Karar Metni
MAHKEMESİ : SAMSUN BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 3. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada Samsun Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 20.03.2019 tarih ve 2017/929 E- 2019/279 K. sayılı kararın davacı vekili, Samsun Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 26.06.2019 tarih ve 2017/929 E- 2019/279 K. sayılı ek kararı ise davalı … ve davalı … tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf istemlerinin esastan reddine- inceleme yapılmadığına dair Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi’nce verilen 09.01.2020 tarih ve 2019/1087 E- 2020/92 K. sayılı kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davacı banka ile davalı …Oto. Tic. Ltd. Şti. arasında kredi sözleşmesi imzalandığını, diğer davalıların bu kredi sözleşmesinin müşterek borçlu müteselsil kefili olduğunu, kredinin geri ödemesinin aksaması üzerine davalılara ihtarnamenin keşide edilerek hesabın kat edildiğini, verilen süreye rağmen borcun ödenmediğini, bunun üzerine davalılar hakkında Samsun 9. İcra Müdürlüğünün 2016/129436 Esas sayılı dosyasından genel haciz yolu ile icra takibi başlatıldığını, davalıların itirazı neticesinde takibin durduğunu ileri sürerek davalıların takibe, yetkiye, faize ve borca itirazlarının takip tarihi itibari ile 1.025.382,77 TL yönünden iptaline, takibin devamına, davalıların (depo takibine konu 90.300,00 TL hariç olmak üzere) %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili, kendilerine davaya konu krediye ilişkin herhangi bir hesap özeti veya hesap dökümü gönderilmediğini, ilgili kredinin hesabının muacceliyet kesbedip temerrüt faizi uygulamasına ilişkin döneme girdiğini, buna göre yasal olarak muacceliyet şartlarının ve davaya konu kredinin kat edilme şartlarının da oluşmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davalılardan …’ın davalı borçlu şirket ortaklığından 29/09/2006 tarihinde ayrıldığı, diğer davalıların şirket yetkilisi olduğu, davalı …’ın şirket yetkilisi olarak gösterilmediği, GKS tarihi itibariyle de kefaletinin geçerli olabilmesi için TBK 584.maddesi gereği eş rızasının gerekli olduğu ve bu hususun resen nazara alınması gerektiği, oysa geçerli bir eş rızası sunulmadığı, davalı … hakkındaki davanın reddi gerektiği, davalı asıl borçlu şirketin sorumlu olduğu alacak miktarının 798.486,81 TL asıl alacak, 78.573,96 TL işlemiş faiz, 3.928,69 TL BSMV, 945,71 TL ihtar masrafı, 90.300,00 TL çek depo bedeli sorumluluk tutarı olmak üzere toplam 972.235,17 TL olduğu, diğer davalıların ise çek sorumluluk tutarı dışında kalan borcun tamamında yani toplam 881.935,17 TL’den sorumlu olmaları gerektiği, sözleşmede kefil olan davalıların çek depo bedelinden sorumlulukları yönünde açık hüküm bulunmadığı, bu kısımdan sorumlu tutulmamaları gerektiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, davalı … hakkındaki davanın eş rızası bulunmadığından geçerli bir kefalet sözleşmesi olmaması sebebiyle reddine, 798.486,81 TL asıl alacak, 78.573,96 TL işlemiş faiz, 3.928,69 TL BSMV, 945,71 TL ihtar masrafı, 90.300,00 TL çek depo bedeli (davalılar Halit ve İbrahim çek depo bedelinden sorumlu olmamak üzere ve sorumlulukları toplam 881.935,17 TL olmak üzere) olmak üzere toplam 972.235,17 TL alacak hakkındaki itirazın iptaline, takibin devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine, asıl alacağa takip tarihi sonrası %39 temerrüt faizi ile faizin %5 gider vergisi uygulanmasına, toplam nakdi alacak 881.935,17 TL’nin %20’si oranında icra inkar tazminatının davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine, davalılar … ve … hakkındaki çek depo talebinin reddine karar verilmiş, hükme karşı davacı vekili, davalı … ve davalı … istinaf yoluna başvurmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince, davalılar … ve … istinaf kanun yoluna başvurmuş iseler de başvuru sırasında istinaf harcını maktu tarife üzerinden yatırdıkları, istinaf harç ve masraflarını yatırmaları için kesin süre verildiği, muhtırayı tebliğ alan davalıların istinaf başvurularının adli yardım kapsamında değerlendirilmesini talep ettikleri, 16.05.2019 tarihli ek karar ile davalıların adli yardım taleplerinin reddine karar verildiği, kesin süre içerisinde yatırılması yönünde tekrar muhtıra çıkarıldığı, muhtarının usulüne uygun şekilde tebliğine rağmen harç ve masrafların süresinde yatırılmaması nedeni ile 26.06.2019 tarihli ek karar ile davalıların istinaf başvuru talebinden vazgeçmiş sayılmalarına karar verildiği ve ek kararın davalılara usulüne uygun şekilde tebliğ edildiği, davalıların istinaf başvurusu hakkında inceleme yapılmadığı, davacı vekilinin ileri sürdüğü sebepler kapsamında yapılan inceleme sonucunda, mahkemece taraf delillerinin usulüne uygun olarak toplandığı, değerlendirilip tartışıldığı, mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunun hüküm kurmaya elverişli ve denetime açık olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olmasında usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf talebinin reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK’nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
Kararın Sonucuna ve Tam Künye Bilgilerine Erişin
Kararın sonucunu görmek, tam künye bilgileriyle kopyalamak ve PDF olarak indirmek için abone olun veya bir reklam filmi izleyin...