Karar Metni
MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 21. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada Konya 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 19.07.2018 tarih ve 2016/23 E. – 2018/566 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi’nce verilen 12.12.2019 tarih ve 2018/1863 E. – 2019/1569 K. sayılı kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili; müvekkilinin dava dışı …’nden olan alacağının tahsili için Konya 1.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2005/491 Esas sayılı dosyası üzerinden alacak davası açtıklarını, yapılan yargılama sonunda anılan mahkemenin 11/02/2009 tarih 2015/491 Esas 2009/39 Karar sayılı kararı ile lehlerine alacağa karar verildiğini, işbu kararı Konya 8.İcra Müdürlüğü’nün 2010/8056 (yenileme sonucu 2014/3953) Esas sayılı dosyası üzerinden icra takibine koyduklarını, ferileri ile birlikte 2.363.997,84 TL’nin ve işleyecek faizlerinin tahsili ile ilgili işbu takip dosyasının halen derdest olduğunu, borçlu şirketin işbu dava ve takibe rağmen fesih ve tasfiye sürecine girerek 29/12/2008 tarihinde ticaret sicilinden terkin ettirildiğini, Konya 2.Asliye Ticaret Mahkemesinin 10/12/2013 tarihinde kesinleşen 2013/129 Esas 2013/173 Karar sayılı kararı ile borçlu şirketin ihyasına karar verildiğini, borçlu şirketin son yöneticisi ve tasfiye memuru olan davalı …’ın tasfiye memurluğu görevine devam etmesine de karar verildiğini, tasfiye memuru olan davalının ihya kararını infaz ettirmemesi nedeniyle kendilerinin ihyayı gerçekleştirdiklerini, tasfiye memuru olan davalının şirketin tasfiyesi ve borçlarının ödenmesi konusunda her hangi bir girişimde bulunmadığını, geçmişte de şirketin tasfiye işlemlerini sağlıklı bir şekilde yapmadığından ihya davası açmak durumunda kaldıklarını, TTK’nın 541 ve 553.maddeleri gereğince usulsüz tasfiye işlemi yapan tasfiye memurlarının sorumlu olduklarını, ilamlı takibe konu alacaklarını davalının sorumsuz ve kusurlu tutum ve davranışları yüzünden tahsil edemediklerinden müvekkilinin zarara uğradığını, borçlarını ödeyemez noktaya geldiğini, değişik icra takiplerine maruz kaldığından ve davalının kötü niyetli olarak müvekkilinin alacağına kavuşmasına hile ve oyunlarla engel olduğunu ve üzerine düşen hukuki sorumlulukları yerine getirmeyerek müvekkilini zarara uğrattığını ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 30.000,00 TL alacağın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; TTK’nın 560.maddesi gereğince 5 yıllık zamanaşımı süresinin geçtiğini, müvekkilinin tasfiye aşamasında her hangi bir usulsüz iş ve işleminin olmadığını, kusursuz müvekkiline karşı işbu davanın açıldığını, şirketin mal varlığının borçlarından az olması nedeniyle şirketin tasfiye edildiğini, şirketin hiç bir mal varlığı ve aktifinin olmaması nedeniyle tasfiye işlemlerinde bir usulsüzlük bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İlk derece mahkemesince, iddia, savunma, toplanan deliller, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; ticaret sicil dosyası ve bilirkişi raporları ile dava dışı Erkon Mühendislik Müteahhitlik Müşavirlik Planlama ve Ticaret Limited Şirketi’nin son tasfiye memuru ve yöneticisi olan davalı …’ın davacı kooperatifin dava dışı Erkon Mühendislik Müteahhitlik Müşavirlik Planlama ve Ticaret Limited Şirketi’nden olan alacağının tahsilini önlemek ve engellemek için her hangi bir eylem ve işlemine veya kötü niyetli bir uygulamasına rastlanılmadığı, davalı yöneticinin şahsi sorumluluğunu gerektirir ve özellikle şirket alacaklılarının alacağını tahsile engel olacak bir hareket ve sorumluluğunun bulunmadığı, davacının davalı şirket yöneticisinin kötü niyetli ve sorumlu olduğunu gösterir bir delil ve belge sunmadığı, dava dışı borçlu Erkon Mühendislik Müteahhitlik Müşavirlik Planlama ve Ticaret Limited Şirketi’nin mevcut mal varlığının borçlarına yetmediğinin anlaşıldığı, davalının şirketin içini boşalttığına ilişkin bir delil olmadığı, davacı kooperatifin işbu davasının doğal olarak tahsil edilemeyen bir alacak cümlesinden kabul edilmesi gerektiği, davacının davasını ispatlayamadığı gerekçesiyle, yöneticinin sorumluluğundan kaynaklanan alacak davasının reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince, tüm dosya kapsamına göre yapılan istinaf incelemesi sonucunda; dava dışı Erkon Mühendislik Müteahhitlik Müşavirlik Planlama ve Ticaret Limited Şirketi’nin mal varlığının borçlarını karşılamaya yeterli olmadığı, dava dışı Erkon Mühendislik Müteahhitlik Müşavirlik Planlama ve Ticaret Limited Şirketi’nin tasfiye memuru ve yöneticisi olan davalı …’ın davacı şirketin alacağını almasını önlemek için işlem ve eylemlerde bulunduğu ile şirketin içini boşalttığına ilişkin delil bulunmadığından, davanın reddi yönündeki ilk derece mahkemesinin kararında bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK’nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
Kararın Sonucuna ve Tam Künye Bilgilerine Erişin
Kararın sonucunu görmek, tam künye bilgileriyle kopyalamak ve PDF olarak indirmek için abone olun veya bir reklam filmi izleyin...