Karar Metni
MAHKEMESİ : ANTALYA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 11. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada Antalya 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 30.10.2018 tarih ve 2016/621 E – 2018/719 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi’nce verilen 16.10.2019 tarih ve 2019/173 E- 2019/1937 K. sayılı kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı banka vekili, davacı ile dava dışı Tatilmanya Tur… Ltd. Şti. arasında 19/09/2008 tarihinde genel kredi sözleşmesi imzalandığını, davalının sözleşmeyi müşterek borçlu ve müteselsil kefil olarak imzaladığını, genel kredi sözleşmesi uyarınca dava dışı şirketin kullandığı çeşitli nakdi kredilerin ödenmemesi üzerine 13/01/2015 tarihinde dava dışı şirket ile kefil olan davalıya ihtarname gönderilerek hesabın kat edildiğini, borcun ödenmemesi üzerine alacağın tahsili için başlatılan takibin davalının haksız itirazı üzerine durduğunu ileri sürerek, davalının itirazının iptali ile %20 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı, davaya cevap vermemiş ve herhangi bir savunmada bulunmamıştır.
İlk derece mahkemesince, iddia, toplanan deliller, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davalı şirketin sadece 17.09.2008 tarihli 100.000,00 TL limitli genel kredi sözleşmesine kefil sıfatıyla imza attığı ve şekli açıdan halen geçerli kefalet yükümlülüğünün bulunduğu, kefile gönderilen kat ihtarının tebliğine ilişkin dosyaya evrak sunulmadığı, dolayısı ile kefilin temerrüdünün ödeme emrinin tebliği ile başladığının kabulü gerektiği, davalı kefilin, davaya konu edilen alacaklardan, 17.09.2008 ve 12.05.2011 düzenleme tarihli sırasıyla 7.000,00 TL ve 1.750.00 TL’lik teminat mektuplarının davacı bankaca tazmin edilmesi nedeniyle toplam 8.750,00 TL’den sorumlu olduğu, dava dışı kredi müşterisine teslim edilen 3 adet çekten kaynaklanan 3.600,00 TL depo talebinin kredi sözleşmesinde buna dair açık bir düzenleme ve hüküm bulunmaması nedeniyle emsal Yargıtay kararları uyarıca kefil davalıdan talep edilemeyeceği, şirket kredi kartından kaynaklı alacağın genel kredi sözleşmesinin 29.maddesi uyarınca bu tür kart borçlarından kredi müşterisi şirketin sorumlu olacağı ve şirket kredi kartı üyelik sözleşmesindeki hükümlerin geçerli olacağı, kefillerin sorumlu olacağına dair bir hüküm bulunmaması nedeniyle davalı kefilin bu alacak kaleminden de sorumlu olmadığı, yine üye işyeri risk kredisinden kaynaklanan alacak için kefilin sorumluluğuna dair genel kredi sözleşmesi ve üye işyeri sözleşmesinde hüküm bulunmadığı gerekçeleriyle, benimsenen bilirkişi raporuna göre davanın kısmen kabulü ile 8.750,00 TL alacak ve ferileri yönünden davalının itirazının iptaline ve davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmiştir.
Karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince tüm dosya kapsamına göre yapılan istinaf incelemesi sonucunda; icra takibinde talep edilen çek depo bedelinden genel kredi sözleşmesinde çek depo bedellerinden kefilin sorumlu olduğuna dair açık hüküm bulunmadığından, kefillerin sorumlu olmayacağı, takibe konu alacaklardan teminat mektubu tazminine ilişkin 8.750,00 TL asıl alacak ve fer’ileri dışındaki takip konusu diğer alacakların dayanağı olan sözleşmelerde, davalının kefil olarak imzası bulunmadığından, diğer alacaklardan da davalının kefil olarak sorumlu olmadığı gerekçesiyle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Karara karşı, davacı vekili tarafından temyiz kanun yoluna başvurulmuştur.
1-Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre, davacı vekilinin aşağıdaki bent dışındaki sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, genel kredi sözleşmesindeki kefalet kaydı nedeniyle başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkin olup, davanın kısmen kabulüne dair verilen ilk derece mahkemesi kararına karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla, Bölge Adliye Mahkemesince davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Ancak, davalının imzası bulunan 17.09.2008 tarihli genel kredi sözleşmesinin 29 ve kefaleti düzenleyen 41’inci maddeleri birlikte değerlendirildiğinde, asıl borçlu şirketin kredi kartına ilişkin borcunun da davalının kefalet borcu kapsamında olduğunun kabulüyle buna göre sözkonusu alacaktan da sorumlu tutulması gerekirken, sözleşmede kefilin sorumluluğuna ilişkin açık bir hüküm bulunmadığından bahisle bu kalem alacakla ilgili davanın reddi doğru olmamış, hükmün davacı yararına bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir.
Kararın Sonucuna ve Tam Künye Bilgilerine Erişin
Kararın sonucunu görmek, tam künye bilgileriyle kopyalamak ve PDF olarak indirmek için abone olun veya bir reklam filmi izleyin...