MahkemeYargıtay 11. Hukuk Dairesi
Esas No 2019 / ****
Karar No 2020 / ****
Karar Tarihi **.07.2020
Karşı OyYok

Karar Metni

MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen davada İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 22.10.2018 tarih ve 2017/579-2018/1045 sayılı kararın Yargıtay’ca incelenmesinin davalı vekili tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili; müvekkilinin, “BENDENSİN – BANA YAZ” adı altında, şahıs kurum veya kuruluşlara ait mobil hatların birbirleriyle veya 3. şahıslarla görüşmelerinin/mesajlarının arayan yerine aranan kişiye veya belli bir numaraya faturalandırılması amacı taşıyan, aboneye özel faturalandırma üzerine bir iş ürünü, proje geliştirdiğini tüm maddi ve manevi hakların tamamen kendisine ait olduğunu, bu projenin davalının talebi üzerine Turkcell İş Ortaklığı Geliştirme bölümüne sunulduğunu ancak geri dönüş yapılmadığını, yaklaşık 6 yıl sonra davalı tarafından, “SANA YAZMASIN – BANA YAZSIN” adıyla yeni bir hizmetin Turkcell kullanıcılarının hizmetine sunulduğunun duyrulduğunu, davalı tarafından uygulamaya geçirilen bu hizmet projesine ilişkin detaylar incelendiğinde müvekkili tarafından yapılan ve geliştirilen uygulama detayı ve yöntemleriyle birebir aynı olduğunun tespit edildiğini, davalı tarafından haksız ve hukuka aykırı olarak kullanılıyor olmasından dolayı haksız rekabetin yapıldığını TTK 55. maddesinde belirtilen haksız rekabet şartlarının oluştuğunu ileri sürerek davalının eyleminin haksız rekabet oluşturduğunun tespitine ve haksız rekabetin sonucu olan maddi durumun ortadan kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; davacının üzerinde hak iddia ettiği fikirlerin, sektörde yıllardır herkesce bilinen ve sunulanların dökümante edilmesinden başka bir anlam taşımadığını, dava konusu döküman içeriğine benzer yüzlerce fikrin paylaşılmakta olup çoğu zaman bunların jenerik olduğu, özgünlük taşımadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılamaya ve dosya kapsamına göre; davacı projesinin hizmet ürünü olduğu, bu hizmet ürününün yenilik (innovasyon) ihtiva etmekte (usul patenti) olduğu, ürünün davalının savunmalarında ileri sürdüğü ödemeli arama sisteminden along ve dijital açıdan farklı olduğu, davalının savunmasında dile getirdiği ödemeli arama sisteminde arananın önceden çağrıyı kabul etmek suretiyle harcamayı yüklenmesi esasken davacının projesinde yüklenmenin otomatik olarak farklı bir artı özellik olarak katma değer yaratan nitelikte olduğu, dava konusu ürünün tescilsiz olmasının davacının TTK 54 vd. maddelerinde düzenlenen koruyucu hükümlerden yararlanmasına engel olmayacağı gerekçesiyle davanın kabulü ile davalının “Sana yazmasın, bana yazsın” programını kullanmasının haksız rekabet niteliğinde olduğunun tespitine ve davalının bu programı kullanmaktan men’ine karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Dava, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 54. maddesine dayalı haksız rekabetin tespiti ve men’i istemine ilişkin olup, davacı “BENDENSİN- BANA YAZ” ismiyle adlandırdığı kendisine ait proje/sistemin davalı tarafından izinsiz kullanıldığını iddia ederek haksız rekabetin tespitini ve men’ini talep etmiş, davalı ise “SANA YAZMASIN-BANA YAZSIN” sistemini kullandığını, anılan sistemin yıllardır sektörde herkesçe bilindiğini, özgünlük taşımadığını savunmuş, mahkemece davacının “bendensin-bana yaz” projesinin başlı başına öncü nitelikte, yenilik doğuran ve korunmaya değer bir proje olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Mahkemece, 2 hukukçu ve 1 iletişim fakültesi öğretim üyesinden oluşan bilirkişi heyetinden rapor alınmış, bilirkişiler davacının projesinin teknik değil, bir hizmet işi ürünü olduğunu, hizmetin akışı ve karşılıklığını yeni bir tarzda kamuya sunan bir usul patenti niteliğinde proje olması ile jenerik olmayan bir yapıya sahip olduğunu ve davalının davacının projesini bir bedel ödemeden kullanmasının haksız rekabet oluşturduğunu bildirmişler; bilirkişi kurulunda teknik bilirkişi bulunmadığından davalının itirazı üzerine bilirkişi heyetine elektrik- elektronik ve haberleşme yüksek mühendisi eklenmek suretiyle yeni bir rapor alınmıştır. Ek raporda 2 hukukçu ve 1 iletişim fakültesi öğretim üyesi aynı görüşlerini tekrarlamış, haberleşme mühendisi ise teknik yönden yaptığı incelemede davaya konu edilen uygulamanın özünde bir “ödemeli arama” sistemi olup, bu sistemin iş akış diyagramları ve bunları destekleyen yazılım algoritmaları ile hayata geçirilebildiğini, bu uygulamanın sistem sağlayıcıları tarafından bilinen bir uygulama olduğunu, kaldıki davacının fikrinin bir taslak mahiyetinde olduğu ve amaçlanan hedefe nasıl ulaşılacağına dair herhangi bir algoritma ve yazılım kodunu içermediğini bu nedenle davalı kullanımının haksız rekabet teşkil etmeyeceğini bildirmiştir.
Mahkemece bilirkişi heyetindeki çoğunluk görüşüne itibar edilmişse de teknik bilirkişinin gerekçeli farklı görüşü karşısında davacının kendisine ait olduğunu iddia ettiği sistemin yeni olup olmadığını, davacı tarafından davalıya gönderilen e-mailde aynı zamanda bu sistemi çalıştıran yazılımın gönderilip gönderilmediğini, davacıya ait “slogan” da değerlendirilmek suretiyle gerekirse çoğunluğu teknik bilirkişilerden oluşacak bir heyetten rapor alınarak sonuca gidilmesi gerekirken eksik incelemeye dayalı olarak karar verilmesi doğru olmamış, hükmün davalı yararına bozulması gerekmiştir.

Kararın Sonucuna ve Tam Künye Bilgilerine Erişin

Kararın sonucunu görmek, tam künye bilgileriyle kopyalamak ve PDF olarak indirmek için abone olun veya bir reklam filmi izleyin...