Karar Metni
MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 31.05.2018 gün ve 2016/924 E. – 2018/582 K. sayılı kararı bozan Daire’nin 03.03.2020 gün ve 2018/5082 E. – 2020/2313 K. sayılı kararı aleyhinde taraf vekilleri tarafından karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme dilekçesinin süresi içinde verildiği de anlaşılmış olmakla, dosya için düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra gereği konuşulup düşünüldü:
Davacı vekili, taraflar arasında Yeşil Enerji A.Ş.’deki davacı hisselerinin devrine ilişkin sözleşme aktedildiğini, bütün hisselerin satış bedelinin 1.500.000.-TL olarak belirlendiğini, bir kredi sebebiyle dava dışı …’a ait taşınmazın bankaya ipotekli olduğunu, bu ipoteğin en geç 28.06.2013 tarihine kadar fekkinin sağlanacağının davalı tarafından taahhüt edildiği halde ipoteğin kaldırılmadığını, 38.000.- TL tutarındaki ipotek masrafının 12.02.2013 tarihinden önce ödenmesi gerekirken takipten sonra ödendiğini, davalının hisse devir bedellerini sözleşmedeki koşullarda ödemediğini, aynı sözleşmenin 12. maddesinde sözleşmedeki hususlardan herhangi birini yerine getirmeyen tarafın 1.000.000.-TL ceza ödemekle yükümlü tutulduğunu, davalının sözleşmedeki yükümlülüklerini yerine getirmediğinden cezai şartın tahsili için başlatılan takibe davalının itirazının haksız olduğunu ileri sürerek itirazın iptali ile icra inkar tazminatının tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkilinin 700.000.-TL’yi ödemesi gereken zamandan önce ödediğini, 800.000.-TL tutarındaki senedin ve teminat mektubunun da davacıya verildiğini, hisse devir bedeli için cezai şartın tahakkuk etmediğini, yine ipoteğin kaldırılması için gerekli 38.000.- TL masrafın müvekkilince davacıya ödendiğini, ayrıca sözleşmede yükümlülüklerin ancak davalı hisselerinin Mikail Naçar ve Şuayip Kayran’a satışının hukuken gerçekleşmesi halinde geçerli olacağının kararlaştırıldığını, EPDK’nın hisse satışlarına 27.09.2013 tarihinde onay verdiğini, müvekkilinin bu tarihten önce yükümlülüklerini yerine getirdiğini, 11. maddenin son cümlesinde ipoteğin fekkedilememesi halinde banka borcunun müvekkili davalı tarafından ödenerek ipoteğin fekkinin sağlanacağının düzenlendiğini, müvekkilinin bu borçları ödemesi için bir tarih öngörülmediğini, anılan son cümle uyarınca müvekkilinin ikinci seçeneği yerine getirerek 31.12.2013 tarihinde banka borcunu ödediğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davanın reddine dair verilen karar davacı vekilinin temyizi üzerine Dairemice bozulmuştur.
Bu kez taraf vekilleri karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
(1) Dosyadaki yazılara, mahkeme kararında belirtilip Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere ve davalının, davacının eşine ait taşınmaz üzerindeki ipoteğin kaldırılmasını sağlama yükümüne ve bu yükümün yerine getirilmemesi halinde cezai şart ödeneceğine ilişkin sözleşmenin resmi şekle tabi olmamasına, sözleşmenin davalı ile davacının vekili arasında düzenlenmiş olmasına, davalının sözleşmedeki edimlerin yerine getirilmemesi halinde cezai şart ödeme yükümünü taşınmaz malikine karşı değil davacıya karşı üstlenmiş olmasına göre, HUMK 440. maddesinde sayılan hallerden hiçbirisini ihtiva etmeyen davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin sair karar düzeltme isteğinin reddi gerekir.
(2) Dava, cezai şartın tahsili için başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.
Taraflar arasında akdedilen sözleşmenin 11. maddesinde aynen ” Yeşil Enerji A.Ş’nin, kullandığı kredilerin teminatı için Yapı ve Kredi Bankası A.Ş… Şubesinde ipotek edilmiş olan …’a ait … Mah,…Cad. No: 2D/10 Başakşehir/İstanbul adresindeki gayrimenkul üzerinde bulunan ipotek en geç 28.06.2013 tarihine kadar fek edilecek/kaldırılacaktır. Bu konudaki bütün sorumluluk …’a aittir. İpoteğin kaldırılması sağlanamadığı takdirde … Yapı ve Kredi Bankasındaki, Yeşil Enerji A.Ş adına kullanılmış olan bütün kredi hesaplarını nakden ve defaten ödemek suretiyle kapatarak söz konusu gayrimenkul üzerindeki ipoteğin kaldırılmasını sağlayacaktır.” şeklindedir.
Maddenin ilk cümlesinin yorumundan davalı tarafından dava dışı …’e ait taşınmaz üzerine tesis edilen ipoteğin, 28.06.2013 tarihine kadar fek edilmesinin üstlenildiği, ipoteğin bu tarihe kadar kaldırılmaması halinde davalının Yapı ve Kredi Bankası’ndaki, Yeşil Enerji A.Ş adına kullanılmış olan bütün kredi hesaplarını, nakden ve defaten ödemek suretiyle kapatarak söz konusu gayrimenkul üzerindeki ipoteğin kaldırılmasını sağlamayı üstlendiği sözleşmenin bu maddesinde davalıya bir seçimlik hak tanındığı anlaşılmaktadır. Davalıya kredi borçlarının Yeşil Enerji A.Ş tarafından ödenmesini veya ipoteğin başka bir taşınmaza yükletilmesini veya başka bir yolla 28.06.2013 tarihine kadar sözleşme konusu taşınmaz üzerindeki ipoteğin fekkini sağlayacak ya da bunu sağlayamadığı takdirde ipoteğin kaldırılabilmesi için kendisi, bütün kredi hesaplarını, nakden ve defaten ödemek suretiyle kapatacaktır. Birinci seçimlik borç için davalıya 28.06.2013 tarihine kadar süre tanınmış ise de, bu tarihten sonra başlayacak ikinci seçimlik borç için sözleşmede belirli bir vade öngörülmemiştir.
Dosya kapsamına göre davalı, kredi borçlarınının Yeşil Enerji A.Ş tarafından ödenmesini ve ipoteğin 28.06.2013 tarihinde kaldırılmasını sağlayamamıştır. Bu durumda davalının yükümlülüğü, 11. maddenin üçüncü cümlesinde belirtildiği üzere kredi hesaplarını kendisinin kapatmasından ibarettir. Nitekim davalının kredi hesaplarını 31.12.2013 tarihinde ödeme yapmak suretiyle kapatmış olduğu anlaşılmaktadır. Her ne kadar ödeme dava tarihinden sonra yapılmış ise de, 11. maddenin üçüncü cümlesi gereğince davalının bütün kredi hesaplarının kapatılması yükümlülüğü yönünden belirli bir tarih belirlenmediğinden, davacının 11. maddenin son cümlesi gereğince cezai şart talep edebilmesi için BK’nın 117/1. maddesinde belirtildiği üzere göndereceği bir ihtarname ile davalıyı temerrüde düşürmesi halinde ceza koşulunu talep etmesi gerekirdi. Her ne kadar davacı tarafça davalıya 19.02.2013 tarihli bir ihtarname gönderilmiş ise de, bu ihtarname 11. maddede sözü edilen 28.06.2013 tarihinden önceki tarihli olup, davalıyı ikinci seçimlik edim yönünden temerrüde düşürmeye elverişli kabul edilemez. Bu itibarla, mahkemece davanın reddine karar verilmesi doğru olmakla, davalı vekilinin karar düzeltme itirazının kabulü ile Dairemizin 03.03.2020 tarih ve 2018/5082 Esas 2020/2313 Karar sayılı bozma ilamının kaldırılarak, mahkemece verilen hükmün onanmasına karar vermek gerekmiştir.
Kararın Sonucuna ve Tam Künye Bilgilerine Erişin
Kararın sonucunu görmek, tam künye bilgileriyle kopyalamak ve PDF olarak indirmek için abone olun veya bir reklam filmi izleyin...