Karar Metni
MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 16. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 20.09.2017 tarih ve 2016/101 E. – 2017/780 K. sayılı kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin kabulüne dair İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi’nce verilen 23.05.2019 tarih ve 2017/6575 E. – 2019/1161 K. sayılı kararın Yargıtay’ca incelenmesi duruşmalı olarak davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, duruşma için belirlenen 15.03.2021 günü hazır bulunan davacı vekili Av. … davalı vekili Av. … dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalının davacı aleyhine icra takibi başlattığını, davacının davalıya hiçbir borcu bulunmadığını, davacının davalıdan aldığı malları davalının bilgisi dahilinde … İnşaat Ltd. Şti’ne komisyon karşılığı ihraç etmekte olduğunu, yani davacının sadece komisyon karşılığında ihraca aracılık ettiğini, bunun sebebinin de davalının ihracat için nakliye veya yurt dışı ihracat için gerekli diğer prosedürlerle uğraşmak istememesi olduğunu, işin özünde üçlü bir ilişki bulunduğunu, davacının davalıdan aldığı malları üzerine komisyon ekleyerek … firmasına faturalandırdığını, ayrıca dava dışı … firması tarafından alınan mal bedellerinin davalı hesabına çeşitli tarihlerde gönderildiğini, toplam 268.000,00 TL ödeme yapıldığını, davalının haksız kazanç sağlamak amacıyla bu takibi başlattığını belirterek davacının davalıya borçlu olmadığının tespitini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davalının alacaklı, davacının ise borçlu olduğunu, alacağın ticari satıma dayandığını, komisyonculuk işinin söz konusu olmadığını, … İnşaat Ltd. Şti’nin davalı ile iş yapan bir şirket olduğunu, … şirketi tarafından yapılan ödemelerin davalı ile … şirketi arasındaki yüklenici/alt yüklenici ilişkisinden kaynaklandığını, belirterek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece yapılan yargılama, toplanan delillere ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, … şirketinin temsilcisinin beyanları dikkate alındığında davalının, davacı hakkında faturalara dayalı icra takibi yapmış ise de, kesilen fatura bedellerinin temlik yoluyla … şirketi tarafından davalıya ödenmiş olduğu, davalının davacıya düzenlediği faturaların davacı firma tarafından komisyon bedeli alınmak suretiyle tarafların bilgisi dahilinde dava dışı … şirketine fatura edilerek ihraç işlemlerinin yapıldığının anlaşıldığı, yapılan ödemeler dikkate alındığında davacının talebinin yerinde olduğu gerekçeleriyle davanın kabulüne karar verilmiş, karara karşı davalı vekili istinaf talebinde bulunmuştur.
Bölge adliye mahkemesince, somut olayda davacı tarafın ödeme iddiasında bulunduğundan bu ödemesini usulüne uygun delillerle kanıtlaması gerektiği, davacı tarafından delil olarak sunulan ve dava dışı … Ltd. Şti direktörü tarafından düzenlenen 26/11/2015 ve 30/10/2015 tarihli belgelerde davalının taraf olmadığı ve … Ltd. Şti tarafından tek taraflı olarak düzenlendiği gözetildiğinde, bu belgelere itibar edilmesinin doğru olmadığı, bu belgelerde bahsi geçen ödemelere ilişkin dekontlarda ise “Girne açık pazar ihale işleri” şeklinde bir açıklama bulunduğu görülmüş olup bu şekildeki bir açıklama … şirketinin davacı adına ödeme yaptığı anlamına gelmeyeceği, davanın niteliği ve miktarı gözetildiğinde, dava dışı … Ltd. Şti temsilcisinin duruşmadaki beyanlarının da hükme esas alınmasının doğru olmadığı, davacı tarafın ödeme iddiasını usulüne uygun delillerle kanatlayamadığı gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf talebinin kabulüne, ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına, davanın reddine karar verilmiştir.
Karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan istinaf başvurusu üzerine HMK’nın 355 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi HMK’nın 369/1. ve 371. maddelerinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
Kararın Sonucuna ve Tam Künye Bilgilerine Erişin
Kararın sonucunu görmek, tam künye bilgileriyle kopyalamak ve PDF olarak indirmek için abone olun veya bir reklam filmi izleyin...