Karar Metni
MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada Gaziantep 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 30.04.2019 tarih ve 2019/20-2019/676 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalılar Dijital Klişecilik San ve Tic. Ltd. Şti., … ve … vekili tarafından duruşmalı, davalı … vekili ve davacılar vekili tarafından duruşmasız olarak istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, duruşma için belirlenen 30.03.2021 günü başkaca gelen olmadığı yoklama ile anlaşılıp hazır bulunan davacılar vekili Av. … davalılar Dijital Klişecilik San. Tic. Ltd. Şti. ve diğerleri vekili Av. … dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacılar vekili, davalı kişilerin müvekkil Enis Metal ve Lastik Klişe San. ve Tic. Ltd. Şti. bünyesinde çalışmaktayken, anılan şirkete ait klişe ve grafik çizimlerini kopyalayıp işten ayrılarak, davalı Dijital Klişecilik San. ve Tic. Ltd. Şti. bünyesinde çalışmaya başladıklarını, bu durumun teknik inceleme ve mahkeme kararıyla da tespit edildiğini, davalı kişilerin sulh ceza mahkemesince ayrı ayrı mahkumiyetlerine karar verildiğini, bu kişilerin kopyaladıkları 4427 adet klişe ve grafik çizimlerini, davacı firma bünyesinde çalışırken tanıdıkları alıcı firmalara, davalı firma bünyesinde çalışmaya başladıktan sonra da sıfır maliyet nedeniyle daha ucuz fiyatla pazarlamaya devam ettiklerini, davacı firmanın bu haksız rekabet sonucunda alıcılara hiç iş yapmaması nedeniyle bu eylemden önce 50’den fazla kişi çalıştıran bir firma iken, bu eylem sonrası hızla pazarını kaybederek personel giderlerini karşılayamaz hale gelip sırf bu haksız rekabet nedeniyle iflas etmiş olduğunu, Adana ve Ankara şubelerini kapatmak zorunda kaldığını, bankalardaki itibarının ve piyasadaki ticari hayatının sona ermesine sebep olduğunu ileri sürerek, davalıların haksız rekabetinin men’ine, uğradığı zarar, yoksun kaldığı kar nedeniyle şimdilik 1.000 TL maddi tazminat ve piyasadaki itibar kaybı ve iflasına sebep olunması nedeniyle 99.000,00 TL manevi tazminatın davalılardan tahsili ve hükmün ilanına karar verilmesini talep ve dava etmiş 09.07.2014 tarihli ıslah dilekçesi ile istemini 236.519,85 TL’ye yükseltmiştir.
Davalılar …, … ve …, haksız rekabet koşullarının oluşmadığını savunarak, davanın zamanaşımı ve esas yönünden reddini istemiştir.
Davalı şirket vekili, haksız rekabet koşullarının oluşmadığını, iddiaların soyut olduğunu savunarak, davanın husumet, zamanaşımı, yetki ve esas yönünden reddini istemiştir.
Mahkemece, uyulan bozma ilamı sonrasında yapılan yargılamada iddia, savunma ve tüm dosya kapsamı uyarınca davalıların yetki itirazının yerinde görülmediği, ceza zamanaşımı nedeniyle zamanaşımı savunmasına itibar edilmediği, davalıların eyleminin haksız rekabet oluşturduğu, davacının maddi zararın miktarının tam olarak anlaşılmadığı, zarar kapsamının belirlenmesi bakımından davalının davacı ile aynı faaliyet sahasında öncesinden beri çalışıyor olmasına nazaran hakkaniyet indirimi yapılmasının gerektiği, bu oranın takdiren % 35 olarak belirlendiği, manevi tazminat istemi koşullarının oluştuğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile 153.737,90 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile 10.000,00 TL manevi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.
1-Dava haksız rekabetin tespiti, men’i ve ref’i ile maddi ve manevi tazminat talebine ilişkindir. Haksız rekabet aynı zamanda cezayı gerektiren bir fiil niteliğinde bulunduğundan somut olaya ceza zamanaşımının uygulanma olanağı nedeniyle davalıların zamanaşımı itirazlarının reddine dair mahkeme karararında bir isabetsizlik bulunmamakla davalıların bu yöne ilişkin temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Dava konusu haksız rekabet iddiası davalı gerçek kişilerin davacı şirketin eski çalışanları bulunduğu olgusuna dayanmakta olup, bu yönüyle davacı limited şirket yönünden aktif dava ehliyeti bulunmakla birlikte iddianın ileri sürülüş şekli itibari ile şirket ortağı olan gerçek kişi davacı … yönünden aktif dava ehliyeti bulunmaması sebebiyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken bu davacı yönünden de işin esasına girilerek hüküm tesisi doğru olmamış davalılar vekillerinin bu yöne ilişkin temyiz itirazlarının kabulüne karar vermek gerekmiştir.
3-Mahkemece, ceza davasında verilen karar, davalı gerçek kişilerin 2010 senesinin son iki ayına kadar davacı firmada çalışmakta iken, Kasım 2010’dan itibaren davalı firmada çalışmaya başlamaları, davacıya ait klişe ve grafiklerin davalı şirket yararına kullanılması bütün halinde değerlendirilerek somut olayda haksız rekabetin oluştuğu kabul edilmiş ise de, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair verilen ceza mahkemesi kararının hukuk hakimini bağlamayacağı ve maddi vakıanın sübutunda yeterli kabul edilemeyeceği gözetilmeden, davalı işçilerin Anayasal çalışma hürriyeti kapsamında bulunan iş değiştirme özgürlüklerinin haksız rekabete vücut verdiği yanılgılı değerlendirmesi ile ve davalıların bilgisayarlarında ele geçirilen klişe ve grafiklerin harcı alem nitelikte bulunduğu ve davalı işçilerin kendi bilgi ve becerileri eli ürünü ortaya çıktığı, davacı şirketin bu ürünler üzerinde üstün bir hakkının bulunmadığı hususları da gözetilmeden taraflar arasında haksız rekabetin varlığına ve buna bağlı olarak sonuçlarına karar verilmesi doğru olmamıştır. O halde, mahkemece davanın reddine karar vermek gerekirken yazılı gerekçe ile davanın kısmen kabulüne karar verilmesi yerinde olmamış davalılar vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalılar yararına bozulması gerekmiştir.
4-Kabule göre de, Mülga 818 sayılı BK’nın 49. maddesinde düzenlenen kişilik hakları, kişisel varlıkların korunmasıyla ilgili olup kişisel varlıklar, bedensel ve ruhsal tamlık, yaşam ile nesep gibi, insanın insan olmasından güç alan varlıklar ya da kişinin adı, onuru ve sır alanı gibi dolaylı varlıklar olarak iki kesimde incelenir. Somut olayda davacı şirket yönünden manevi tazminat koşullarının oluşmadığı gözetilmeden bu talep yönünden dahi kısmen kabul kararı verilmesi doğru olmamıştır.
Kararın Sonucuna ve Tam Künye Bilgilerine Erişin
Kararın sonucunu görmek, tam künye bilgileriyle kopyalamak ve PDF olarak indirmek için abone olun veya bir reklam filmi izleyin...