Karar Metni
MAHKEMESİ : İZMİR BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 17. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 30.11.2017 tarih ve 2016/1417 E- 2017/1335 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin kabulüne dair İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi’nce verilen 17.04.2019 tarih ve 2018/476 E- 2019/852 K. sayılı kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, bazı noksanlıkların ikmali için mahalline gönderilen dosyanın eksikliklerin giderilmesinden sonra gönderildiği anlaşılmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalı tarafından, İzmir 24. İcra Müdürlüğü’nün 2013/7524 Esas sayılı dosyasıyla genel kredi sözleşmesine dayalı olarak davacı aleyhine icra takibi yapıldığını, icra dosyasından gönderilen tebligatın davacıya ulaşmadığını, takibe konu genel kredi sözleşmesinde davacının imzasının bulunmadığını, davacının, takip borçlusu Lineteks Tekstil San. ve Tic. Ltd. Şti.’nin % 2,5 hissesine sahip ortağı ise de, şirketi temsile yetkisi olmadığını ileri sürerek, İzmir 24. İcra Müdürlüğü’nün 2013/7524 Esas sayılı dosyası ve dayanağı genel kredi sözleşmesinden dolayı davacının davalıya borçlu olmadığının tespiti ile davalı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, icra tehditi altında davacıdan tahsil edilen paranın yasal faizi ile davalıdan istirdatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı, davaya cevap vermemiştir.
İlk derece mahkemesince, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre, davaya konu icra takibine dayanak yapılan genel kredi sözleşmesinde dava dışı Lineteks … Ltd. Şti.’nin asıl borçlu, yine dava dışı, …..in de müştereken ve müteselsilen kefil oldukları, davacının genel kredi sözleşmesinde asıl borçlu veya kefil sıfatıyla herhangi bir imzasının bulunmadığı, davacının asıl borçlu şirketin % 2,5 hissedarlı ortağı olduğu, limited şirket ortaklarının, şirket borçlarından şahsen sorumlu olmadıkları, sadece şirkete taahhüt ettikleri sermaye paylarını ödemekle yükümlü oldukları gerekçesiyle davanın kabulüne, davacının İzmir 24. İcra Müdürlüğü’nün 2013/7524 Esas sayılı dosyası nedeniyle davalıya borçlu olmadığının tespitine, davacının kötüniyet tazminatına ilişkin talebinin yasal şartlar oluşmadığından reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince, EGS Bank A.Ş. tarafından dava dışı şirkete genel kredi sözleşmesine istinaden kredi kullandırıldığı ve söz konusu kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın davalı … şirketine temlik edildiği, davalı şirket tarafından da dava dışı şirket ve davacı hakkında takip başlatıldığı, genel kredi sözleşmesinde davacının herhangi bir imzasının bulunmadığından mahkemenin davacının borçlu olmadığına ilişkin tespit hükmünün yerinde olduğu, ancak, davacının imzasını taşımayan genel kredi sözleşmesine dayanarak davacı aleyhine icra takibi yapması sebebiyle davalının kötüniyetli olduğu kabul edilerek, davacı yararına kötü niyet tazminatına hükmedilmesi gerekirken, davacının bu yöndeki talebinin reddine karar verilmesi doğru görülmediğinden, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, HMK’nın 353/1-b-2. maddesi gereğince davacı talebi ile ilgili yeniden hüküm kurulmasına, davanın kabulüne, davacının İzmir 24. İcra Müdürlüğü’nün 2013/7524 Esas sayılı dosyası nedeniyle davalıya borçlu olmadığının tespitine, takip nedeniyle davacıdan kesilen tutarların davalı tarafından davacıya iadesine, takip konusu alacağın yüzde yirmisi tutarında tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan istinaf başvurusu üzerine HMK’nın 355 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi HMK’nın 369/1. ve 371. maddelerinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
Kararın Sonucuna ve Tam Künye Bilgilerine Erişin
Kararın sonucunu görmek, tam künye bilgileriyle kopyalamak ve PDF olarak indirmek için abone olun veya bir reklam filmi izleyin...