MahkemeYargıtay 11. Hukuk Dairesi
Esas No 2020 / ****
Karar No 2021 / ****
Karar Tarihi **.02.2021
Karşı OyYok
Dava Konusu: Marka Tescil

Karar Metni

MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

Taraflar arasında görülen davada Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 20.06.2018 tarih ve 2017/355 E- 2018/249 K. sayılı kararın davalı kurum vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi’nce verilen 24.01.2020 tarih ve 2018/1949 E- 2020/73 K. sayılı kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin 22.04.2015 tarihinde SÜPERNET FİBERHIZ+ŞEKİL ibareli 9, 35, 38, 41 ve 42. sınıf mal ve hizmetleri içeren marka tescil başvurusunda bulunduğunu, Markalar Dairesi’nin müvekkilinin marka tescil başvurusunu kısmen 556 sayılı KHK’nın 7. maddesinin c maddesi uyarınca ve SÜPERNETT ibareli 7, 9 ve 11. sınıf ürünleri içeren 2013/20694 sayılı marka ve SUPERNET TEKNOLOJİ MEDYA İNTERNET KONGRE TURİZM AJANS BİLİŞİM FIRSAT SERVER ALIŞVERİŞ İNTERNET HİZMETLERİ ibareli 38.sınıf hizmetleri içeren 2015/5089 sayılı marka tescil başvurusunu mesnet alarak 556 sayılı KHK’nın 7. maddesinin b bendi uyarınca resen reddettiğini, anılan karara karşı itirazlarının YİDK’nın 2017/M-1124 sayılı kararıyla reddedildiğini, başvuru konusu işaretin birden çok kelime ve şekil kombinasyonu ile birlikte bütün olarak ayırt ediciliğinin bulunduğunu, vasıf bildirici olmadığını, redde mesnet marka ile başvuru konusu işaretin ayırt edilemeyecek derecede benzer olmadığını ileri sürerek YİDK kararının iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Marka Kurumu vekili, müvekkili Kurum kararının usul ve yasaya uygun bulunduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece tüm dosya kapsamına göre; davacının başvurusunun kelime, şekil ve renk kombinasyonu olarak bütün biçimde ayırt ediciliğinin olduğu, belirtilen formda ortalama tüketiciler tarafından doğrudan vasıf bildirici olarak algılanmasının mümkün olmadığı, soyut ve somut olarak ayırt edicilik vasfının bulunduğu, münferit kelime anlamları itibariyle kapsamındaki ürün ve hizmetler bakımından tanımlayıcı olmasının bütüncül olarak bıraktığı intibanın gerisinde kaldığı, müşterilerle marka sahibi arasında iletişimi kurmaya elverişli olduğu, herhangi bir şekilde vasıf bildirici halinin bulunmadığı, öte yandan 556 sayılı KHK’nın 7/b maddesi uyarınca bir marka tescil
başvurusunun reddedilebilmesi için redde mesnet önceki tarihli marka veya başvuru konusu işaretler ile aynı yahut ayırt edilemeyecek derecede benzer olmasının gerektiği, başvuru konusu işaretin içerdiği sözcükler, renk ve şekil kombinasyonu itibariyle redde mesnet markalardan farklılaştığı, bu nedenle aynı olduklarından yahut ayırt edilemeyecek derecede benzer bulunduklarından söz edilemeyeceğinden başvurunun 556 sayılı KHK’nın 7/b maddesi uyarınca resen reddine dair kararın da hukuka uygun görülmediği gerekçesi ile davanın kabulüne YİDK’nın 2017/M-1124 sayılı kararının iptaline karar verilmiş, karara karşı davalı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince, dosya üzerinden yapılan istinaf incelemesinde; mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, davacının “SÜPERNET FİBER HIZ” ibaresinden oluşan başvurusunun kelime, şekil ve renk kombinasyonu olarak bir bütün olarak ayırt ediciliğinin olduğu, doğrudan vasıf bildirici olarak algılanması imkanının bulunmadığı, başvuru konusu işaretin içerdiği sözcükler, renk ve şekil kombinasyonu itibariyle redde mesnet markalardan farklılaştığı, aynı veya ayırt edilemeyecek derecede benzer olmadığı gerekçesiyle davalı … Marka Kurumu vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK’nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.

Kararın Sonucuna ve Tam Künye Bilgilerine Erişin

Kararın sonucunu görmek, tam künye bilgileriyle kopyalamak ve PDF olarak indirmek için abone olun veya bir reklam filmi izleyin...