Karar Metni
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada Gediz Asliye Hukuk Mahkemesince bozmaya uyularak verilen 15/10/2019 tarih ve 2019/327-2019/388 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davacı alacaklı lehine davalı borçlu aleyhine 15.01.2008 tanzim, 15.07.2008 vade tarihli, 14.091,00 TL bedelli senedin vade tarihinde ödenmemesi nedeniyle Gediz 2. İcra Müdürlüğü’nün 2008/41 esas sayılı dosyasıyla icra takibi başlatıldığını, takibe konu senedin, borçlulardan …’a ait Kılınçlar Tarım Ürünleri Nakliyat Gübre Sanayi ünvanlı işyerine verilen buğday karşılığı, borçlu …’ın oğulları olan ve … adına işleri takip eden … ve … tarafından imzalanan senet olduğunu, davalının takip konusu borca itiraz ettiğini ileri sürerek, Gediz İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2008/59 E. – 2008/65 K. sayılı dosyasından davacı aleyhine hükmedilen % 40 inkar tazminatının kaldırılması ile davalı …’ın itirazının iptali ile takibin devamına, dava konusu alacağın % 40’ından aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiş, davacı vekili 26.05.2009 tarihli ilk duruşmada, davalarının alacak davası olarak kabul edilmesini ve davacı aleyhine Gediz İcra Hukuk Mahkemesi tarafından hükmedilen % 40 oranında icra inkar tazminatının kaldırılmasını istemiştir.
Davalı vekili, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılamada, davanın satım sözleşmesine dayalı alacağın tahsili istemine ilişkin olduğu, davacı tarafından dosyaya sunulan 15.01.2008 tanzim, 15.07.2008 vade tarihli bonoda keşidecilerin dava dışı … ve …, lehdarın ise davacı … olduğu, davalı …’ın söz konusu bonoda herhangi bir sıfatı bulunmadığı, bu nedenle söz konusu bononun alacak istemine ilişkin ispat yönünden yazılı delil başlangıcı olarak kabul edilemeyeceği, davacının davalıya mal teslim ettiğini ve alacaklı olduğunu usulüne uygun delillerle ispatlaması gerektiği, davacının ticari defterlerinin Vergi Usul Kanunu’na göre kapanış tasdikinin olmaması nedeniyle usulüne uygun tutulmadığı, ticari defter kayıtlarının davacı lehine delil teşkil edemeyeceği, aleyhine delil teşkil edeceği, kaldı ki salt davacı ticari defter kayıtları esas alınarak mal tesliminin kabulü mümkün olmayıp, kayıtların dayanak belgelerle desteklenmesi gerektiğinden davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyulmasına rağmen bozmanın gerekleri yerine getirilmemiştir. Bozma ilamında açıkca “… Davacının davalıya mal teslim ettiğini ve alacaklı olduğunu usulüne uygun delillerle ispatlaması gerekir. Davacının ticari defterlerinin Vergi Usul Kanunu’na göre kapanış tasdikinin olmaması nedeniyle usulüne uygun tutulmamış olup ticari defter kayıtları davacı lehine delil teşkil etmez, aleyhine delil teşkil eder. Kaldı ki salt davacı ticari defter kayıtları esas alınarak mal tesliminin kabulü mümkün olmayıp, kayıtların dayanak belgelerle desteklenmesi gerekir. Mahkemece tüm bu hususlar değerlendirilmeksizin eksik inceleme, yanılgılı değerlendirme ve gerekçeyle yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.” denilmiş olup, mahkemece Yargıtay bozma ilamına uyulmasına karar verilmek suretiyle yapılan yargılamada davacı vekilinden sorulduğunda, davacı vekili 15.10.2019 tarihli duruşmada “Yargıtay bozma ilamı doğrultusunda müvekkil ile görüşüp beyan ve delillerimizi sunmak üzere süre talep ederiz” demiştir. Ancak mahkemece davacıya talep ettiği süre verilmeden ve deliller toplanmadan davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, hükmün bozulması gerekmiştir.
Kararın Sonucuna ve Tam Künye Bilgilerine Erişin
Kararın sonucunu görmek, tam künye bilgileriyle kopyalamak ve PDF olarak indirmek için abone olun veya bir reklam filmi izleyin...