MahkemeYargıtay 11. Hukuk Dairesi
Esas No 2020 / ****
Karar No 2020 / ****
Karar Tarihi **.10.2020
Karşı OyVar
Dava Konusu: Acente Gemi Sözleşme

Karar Metni

MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen davada Marmaraereğlisi Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 18.04.2019 tarih ve 2018/37 E-2019/141 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi’nce verilen 07.11.2019 tarih ve 2019/1786 E-2019/1386 K. sayılı kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davacının gemi acentesi olarak acente hizmetleri verdiğini, liman işletmecisi olan davalının 2011 yılından itibaren hatalı tarife uyguladığını, Bakanlığa yapılan bildirim üzerine davalının hatalı uygulamasına son verdiğini, ancak bildirimden önce fazladan tahsil ettiği bedelleri iadeden kaçındığını, davacının acentelik faaliyetine devam edebilmek için davalının usulsüz uygulamasına katlanmak zorunda kaldığını, 2011 yılından bu yana 252 hizmet faturası karşılığında 1.052.865,26 TL hizmet bedeli tahsil etmesi gerekirken 204.309,50 TL fazla ücret tahsil ettiğini ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 180.000,00 TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili, husumet, zamanaşımı ve esasa ilişkin savunmalarda bulunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İlk derece mahkemesince, acentenin müvekkili nam ve hesabına kurduğu sözleşmelerle ilgili olarak müvekkili adına dava açma hakkı bulunduğu, acente sıfatıyla davalı ile sözleşmeler yapan davacının kendi adına talepte bulunmasının mümkün olmadığı gerekçesiyle, davanın aktif husumet yokluğundan reddine karar verilmiştir.
Bu karara karşı, davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi’nce, hizmet faturalarının tamamı davacı adına düzenlenmiş olsa da liman hizmetlerinin borçlusunun hizmeti alan donatanlar olduğu, davacı tarafından donatanlar adına davalı ile sözleşme kurulmuş olduğundan iadesi talep edilen hizmet bedellerinin borçlusunun davacı değil, dava dışı donatanlar olduğu, dolayısıyla davacı şahsen hizmet almadığından yapılan ödemeler de donatanlar adına olduğundan fazla ödenen bedellerin iadesini kendi adına talep etmesinin mümkün olmadığı, davacı hizmeti alan bizzat kendisi olduğunu idda etmekte olduğundan HMK 124 kapsamında maddi hatadan kaynaklanan bir yanılgıdan da söz edilemeyeceği, bu kapsamda davanın aktif husumet ehliyeti yokluğundan reddine ilişkin hükümde isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesi’nce verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK’nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.

Kararın Sonucuna ve Tam Künye Bilgilerine Erişin

Kararın sonucunu görmek, tam künye bilgileriyle kopyalamak ve PDF olarak indirmek için abone olun veya bir reklam filmi izleyin...