Karar Metni
MAHKEMESİ : ADLİYE MAHKEMESİ 11. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada İskenderun Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 12/10/2016 tarih ve 2015/272 E- 2016/477 K. sayılı kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin kabulüne-redddine dair Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi’nce verilen 30/04/2019 tarih ve 2019/620 E- 2019/652 K. sayılı kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacılar vekili, davalı …’ın davacı şirketin eski ortağı olduğunu, 05.06.2008 tarihinde hisselerini davacı …’a 7.125 TL bedelle devrettiğini, davalı …’ın iki yıl süre ile davacı ile aynı iştigal konusunda faaliyette bulunmayacağına dair aynı tarihli taahhütname imzaladığını, buna rağmen eşi ve kayınpederi üzerinden aynı alanda faaliyet gösteren davalı şirketi kurduğunu, davalının eyleminin haksız rekabet teşkil ettiğini, bir kısım davacı şirket çalışanlarını yanına aldığını, “inan dizel” ibaresini kullanarak haksız kazanç elde etmeye çalıştığını, müşteriler nezdinde iltibas yarattığını, ayrıca davalı …’a verdiği taahhütname uyarınca haksız rekabette bulunmaması için 11.400 TL bedelli 23 adet bono verildiğini, bunların 12 tanesinin ödendiğini, fakat davalının yukarıda açıklandığı gibi haksız rekabet yaratan eylemlerde bulunarak taahhüde uymadığını ileri sürerek, 23 adet senet nedeniyle borçlu olmadıklarının tespitini, 12 adet ödenen senet bedeli 136.800 TL’nin tahsilini, haksız rekabetin önlenmesini, durdurulmasını, davacılar için ayrı ayrı 10.000 TL maddi, 10.000 TL manevi tazminatın ve haksız rekabet neticesinde davalıların elde etmesi muhtemel görünen menfaat karşılığı 10.000 TL’nin tahsilini talep ve dava etmiş, sonradan senet bedellerinin ödenmesi nedeniyle istirdat talebinde bulunmuştur.
Davalılar vekili, davalı …’ın hisselerini 23 adet bono karşılığında devrettiğini davacı şirketin gerçek değerinin 1.500.000 TL civarında olduğunu, bonoların taahhütname karşılığı verilmediğini, davalının kendi adına şu ana kadar herhangi bir şirket kurmadığını, ortaklık tesis etmediğini, dava dışı Yeşim Veliye İnan ve Velid Kış tarafından kurulan davalı şirketin herhangi bir faaliyetinin olmadığını belirterek, davanın reddini istemiştir.
İlk derece mahkemesince iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davaya konu senetlerin hisse devri mukabili verildiği, bunun aksini gösterir şekilde davacının delil sunmadığı, davalının ticaret unvanında “inan” ibaresinin davalının soyadı olması, dizel ibaresinin ise faaliyet alanını gösteriyor olması nedenleriyle haksız rekabet koşullarının oluşmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı, davalılar vekili ve davacılar vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuş, daha sonra davalı … Dizel Motorlu Araçlar Ltd. yönünden istinaf isteminden feragat edilmiştir.
Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesince, uyulan bozma ilamı iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davalıya verilen senetlerin hisse karşılığı verildiği, davalıların taahhütleri dahilinde faaliyetleri bulunup bulunmadığı ile ilgili defter incelemesi için ibrazı istenen belgelerin saklama süresinin dolduğundan bahisle dosyaya sunulamadığı, davacının davasını ispat edemediği gerekçesiyle davacılar ve davalı … vekilinin istinaf istemlerinin kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacılar vekili temyiz etmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve mahkemenin senetlerle ilgili verdiği hükümde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacılar vekilinin aşağıdaki bent dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Dava dilekçesinde, davacı haksız rekabet iddialarının temelini, davalı …’in verdiği rekabet yasağı taahhüdüne aykırı davranışı, davalı şirket ve …’in davacının eski çalışanlarını yanına alarak faaliyet yürütmesi, ticari sırra vakıf olan …’in bu bilgileri davalı şirket için kullanması ve davalı şirketin ticaret unvanının davacı şirket unvan ve ortaklarının soyadlarıyla iltibas oluşturacak şekilde kullanılması maddi vakalarına dayandırmıştır. Davalılar vekili ise her bir davalı bazında ayrı ayrı savunmalarda bulunmuştur. Mahkemece davacının ileri sürdüğü maddi vakıaların tek tek değerlendirilerek hüküm kurması gerekmekte olup, temyize konu bölge adliye mahkemesi kararı bu açıklıktan yoksun olduğu gibi dava dilekçesinde belirtilen davalı tarafça işçilerinin alınması suretiyle haksız rekabette bulunulduğu iddiası ile ilk derece mahkemesince değerlendirilen davalı şirketin ticaret unvanının iltibası yönünden de olumlu olumsuz bir değerlendirme yapılmamıştır. Bu nedenle eksik incelemeye dayalı olarak hüküm kurulması doğru olmamıştır.
3- 6102 sayılı TTK’nın 64/2 ve 82/1-a ve d bendi hükmü gereği tacirler, ticari defterlerini, envanterleri, açılış bilançolarını, ara bilançolarını, finansal tablolarını, yıllık faaliyet raporlarını, topluluk finansal tablolarını ve yıllık faaliyet raporlarını ve bu belgelerin anlaşılabilirliğini kolaylaştıracak çalışma talimatları ile diğer organizasyon belgelerini ve 64 üncü maddenin birinci fıkrasına göre yapılan kayıtların dayandığı belgeleri, sınıflandırılmış bir şekilde 10 yıl boyunca saklamakla yükümlüdür. Dosyada, anılan maddede açıklanan defterlere dayanak olacak nitelikteki faturaların davalı taraftan talep edildiği, belgelerin 2008-2009 yıllarına ait olduğu, mahkemece talep tarihi itibariyle 10 yıllık kanuni saklama süresinin dolmadığı anlaşılmaktadır.
Davalı şirket taahhütnamenin dışında kalan faaliyetleri gerçekleştirdiğini savunduğuna ve bu konudaki ispat külfetide davalıda olduğundan, bu hususta davalı şirketin ticari defter ve belgelerinin incelenmesi gerektiği anlaşılmaktadır. Bu itibarla, davalılardan belgelerin talep edildiği 16.12.2015 tarihli celse itibariyle, kanuni saklama süresi dolmadığı gözetilerek, belgelerin bu defa meşruhatlı davetiye çıkartılarak talep edilmesi ve oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken ispat külfetinin yanlış değerlendirilmesi suretiyle karar verilmesi doğru olmamış, kararın anılan nedenlerle bozulması gerekmiştir.
Kararın Sonucuna ve Tam Künye Bilgilerine Erişin
Kararın sonucunu görmek, tam künye bilgileriyle kopyalamak ve PDF olarak indirmek için abone olun veya bir reklam filmi izleyin...