MahkemeYargıtay 11. Hukuk Dairesi
Esas No 2019 / ****
Karar No 2020 / ****
Karar Tarihi **.02.2020
Karşı OyYok

Karar Metni

MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen davada Edirne 2. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen 28/12/2017 tarih ve 2017/62 E. – 2017/543 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi’nce verilen 21/02/2019 tarih ve 2018/710 E. – 2019/250 K. sayılı kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, dava dışı …’ın , Halkbankası Edirne Şubesinden ticari kredi kullanabilmesi için davacı ve dava dışı …’ın bankaya şahsen kefil olduklarını,bununla birlikte davacının çocukları … ve … ‘ın işyeri vasfındaki taşınmazı banka lehine 250.000,00 TL limitli olarak ipotek ettiklerini, asıl borçlu borcunu ödemeyince davalının, kredi borçlusu …, kefiller davacı …, …ve … aleyhine ilamsız, …ve … aleyhine ise ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile icra takibine geçildiğini, davalı bankanın kusurlu davranışı nedeniyle müvekkilinin fazla ödeme yaptığını ileri sürerek davalının haksız fiil nedeniyle müvekkilinin uğramış olduğu zararın ve …’dan azalan alacak miktarının bilirkişi marifeti ile hesaplanması, davacının uğramış olduğu zarar olan 5.000,00 TL’nin davalıdan tazminine, davalının daha önceden %72 faiz talep ettiğinden, 5.000,00 TL nin 17/06/2011 tarihinden itibaren işleyecek %72 faiz ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, öncelikle zamanaşımı ve hak düşürücü süre yönünden davanın reddini, davacının bu davada aktif dava ehliyeti bulunmadığını, davacının diğer kefile rücu edemediği tutarı ve esasen kefalet nedeni ile ödediği tüm tutarı zaten asıl borçlu dava dışı …’dan her durumda talep edebilecek durumda olduğunu, davalının sorumluluğundan bahisle tazminat talebinin açıkça hukuka aykırı, haksız ve yersiz olduğunu, davacının tanık dinletmesine muvafakatlarının olmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İlk derece mahkemesi, iddia, savunma, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre, davalı bankanın davacının kefil olarak imzaladığı kredi sözleşmelerine istinaden borcun ödenmemesi nedeniyle yasal hakkını kullanarak davacı, diğer kefiller ve ipotek borçluları aleyhine icra takibi yaptığı, söz konusu icra takibinde dava dışı kefil …’ın sorumlu olduğu miktarın yanlış gösterilmesinin başlı başına davalının kusurlu hareket ettiğini göstermeyeceği, çünkü yapılan takibin ilamsız icra takibi olup, takibin taraflarının borca itiraz ederek takibi durdurma hak ve yetkilerinin olduğu, bu doğrultuda da dava dışı …’ın bu yetkisini kullanarak borca itiraz ettiği, usulüne uygun alınan bilirkişi raporu ile dava dışı kefil …’ın gerçek borcunun belirlendiği, davacı tarafça borca itiraz edilmediği ve icra dosyasına dava dışı asıl borçlu … lehine ödeme yapıldığı, davacı gibi kefil olan dava dışı …’ın gerçek borcunu icra takibinde daha fazla gösterilmesi ile davacının zarara uğraması arasında illiyet bağı olamayacağı, çünkü davacı kefilin ödediği borç miktarı kadar asıl borçluya da rücu imkanı bulunacağı, kaldı ki dava dışı …’ın davacı ile birlikte …’ın davalı bankadan kullandığı 08/06/2006 tarihli krediyi kefil olarak imzalamış ise de daha sonra davacının imzasının yer aldığı 23/01/2008, 18/09/2009, 28/05/2010 tarihli kredilerde kefil olarak imzasının yer almadığı, dolayısıyla davacının borcunu ödediği asıl borçlu …’in kefillerinden biri olan …’ın sorumlu olduğu borç miktarının ödeme emrinde yanlış gösterilmesini davacıya yönelik davalı tarafça yapılmış bir haksız fiil olarak değerlendirilemeyeceği, davacının ilamsız icra takibine itiraz hakkı bulunduğu gibi asıl borçlu …’a ödediği borç miktarı kadar rücu hakkının bulunduğu, ayrıca dava dışı kefil …’ın icra dosyasına ödeme yapmamasından dolayı davalı bankanın sorumlu tutulamayacağı, bu durumda davalı bankanın eylemi nedeniyle davacının zarara uğradığından bahsedilemeyeceği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İstinaf Mahkemesince, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı ve gerekçesiyle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK’nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.

Kararın Sonucuna ve Tam Künye Bilgilerine Erişin

Kararın sonucunu görmek, tam künye bilgileriyle kopyalamak ve PDF olarak indirmek için abone olun veya bir reklam filmi izleyin...