MahkemeYargıtay 11. Hukuk Dairesi
Esas No 2020 / ****
Karar No 2020 / ****
Karar Tarihi **.10.2020
Karşı OyYok
Dava Konusu: Banka Kredi Patent

Karar Metni

MAHKEMESİ :TÜKETİCİ MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen davada İzmir 1. Tüketici Mahkemesince bozmaya uyularak verilen 25/10/2016 tarih ve 2016/998-2016/689 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesinin taraf vekilleri tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davacının davalı bankada bulunan hesabından kredili mevduat hesabı açtırdığını, çocuğunun okul taksitlerinin ödenmesi için talimat verdiğini, ödemelerin yapılıp sonrasında kapandığını, taksitlerden sadece iki adedinin gecikme ile ödenmesine ve bunların faizlerinin de ödenmesine rağmen davacı aleyhine icra takibi yapıldığını belirterek takip dosyasında talep edilen 6.661,67 TL nedeniyle davacının borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının kredili mevduat hesabı gereğince borcunun bulunup, açılan davanın yersiz olduğunu beyanla, davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece toplanan deliller, yapılan yargılama ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davalı bankanın son olarak 06.10.2006 tarihinde davacıdan gecikmeli olarak faiziyle birlikte 300,00 TL tahsil ettiği, daha sonra 07.01.2009 tarihindeki 0,67 TL’lik tahsilat haricinde hiçbir tahsilat yapmadığı ve davacıya hiçbir bildirimde de bulunmayıp, 33 ay bekledikten sonra hesabı kat ettiği, bu tarihe kadar da bileşik faiz uygulaması yaparak ve borcu bu şekilde belirleyerek talepte bulunduğu, dolayısıyla borcun artmasına kendi hatalı uygulamasıyla sebebiyet verdiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile davacının davalıya icra dosyası nedeniyle takip tarihi itibariyle taleple bağlı kalınarak, 850,71 TL asıl alacak, 231,77 TL işlemiş tüm faizler ve 11,58 TL BSMV olmak üzere toplam 1.094,06 TL borçlu olduğunun tespitine karar verilmiş, hükmün taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine (Kapatılan) Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 2015/18387 esas 2016/9295 karar sayılı 24.05.2016 tarihli ilamı ile “Dava, İİK’nın 72. maddesi hükmüne dayalı menfi tespit davasıdır. Bu durumda mahkemece, HMK’nın 26 maddesi hükmü de gözetilerek, taleple bağlılık kuralı çerçevesinde, davacının borçlu olmadığı miktar saptanarak menfi tespite hükmedilmesi gerekirken, davanın niteliği gözardı edilerek borçlu olunan miktar üzerinden olumlu tespit hükmü kurulması usul ve yasaya aykırıdır.” gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda, davalı bankanın son olarak 06.10.2006 tarihinde davacıdan gecikmeli olarak faiziyle birlikte 300,00 TL tahsil ettiği, daha sonra 07.01.2009 tarihindeki 0,67 TL’lik tahsilat haricinde hiçbir tahsilat yapmadığı ve davacıya hiçbir bildirimde de bulunmayıp, 33 ay bekledikten sonra hesabı kat ettiği, bu tarihe kadar da bileşik faiz uygulaması yaparak ve borcu bu şekilde belirleyerek talepte bulunduğu, dolayısıyla borcun artmasına kendi hatalı uygulamasıyla sebebiyet verdiği gerekçesiyle taleple bağlı kalınarak davanın kısmen kabulü ile davacının alacaklı bankaya 4.567,61 TL borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve özellikle davacının yapmış olduğu taksitli ödemeleri ihtirazi kayıt ileri sürmeksizin almış olmasına göre, davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Mahkemece bilirkişi raporu da dikkate alınarak hüküm kurulmuş ise de gerek takip talebinde belirtilen alacak, gerekse de menfi tespit davasının konusunu oluşturan alacak dava miktarı 6.661,67 TL olup bu miktardan davacının borçlu olduğu 1.094,06 TL çıkartıldığında davacının davalı bankaya 5.567,61 TL borçlu olmadığı tespit edilmekle birlikte, mahkemece bu miktarın belirlenmesinde maddi hataya düşülüp çıkarma hatası yapılarak 4.567,61 TL borçlu olmadığının tespitine karar verilmesi doğru değil ise de rakam hatası niteliğinde bulunan bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden hüküm fıkrasının birinci paragrafındaki “4.567,61 TL”nin çıkarılarak yerine “5.567,61 TL” eklenmesi suretiyle 6100 sayılı HMK’nın geçici 3. maddesi ve 5236 sayılı Kanun’un geçici 2. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK 5236 sayılı Kanun’un 16. maddesiyle değiştirilmeden önceki 438/7. maddesi gereğince hükmün düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.

Kararın Sonucuna ve Tam Künye Bilgilerine Erişin

Kararın sonucunu görmek, tam künye bilgileriyle kopyalamak ve PDF olarak indirmek için abone olun veya bir reklam filmi izleyin...