MahkemeYargıtay 11. Hukuk Dairesi
Esas No 2019 / ****
Karar No 2021 / ****
Karar Tarihi **.03.2021
Karşı OyVar

Karar Metni

MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen davada İstanbul (Kapatılan) 51. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 13.03.2014 gün ve 2007/432 – 2014/110 sayılı kararı onayan Daire’nin 14.01.2019 gün ve 2017/3044 – 2019/306 sayılı kararı aleyhinde davacı vekili tarafından karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme dilekçesinin süresi içinde verildiği de anlaşılmış olmakla, dosya için düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra gereği konuşulup düşünüldü:
Davacı vekili, 12.03.2005 tarihinde Kartal-Zeytinburnu seferi yapan T.C. Bayraklı DDD 1 adlı RO-RO gemisinin battığını, taşıdığı 7 adet LPG tankerinin denizde sürüklendiğini, bazılarının kayalıklara çarpıp delinerek içlerindeki LPG’nin atmosfere karıştığını, denizden tankerlerin kurtarma çalışmalarının 12.03.2005 ve 13.03.2005 tarihleri arasında yapıldığını, bu süre içerisinde sahil yolunun ulaşıma kapandığını, deniz trafiğinin de engellediğini, batma sonucu geminin kendi yağ ve yakıtı ile yükünü oluşturan kamyon ve tankerlerin yağ ve yakıtlarının, geminin kendisinin ve yükünün kirliliğe neden olduğunu, İstanbul 6. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2005/9 D.iş sayılı dosyasında yapılan tespitte kirliliğin devamının engellenmesi için gemide bulunan yağın, yakıtın, batığın çıkarılmasının gerektiğini, bu işlemlerin ve meydana gelen ekolojik hasar bedelinin toplam 2.474.375,00 TL olduğunu ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 2.474.375,00 TL’nin 12.03.2005 tarihinden itibaren işleyecek reeskont faiziyle davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep ve dava etmiş; 12.06.2008 havale tarihli ıslah dilekçesiyle talebini 2.500.000,00 TL’ye yükseltmiştir.
Davalı Alize Denizcilik San. ve Tic. Ltd. Şti. ile davalı Denizciler Dayanışma Derneği vekillleri, ayrı ayrı davanın reddini istemiştir.
Davalı …, davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davanın konusu ve uygulanacak kanun hükümlerine göre aktif taraf sıfatının T.C. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na ait olduğu, karar başlığının bu tespit doğrultusunda düzenlendiği, davacı tarafından itiraz edilmeyen İstanbul 6. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2005/9 D.iş sayılı dosyasında alınan raporun davacı bakımından kesinleştiği, Çevre Kanunu’ndaki hukuki sorumluluğa ilişkin hükümlerin kusura dayanmayan ve kurtuluş kanıtı getirilemeyen objektif sorumluluk olduğu, kazanın davalı şirketin işletmesinde iken meydana geldiği, Danıştay denetiminden geçerek kesinleşen Mersin 2. İdare Mahkemesi’nin 2008/1002 esas 2009/256 karar sayılı emsal kararı ve Çevre Kanun’un 28. maddesi hükmü uyarınca geminin zilyetliğini çıplak gemi kirası sözleşmesi uyarınca devralan davalı şirketin, kaptan vasıtasıyla kendi adına ve hesabına deniz ticaretinde kullanan kişi olarak kirleten sıfatıyla yol açtığı zarardan sorumlu olduğu, diğer davalıların oluşan zarardan sorumlu olmadığı, olay sebebiyle çevre kirliliğinin doğduğu sabit olmakla beraber kirlilik kavramının kesin ve açık olmaması sebebiyle tazmini gereken zararın kapsamının tayinin güç olduğu, hükme esas alınan ikinci bilirkişi raporu uyarınca geminin battığı yerin Zeytinburnu Demir Mahalli sınırlarının dışında olduğu ve bu mevkide deniz derinliğinin 60 metre olduğu, batığın en üst noktasından deniz yüzeyine olan mesafenin 55 metre olduğu ve bu mesafe üzerinden geçecek gemiler için tehlike yaratmayacağı, batığın çıkarılmasının ekonomik olarak bir anlam taşımadığı, davacı tarafından bu konuda yapılan bir gider olmadığı, Liman Başkanlığı ve idarenin bu hususta Limanlar Kanununun 7. maddesine göre yerine getirmesi gereken prosedürü yerine getirmediği, potansiyel ciddi bir çevre kirliliği rizikosunun bulunmadığı ve zararın doğmadığı, denize karışmış olan yağ ve yakıtın denizden çıkarılmasının mümkün olmadığı, ekolojik hasar olarak etkilenen su ürünlerinin değeri kapsamında takdir olunan tazminatın özü itibariyle yağ ve yakıtın denize boşalması sonucu doğan zarar kalemi kapsamında olduğu, davacının yağ ve yakıtın çıkartılması yönünde bir talep hakkının olmadığı, Çevre Kanunu’nun 2. maddesi kapsamında kirleten olan ve aynı kanunun 28. maddesi gereğince verdiği zarardan sorumlu olan davalı şirketin, davacı tarafın itiraz etmediği, bu itibarla haklarında kesinleşen delil tespiti raporu ve ikinci bilirkişi kurulu raporuna göre denize yağ ve yakıtın boşalması suretiyle etkilenecek olan su ürünü miktarına göre tayin olunan 414.375,00 TL zarardan sorumlu olduğu, haksız eylemin ticari iş niteliği taşıdığı gerekçesiyle davalı Alize Denizcilik San. ve Tic. Ltd. Şti. yönünden açılan davanın kısmen kabulü ile 414.375,00 TL tazminatın 12.03.2005 tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faiziyle tahsiline, diğer davalılar yönünden açılan davanın taraf sıfatı yokluğundan reddine dair verilen kararın davacı vekili ve davalı şirket vekili tarafından temyizi üzerine karar Dairemizce onanmıştır.
Davacı vekili, bu kez karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
Dosyadaki yazılara, mahkeme kararında belirtilip Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere göre, davacı vekilinin HUMK 440. maddesinde sayılan hallerden hiçbirisini ihtiva etmeyen karar düzeltme isteğinin reddi gerekir.

Kararın Sonucuna ve Tam Künye Bilgilerine Erişin

Kararın sonucunu görmek, tam künye bilgileriyle kopyalamak ve PDF olarak indirmek için abone olun veya bir reklam filmi izleyin...