MahkemeYargıtay 11. Hukuk Dairesi
Esas No 2021 / ****
Karar No 2021 / ****
Karar Tarihi **.04.2021
Karşı OyVar

Karar Metni

MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 21. HUKUK DAİRESİ

Taraflar arasında görülen davada Konya 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 03.07.2018 tarih ve 2017/500 E- 2018/433 K. sayılı kararın davacı vekili ve davalı şirket vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin kabulüne dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi’nce verilen 29.12.2020 tarih ve 2018/2097 E- 2020/1560 K. sayılı kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalı şirketin de içinde bulunduğu Kombassan Grubu tarafından Almanya başta olmak üzere birçok ülkede müvekkilinin dini ve milli duyguları kullanılarak “yatırılan paraların istendiği her an geri çekilebileceği ve karşılığında yüksek oranlarda faiz verileceği” garantisi ile para toplanıldığını, müvekkiline de yatırmış olduğu para karşılığında ortaklık durum belgesi verildiğini, nitekim bu sürecin SPK raporlarında detaylı bir şekilde anlatıldığını, davalı tarafın bu eylemleri nedeniyle nitelikli dolandırıcılık, izinsiz halka arz, kanuna aykırı aracılık faaliyeti gibi suçlamalarla ceza davaları açıldığını, yatırılan paranın iadesinin istenmesine rağmen müvekkili tarafından davalı tarafa yatırılan paranın iade edilmediğini, müvekkiline bugüne kadar kar payı dağıtılmadığını ve taahhüt edildiği halde müvekkilinin parasını geri alamadığını, davalı tarafça yapılan para toplama işleminin hukuka aykırı olduğunu, davalının basiretli iş adamı gibi davranmadığını, davalıların eyleminin SPK mevzuatına aykırı olduğunu belirterek, müvekkilinin davalı şirketin ortağı olmadığının tespitine, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davalı şirkete verilen 26.405,66 Avro’nun şimdilik 1.000 Avro’luk kısmının paranın ödendiği tarihten itibaren işleyecek 3095 sayılı Yasa’nın 4/a maddesi gereği davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacı vekili, ıslah dilekçesiyle davasını 24.193,00 Avro üzerinden ıslah etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, davacının davalı şirketin ortağı olmadığının tespitine, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 99. maddesi gereğince davacının talebi de nazara alınarak aynen ödenmesi kayıt ve şartıyla; 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanunun 4/a maddesi gereğince dava tarihi olan 12/07/2017 tarihinden itibaren (davacının talebi de nazara alınarak) Devlet Bankalarının Euro cinsinden açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek döviz faizi ile birlikte 17.290,00 Euro’nun davalılardan müteselsilen alınarak davacı tarafa verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili ve davalı …Ş. vekili istinaf etmiştir.
Ankara Bölge Adliye Mahkemesince, davalı … Vasisi tarafından herhangi bir istinaf başvurusu yapılmadığından davalı … yönünden herhangi bir değerlendirme yapılmamış ancak 7194 sayılı Kanun’un 41. maddesi ile 25.03.1987 tarihli ve 3332 sayılı Sermaye Piyasasının Teşviki, Sermayenin Tabana Yaygınlaştırılması ve Ekonomiyi Düzenlemede Alınacak Tedbirler İle 5422 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu ve 3182 sayılı Bankalar Kanunu’nda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanuna eklenen geçici 4. madde gerekçesiyle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve yeniden hüküm kurulmak suretiyle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan istinaf başvurusu üzerine HMK’nın 355 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi HMK’nın 369/1. ve 371. maddelerinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.

Kararın Sonucuna ve Tam Künye Bilgilerine Erişin

Kararın sonucunu görmek, tam künye bilgileriyle kopyalamak ve PDF olarak indirmek için abone olun veya bir reklam filmi izleyin...