MahkemeYargıtay 11. Hukuk Dairesi
Esas No 2019 / ****
Karar No 2020 / ****
Karar Tarihi **.06.2020
Karşı OyYok

Karar Metni

MAHKEMESİ : ADLİYE MAHKEMESİ 11. HUKUK DAİRESİ

Taraflar arasında görülen davada Antalya 3. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 09/06/2017 tarih ve 2015/245 E- 2017/497 K. sayılı kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin kabulüne dair Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi’nce verilen 09/04/2019 tarih ve 2017/2068 E- 2019/760 K. sayılı kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin 14.10.2010-28.02.2014 tarihleri arasında davalı şirketin acentesi olduğunu, acentelik süresi içerisinde davalının bazı poliçelerde hak kazandıkları komisyon oranları üzerinde haksız olarak indirim yaptıklarını, sözleşmenin feshinin haksız olduğunu, müvekkilinin müşteri portföyünün fesihten sonra yenilenen kısmı için portföy tazminatını hakettiğini, aralarında mutabakata vardıkları 1.437.- TL’yi de dava yoluyla istediklerini ileri sürerek 15.000.- TL komisyon alacağı, 3.000.- TL portföy tazminatı ve 1.437.- TL cari hesap alacağının fesih tarihi itibariyle avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir. Davacı vekili, 15.02.2017 tarihli dilekçesiyle komisyon alacağını 12.224,34 TL, portföy tazminatı talebini 57.266,00 TL olarak belirlemiştir.
Davalı vekili, sözleşme uyarınca komisyon oranlarında değişiklik yapabileceklerini, feshin haklı nedene dayandığını, portföy tazminatı için öngörülen hak düşürücü sürenin dolduğunu, 1.437.- TL için aralarında bir mutabakat bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
İlk derece mahkemesince iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, taraflar arasındaki sözleşmenin feshi ile dava tarihi arasında 1 yıllık süre ile her halükarda 6098 sayılı TBK’nın 147. maddesinin öngördüğü 5 yıllık zamanaşımının dolmadığı, davalının fesih nedeni olarak gösterdiği gerçekleştirilemeyen hedeflere ilişkin dosyaya belge sunmadığı, fesihin haksız olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile 1.437,00 TL cari hesap alacağı, 27.224,34 TL komisyon alacağı ve 60.266,00 TL portföy tazminatı olmak üzere toplam 88.927,34 TL’nin; 19.437,00 TL’lik kısmi için dava tarihinden itibaren, ıslah ile arttırılan 69.490,34 TL’lik kısım için de ıslah tarihi olan 15/02/2017 tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
Kararı, taraf vekilleri ayrı ayrı istinaf etmiştir.
Bölge adliye mahkemesince, tüm dosya kapsamına göre, Sigorta Acenteleri Yönetmeliğine göre, sigorta şirketlerinin zorunlu sigorta komisyonlarını acente bazında değiştiremeyecekleri, ancak tüm acenteleri için bunu uygulayabilecekleri, bu nedenle davalının indirimden önceki oranla komisyona hak kazandığı, taraflar arasındaki sözleşmede hedef iş unsuru bulunmadığından fesihin haksız olduğu, davalı şirketin fesihten sonra kendisiyle devam eden müşterileri nedeniyle önemli menfaat elde ettiği, ilk derece mahkemesinin tazminat hesabının hakkaniyete uygun olduğu, talep edilen cari hesap ve komisyon alacağının belirli olduğu, ancak denkleştirme alacağının belirsiz olduğu, bu nedenle denkleştirme alacağının hepsine dava tarihi itibariyle faiz uygulanacağı, hak düşürücü sürenin de dava tarihi itibariyle dolmadığı gerekçesiyle istinaf başvurularının esastan kabulüne, İlk Derece Mahkemesinin kararının kaldırılması ile davanın kabulüne, cari hesap alacağın 1.437,00 TL dava tarihi olan 26/02/2015, komisyon alacağının 15.000,00 TL’sinin dava tarihi 26/02/2015, 12.224,34 TL’sinin ıslah tarihi olan 15/02/2017’den, portföy tazminatı 60.266,00 TL’nin dava tarihi olan 26/02/2015 tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
1- İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan istinaf başvurusu üzerine HMK’nın 355 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi HMK’nın 369/1. ve 371. maddelerinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre davalı vekilinin yukarıdaki bent dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir.
2- Dava, acentelik sözleşmesinden kaynaklanan cari hesap, komisyon alacağı ve denkleştirme tazminatı istemine ilişkindir.
Bölge Adliye Mahkemesince, davacının komisyon alacağı istemine ilişkin olarak, alacağın Zorunlu Mali Mesuliyet Sigorta Poliçelerinden kaynaklı olduğu, zorunlu sigorta olan ZMMS’de, acentenin komisyon oranlarının acente bazında değil, genel olarak bütün acentelere uygulamak zorunda olduğu, taraflar arasındaki sözleşmenin 12. maddesi ve Sigorta Acenteleri Yönetmeliğinde öngörüldüğü gibi davalının komisyon oranlarını % 10’a düşürdüğüne ilişkin bilgilendirmeyi acentelik portalında yayınladığı veya zorunlu sigortalara ilişkin oranların ayrıca düzenlenip yayınlandığına ilişkin savunma ileri sürüp kanıtlamadığı gerekçesiyle davacının komisyon farkı isteminin kabulüne karar verilmiştir. Ancak davalı savunma ve temyiz nedenleri arasında da ileri sürüldüğü gibi davacının yaklaşık bir yıllık süre boyunca bu oran üzerinden komisyon aldığı ve buna ilişkin bir itirazının bulunmadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda, aylarca düşük komisyon oranına göre yapılan eksik ödemeyi benimseyen davacının, eksik ödemeleri bir yıllık süre sonunda, dava yoluyla talep edemeyeceği gözönüne alınarak istemin reddine karar verilmesi gerekirken kabulü yönünde karar verilmesi doğru olmamıştır.
3- Bir diğer istem olan denkleştirme tazminatına gelince, taraflar arasındaki süresiz acentelik sözleşmesinin, davalı tarafından haksız feshedildiği, sözleşmenin feshinden sonra davacı acentenin 69 müşterisine ait 148 adet poliçenin davalının acenteleri tarafından yenilenmesi üzerine davalının, 108.893,90 TL net prim geliri elde ettiği, davalının sözleşmenin feshi nedeniyle davacı acentesinin portföyü sayesinde elde ettiği menfaatin önemli menfaat olarak değerlendirilmesi gerektiği ve denkleştirme tazminatı talebinin hakkaniyete uygun olduğu gerekçesi ile davacı acente için tahakkuk eden 4 yıllık komisyon tutarlarının ortalaması olan 60.266,00 TL portföy tazminatı talebinin kabulüne karar verilmiştir.
5684 sayılı Sigortacılık Kanununun 23/16 hükmüne göre, sigorta acentesinin denkleştirme talep edebilmesi için, sigorta acentelik ilişkisinin sona ermesi nedeniyle sigortacının acentenin portföyü sayesinde önemli menfaatler elde etmesi, hakkaniyetin tazminat verilmesini gerektirmesi, acentenin haklı bir nedene dayanmaksızın sözleşmeyi feshetmemiş olması yada kendi kusuruyla sözleşmenin feshine neden olmaması şarttır. Bu şartlardan birinin mevcut olmaması halinde sigorta acentesi denkleştirme talep edemez. Bu şartları açıklayacak olursak;
Sigortacının acentelik ilişkisinin sona ermesinden sonra da sigorta acentesinin portföyü sayesinde önemli menfaat elde etmesi, acentenin aracılık ettiği veya akdettiği sözleşmeler dolayısıyla acentelik ilişkisinin sona ermesinden sonra da prim elde etmeye devam etmesini ifade eder. Sigortacı tarafından önemli menfaat elde edilip edilmediğinin tespitinde, sigorta acentesinin ahdettiği yeni ya da yeni sayılabilecek sigorta sözleşmelerinin sayısı yanında bu sözleşmeler dolayısıyla elde edilen prim miktarı da esas alınmalıdır; zira sigortacının önemli menfaat elde edip etmediği hususunda acentenin portföyünün ekonomik değeri de belirleyicidir. Acentenin portföyünün ekonomik değeri acentenin aracılık ettiği veya ahdettiği sigorta sözleşmeleri dolayısıyla tahsil edilen veya edilecek olan prim miktarına göre belirlenir.
Sigorta acentesi, hakkaniyet gerektirdiği takdirde ve oranda denkleştirme talep edebilir. Bu koşul, somut durumun tüm özellikleri dikkate alınarak denkleştirme ödemesinin adil bir sonuç olup olmayacağının belirlenmesini ifade eder. Denkleştirme isteminin sınırları; sözleşmeden kaynaklanan menfaatler, sözleşmenin tarafları arasındaki risk paylaşımı, acentelik sözleşmesinin süresi, acentenin gelir miktarı, sözleşmeden kaynaklanan yükümlülükleri yerine getirmek için harcanan emek ve zaman, sözleşme dışı kazanç ve kayıplar, tarafların mal varlığı ve gelir ilişkileri, kişisel durum (Yaşlılık, sağlık durumu, çalışma yeteneği), işin önemi, acentenin tek firma-çok firma acentesi olması, markanın etkisi (unvanın), rekabet yasağının ihlal edilmesi, sözleşmenin sona erme nedeni ve varsa kusur oranları gibi hususlar göz önüne alınıp çizilir. (Koç, Mehmet, Acentenin Denkleştirme İstemi, s. 90).
TTK 122 m. uyarınca, acentenin talep edebileceği denkleştirme tazminatı miktarı, son beş yıllık faaliyeti sonucu aldığı tüm ödemelerin (komisyon, prim vs.) yıllık ortalamasını aşamaz. Beş yıldan daha az süren acentelik ilişkilerinde talep edilebilecek denkleştirme tazminatında azami miktar, faaliyet gösterilen sürenin yıllık ortalamasıdır.
Somut olayda, davacının talep ettiği denkleştirme yani portföy tazminatı belirlenirken her ne kadar, davalı … şirketinin önemli menfaat elde edip etmediği hususundaki hesaplama tekniklerine riayet edilmiş ise de, tazminatı belirleme noktasında, sözleşmeden kaynaklanan menfaatler, sözleşmenin tarafları arasındaki risk paylaşımı, acentelik sözleşmesinin süresi, acentenin gelir miktarı, sözleşmeden kaynaklanan yükümlülükleri yerine getirmek için harcanan emek ve zaman, sözleşme dışı kazanç ve kayıplar, tarafların mal varlığı ve gelir ilişkileri, kişisel durum (Yaşlılık, sağlık durumu, çalışma yeteneği), işin önemi, acentenin tek firma-çok firma acentesi olması, kazandırılan müşteri sayısı, markanın etkisi (unvanın), rekabet yasağının ihlal edilmesi, sözleşmenin sona erme nedeni ve varsa kusur oranları gibi hususlar bir bütün olarak dikkate alınmak yerine, azami miktar olan davacının hak kazandığı dört yıllık komisyon tutarı ortalamasının alınmak suretiyle ulaşılan sonuca göre hüküm kurulması doğru olmamış kararın anılan nedenlerle bozulması gerekmiştir.

Kararın Sonucuna ve Tam Künye Bilgilerine Erişin

Kararın sonucunu görmek, tam künye bilgileriyle kopyalamak ve PDF olarak indirmek için abone olun veya bir reklam filmi izleyin...