MahkemeYargıtay 11. Hukuk Dairesi
Esas No 2019 / ****
Karar No 2020 / ****
Karar Tarihi **.03.2020
Karşı OyVar
Dava Konusu: Banka çek

Karar Metni

MAHKEMESİ : ADLİYE MAHKEMESİ 3. HUKUK DAİRESİ

Taraflar arasında görülen davada Kars 2. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen 12/02/2019 tarih ve 2019/7 E- 2019/20 K. sayılı kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi’nce verilen 14/05/2019 tarih ve 2019/978 E- 2019/1005 K. sayılı kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili; müvekkilinin Vakıfbank Kars Şubesi’nde vadesiz ve vadeli hesabı bulunduğunu, müvekkilinin bilgisi dışında 21.09.2015 tarihinde vadeli hesabından 215.000,00 TL’nin vadesiz hesabına aktarıldığını ve buradan da aynı tarihte üç dakika ara ile müvekkilinin bilgisi ve talimatı dışında Kars ilinde dövizcilik yapan Eray Döviz ve Altın Ticaret A.Ş.’nin hesabına aktarıldığını, müvekkilinin cep telefonuna gelen mesaj üzerine müşteri temsilcisi Abdullah Murat’ı aradığını, müşteri temsilcisinin “vadesi dolduğundan vadesiz hesaba aktardım tekrar vadeli yapacağım” şeklinde beyanda bulunduğunu, müvekkilinin Eray Döviz ve Altın A.Ş.’yi tanımadığını, hiç bir ticari münasebetinin de bulunmadığını, müvekkilinin hesabından paranın çekildiği tarihlerde İstanbul ilinde bulunduğunu, konuya ilişkin Vakıflar Bankası T.A.O Teftiş Kuruluna ve Kars Şube Müdürlüğü’ne yapılan tüm müracaatların sonuçsuz kaldığını, söz konusu işlem nedeniyle sorumlular hakkında Kars Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunduklarını ileri sürerek şimdilik 215.000,00 TL’nin 21.09.2015 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili; davacı tarafından verilen talimat doğrultusunda davacının hesabından Eray Döviz ve Altın A.Ş. firmasına ait hesaba 21.09.2015 tarihinde 215.000,00 TL transfer edildiğini, işlem açıklamasına ” Naziha Kanbay trf” şeklinde açıklama yazıldığını, davacı ile havale alıcısı Eray Döviz ve Altın A.Ş. arasındaki ticari ve hukuki ilişkilerin incelenmesi ve ortaya konulması gerektiğini, Kars Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2016/983 soruşturma numarası ile başlatılan soruşturma dosyasının bekletici mesele yapılması gerektiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece tüm dosya kapsamına göre, hesaptan para çekilmesine dair davacının imza ve talimatının olmadığı, davanın ihbar edildiği Eray Döviz ve Altın A.Ş. ile davacının ilişkisinin bulunmadığı, dosyaya alınan adli tıp imza inceleme raporundan dava konusu bedelin ihbar olunanın hesabına aktarılmasına dair 21.09.2015 tarihli talimatta yer alan imzanın davacıya ait olmadığının, banka teftiş raporundan da işlem öncesi davacının kayıtlı telefon numarasının çalışan tarafından değiştirildiğinin ve ihbar olunanın beyanına göre de alınan altınların bu çalışana satıldığının anlaşıldığı ve bu nedenle davalı bankanın adam çalıştıran sıfatıyla davacının zararından sorumlu olacağı, kendi personelinin usulsüz işlemlerinden doğan zarara bankanın katlanmak zorunda olduğu, güven kurumu olan bankaların basiretli davranarak sahteciliği önleyici önlemleri alması gerektiği gerekçesiyle, davanın kabulüne 215.000,00 TL’nin 21.09.2015 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Karara karşı davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
Erzurum Bölge Adliye Mahkemesince, tüm dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebeplerine göre ilk derece mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK’nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.

Kararın Sonucuna ve Tam Künye Bilgilerine Erişin

Kararın sonucunu görmek, tam künye bilgileriyle kopyalamak ve PDF olarak indirmek için abone olun veya bir reklam filmi izleyin...