MahkemeYargıtay 11. Hukuk Dairesi
Esas No 2020 / ****
Karar No 2021 / ****
Karar Tarihi **.04.2021
Karşı OyYok

Karar Metni

MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 13. HUKUK DAİRESİ

Taraflar arasında görülen davada İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 31.01.2018 tarih ve 2016/387 E- 2018/125 K. sayılı kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi’nce verilen 08.05.2019 tarih ve 2018/738 E- 2019/688 K. sayılı kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, taraflar arasındaki cihaz satım sözleşmesi uyarınca davalının bazı ürünleri geç teslim ettiğini, bazı ürünlerin ise hiç teslim edilmediğini, bu nedenle sözleşmenin 6.3 maddesine göre davalının ödemesi gereken cezai şartın tahsili için başlattığı icra takibinin davalının itirazı üzerine durduğunu ileri sürerek itirazın iptali ile takibin devamına ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının davaya konu talebi ile ilgili 27.03.2015 tarihli ihtarını ürünleri ihtirazı kayıtsız teslim aldıktan sonra gönderdiğini, bu nedenle artık cezai şart talep edilemeyeceğini, davalının ürünleri geç tesliminde kusurunun bulunmadığını, tedarikçi firmanın geç teslimi nedeniyle ürünlerin geç teslim edildiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
İlk derece mahkemesince, yapılan yargılama, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, taraflar arasındaki cihaz satış sözleşmesinin 6.3 maddesinin b bendi uyarınca teslimin belirlenen kesin vadeden sonrasına sarkması halinde geciken kısım için teslim edilmemiş üniteler birim fiyatları üzerinden günlük binde 5 nispetinde cezai şartın alıcıya ödeneceği, ancak cezai şartın 6.1 maddesi uyarınca toplam sözleşme bedelinin %5’ini geçemeyeceğinin kararlaştırıldığı, somut olayda davacı tarafın malların teslimi ile cezai şart hususunda 27.03.2015 tarihinde noterden ihtarname çektiği, ihtarın davalıya 01.04.2015 tarihinde tebliğ edildiği, ihtar çekilmiş olan dönemlere ilişkin olarak ceza koşulunun istenebileceği, böyle durumlarda, teslim alınırken ayrıca teslim tesellüm evrakına ihtirazi kayıt konulmasına lüzum olmadığı, cihazların bir kısmının 06.04.2015, bir kısmının ise 07.05.2015 tarihinde teslim edildiği, geç teslim edilen mallar için hesaplanan cezai şartın üst limiti geçtiğinden sözleşmenin 6.1 maddesindeki üst limit üzerinden davalının cezai şart ödemesi gerektiği bu miktarın satım bedeli olan 690.000 ABD Doları’nın %5’ine tekabül eden 34.500,00 ABD Doları olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, itirazın iptali ile takibinin aynen devamına ve icra inkar tazminatına karar verilmiştir.
Karara karşı davalı vekili istinafa başvurmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince, tüm dosya kapsamına göre, taraflar arasındaki cezai şartın TBK’nın 179/2 maddesinde düzenlenen ifaya ekli cezai şart niteliğinde olduğundan ve davacının çektiği ihtarda ifa ile birlikte cezai şartı talep ettiğinden artık teslimde ihtirazı kayıt konulmasına gerek olmadığı, hesaplanan cezai şartın üst limiti aştığı için sözleşmenin 6.1 maddesinde belirlenen sözleşme bedelinin %5 oranında cezai şart talep edilebileceği, dosya kapsamına göre cezai şart hesabı için davalı deftelerinin incelenmesine gerek bulunmadığı, cezai şarta hakim müdahalesi söz konusu olabileceğinden icra inkar tazminatına karar verilmesi yerinde değil ise de bu hususun davalı tarafından istinaf nedeni yapılmaması ve kamu düzenine ilişkin olmaması nedeniyle resen dikkate alınmadığını gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf isteğinin esastan reddine karar verilmiştir.
Karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, alım satım sözleşmesi uyarınca cezai şart alacağının tahsili için başlatılan icra takibine itirazın iptali davasıdır. Taraflar arasındaki sözleşmenin “Ödeme Şekli” başlıklı 7. maddesinde; “… toplam bedelin %25’i siparişle nakten alınacaktır. Bunun karşılığında satıcı tüm 3 ay süreli teminat mektubu verecektir. Samsung cihazları gümrüğe gelip alıcıya teslim edildikten sonra en geç 5 gün içinde mektup satıcıya iade edilecektir. Bakiye %75 ödeme Samsung cihazlar gümrüğe geldiğinde nakten yapılacaktır. Teklif bedeli USD olup, ödemeler USD olarak yapılacaktır.” düzenlemesi bulunmaktadır. Taşınır satışları 6098 sayılı TBK’nın 209 vd. maddelerinde düzenlenmiş olup, TBK’nın 210.maddesi uyarınca taşınır satışlarında satıcının borcu malın mülkiyetini geçirmek, alıcının borcu ise TBK’nın 232. maddesinin “Alıcı, satış sözleşmesinde kararlaştırılmış olduğu biçimde satış bedelini ödemek ve kendisine sunulan satılanı devralmakla yükümlüdür.” hükmü uyarınca taraflar arasında kararlaştırılmış satış bedelini ödemek ve satın alınanı devir almaktır. Davalı vekili temyiz dilekçesinde satış bedelinin ödenmediğinden davacı hakkında İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/387 esas sayılı dosyasında alacak davası açtıklarını bildirmektedir. Davalı tarafça açılan alacak davasına ilişkin dava dosyası da getirtilerek incelenip, sözleşme uyarınca satılan mal bedelinin tamamı ödenmeden karşı taraftan edimini ifa ve cezai şart talep edilemeyeceği gözetilmeksizin eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.

Kararın Sonucuna ve Tam Künye Bilgilerine Erişin

Kararın sonucunu görmek, tam künye bilgileriyle kopyalamak ve PDF olarak indirmek için abone olun veya bir reklam filmi izleyin...