi sonuca etkili olmayıp davacı yan vekilinin temyiz isteminin reddi ile bölge adliye mahkeme kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.

Kararın Sonucuna ve Tam Künye Bilgilerine Erişin

Kararın sonucunu görmek, tam künye bilgileriyle kopyalamak ve PDF olarak indirmek için abone olun veya bir reklam filmi izleyin...