MahkemeYargıtay 11. Hukuk Dairesi
Esas No 2019 / ****
Karar No 2021 / ****
Karar Tarihi **.06.2021
Karşı OyYok

Karar Metni

MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen davada Erzurum Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 03.06.2016 gün ve 2015/74 E. – 2016/478 K. sayılı kararı onayan Daire’nin 10.10.2018 gün ve 2016/14194 E. – 2018/6167 K. sayılı kararı aleyhinde davacılar vekili ve davalı şirket vekili tarafından karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme dilekçesinin süresi içinde verildiği de anlaşılmış olmakla, dosya için düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra gereği konuşulup düşünüldü:
Davacı vekili, davalı şirketin %50 payının davacılar, kalan %50 payının ise davalı şahıslara ait olduğunu, şirket genel kurulunun en son 14.12.2004 tarihinde toplanabildiğini, sonraki çağrılarda davacıların şirketin çift imza ile temsil ve ilzamını istemeleri sebebiyle toplantı çoğunluğunun sağlanamadığını, 14.12.2004 tarihinde yapılan genel kurul toplantısında … yönetim kurulu başkanı, … 2. başkan, … ise yönetim kurulu üyesi olarak 3 yıl için seçildiğini, başkan ve 2. başkana münferit imza ile temsil yetkisi verildiğini, 14.12.2007 tarihinde yönetim kurulunun görev süresinin sona erdiğini, o tarihten bu yana yönetim kurulu seçilemediğini, görev süresi dolmuş olmasına rağmen eski yönetim kurulu başkanı …’ ın şirketi yetkisiz olarak tamamen keyfi bir biçimde, tek başına yönetmeye ve kendi malı gibi işletmeye devam ettiği, suç teşkil eden ihmal ve suistimallerinin olduğunu, fiilen şirketi yönettiği halde şahsi sorumluluktan kurtulmak amacıyla muvazaalı olarak ve müvekkile ait sahte imza kullanarak yönetim kurulu kararı oluşurmak suretiyle kendi hissesinin tamamını 01.01.2009 tarihinde kardeşi … ‘a devrettiğini, bu kararın noterden tasdik ettirildiğini ancak ticaret sicil gazetesinde yayınlanmadığını, şirket denetim kurulunun sorumluluklarını yerine getirmediğini, şirketin gelirlerini kayıt dışı tahsil ederek şahsi menfaatleri doğrultusunda harcadıkları, şirket borçlarını ödemedikleri veya geç ödemek suretiyle fahiş faizler ödediklerini, müvekkillerinin bu sebeple mallarının haczedildiği ve halen devam etmekte olan davalarının bulunduğunu iddia ederek şirkete öncelikle kayyum atanmasının, davalıların yapmış oldukları hukuki muamelelerin yok hükmünde olduğunun tespiti, şirket alacaklılarınca şahsen takip edilmelerine, 14.12.2007 tarihinden bu yana şirketin gelirlerinin tespitine, davacıların alacaklarının hesaplanarak şimdilik 1000.- TL’nin hüküm altına alınmasına, davalılardan … ile …’in şirketi ve müvekkilleri uğratmış oldukları maddi ve manevi zararlar nedeniyle 1.000.- TL maddi tazminatın şirket ve davacılar lehine hüküm altına alınmasına, davalı şirketin organ yokluğu ve haklı sebeplerle feshine karar verilerek tasfiyesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … Turizm A.Ş. vekili, davacı iddialarının gerçeği yansıtmadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar …, …, … vekili, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, tüm dosya kapsamında, 14.12.2004 tarihinden itibaren davalı … temsile yetkili yönetim kurulu başkanının …, ikinci başkanın … olduğu, 3 yıl için münferit imzaları ile şirketi temsil ve ilzam edileceğinin tescil edildiği, 25/06/2008 tarihinde olağanüstü genel kurul toplantı çağrısı yapıldığı ve yönetim kurulunun çağrı yetkisi olmadığı gerekçesi ile tutanak tutulup genel kurul toplantısının yapılmadığı, eTTK’nın 410 ve 411. maddesinde genel kurul toplanarak yeni yönetim kurulu seçilinceye kadar eski yönetim kurulunun görevinin devam edeceği, ayrıca yönetim kurulu da dinlenerek şirketin yasal hale getirmek için süre verileceği, TTK’da anonim şirket ortaklarının doğrudan yönetim kurulu üyelerine karşı dava açabilmesi için doğrudan zararlarının olması gerektiği, zararın davacı tarafça ispatı gerektiği, organ yokluğu söz konusu olmadığından ve bu durum da haklı sebep sayılamayacağından anonim şirket ortaklarının kanunda yazılı prosedüre göre genel kurulu toplayıp, yönetim kurulunu seçmesi gerektiği gerekçesiyle anonim şirketin feshine yönelik davanın reddine, alınan bilirkişi raporuna göre de şirketin yönetimi nedeniyle maddi zararın olmadığı göz önünde bulundurularak açılan tazminat davasının reddine dair karar, davacılar vekili ve davalı şirket vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine hükmün Dairemizce onanmasına karar verilmiştir.
Bu kez davacılar vekili ve davalı şirket vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
1-Dosyadaki yazılara, mahkeme kararında belirtilip Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere göre, davalı şirket vekilinin tüm, davacılar vekilinin HUMK’nın 440. maddesinde sayılan hallerden hiçbirisini ihtiva etmeyen sair karar düzeltme istemlerinin reddi gerekir.
2-Davacılar, dava dilekçesinde, sair taleplerinin yanında davalı şirketin organ yokluğu nedeniyle feshini de talep etmiştir. Mahkemece, 6102 sayılı TTK’nın 530. maddesi uyarınca, eski yönetim kurulu üyeleri de dinlenerek şirketin durumunun kanuna uygun hale getirilmesi için şirkete kayyum atanmış ve genel kurulun toplanması için taraflara süre verilmiştir. 20.06.2014 tarihinde şirketin tüm ortaklarının katılımı ile toplantı açılmış ise de, ortaklar pay defterinin sunulmaması ve hazirun cetvelinin de düzenlenmemiş olması nedeniyle toplantıya devam edilememiş ve yönetim kurulu seçimi de yapılamamıştır. Bu işlemlerden sonra ise mahkemece, organ yokluğunun söz konusu olmadığı, genel kurulun kanuna uygun şekilde toplanıp yönetim kurulunu seçebileceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Ancak, davalı şirket yönetim kurulu en son 14.12.2004 tarihinde seçilmiş olup, 6762 sayılı TTK’nın 314. (6102 sayılı TTK’nın 362.) maddesinde de ifade edildiği üzere yönetim kurulu üyelerinin görev süresi en çok 3 yıldır. Bu sürenin sonunda artık yönetim kurulunun görevi hukuken sona erdiği için organ boşluğunun mevcudiyetini kabul etmek gerekir. Bu durumda, öncelikle görev süresi sona ermesine rağmen, şirketi fiilen yönetmeye devam ettiği anlaşılan davalı ortak Hakan ’dan, şayet halen bu kişide değilse bulunduğu kişiden veya yerden hazirun cetveline esas pay defteri ve hisse devirlerinin tespiti için karar defteri celp edilerek, bu defterler muvacehesinde usulüne uygun şekilde hazirun cetveli listesini hazırlamak, genel kurulu toplantıya çağırmak ve seçim gündemiyle toplantı yapmak amacıyla kayyum atanması, organ yokluğunun giderilerek şirketin durumunun kanuna uygun hale getirilmesi için bir süre verilmesi, süre sonunda buna rağmen organ yokluğu giderilemediği takdirde 6102 sayılı TTK’nın 530. maddesi gereğince şirketin feshine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçelerle davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış; davacılar vekilinin karar düzeltme isteminin bu yönden kabulü ile Dairemizin 10.10.2018 tarihli, 2016/14194 Esas- 2018/6167 Karar sayılı onama ilamının kaldırılarak, yukarıda anılan gerekçeyle mahkeme kararının bozulmasına karar vermek gerekmiştir.

Kararın Sonucuna ve Tam Künye Bilgilerine Erişin

Kararın sonucunu görmek, tam künye bilgileriyle kopyalamak ve PDF olarak indirmek için abone olun veya bir reklam filmi izleyin...