Karar Metni
MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada Ankara 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 26.12.2017 tarih ve 2016/207 E. – 2017/477 K. sayılı kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin kabulüne dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi’nce verilen 24.01.2020 tarih ve 2018/1872 E. – 2020/82 K. sayılı kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili; müvekkilinin “KABLO” esas unsurlu markaların sahibi olduğunu, bu markaları yoğun ve yaygın kullanım ile tanınmış hale getirdiğini, müvekkilinin “KABLO” esas unsurlu seri markalarına bir yenisini eklemek amacıyla 2014/85460 numaralı “KABLONET+Şekil” ibareli marka tescil başvurusunu yaptığını, Markalar Dairesi Başkanlığı tarafından 2011/50889 sayılı “KABLONET” ibareli marka gerekçe gösterilerek 556 sayılı KHK’nın 7/1-b maddesi uyarınca başvuru kapsamından 38. sınıftaki “haber ajansı hizmetleri” nin çıkarıldığını, bu karara yaptıkları itirazın ise YİDK tarafından reddedildiğini, ancak 556 sayılı KHK’nın 7/1-b maddesi koşullarının bulunmadığını, müvekkilinin ibare üzerinde gerçek hak sahibi olduğunu, müvekkilinin “KABLO” ibaresi ve şekil unsuru üzerindeki kazanılmış haklarının davalı idare tarafından dikkate alınmadığını, müvekkilinin 2007 yılından bu yana, değişik tarihlerde tescillenmiş ya da tescil kararı alınmış “KABLO” ibaresini esas unsur olarak içeren pek çok seri markasının bulunduğunu, ayrıca bu markaların dava konusu başvurudaki hizmetleri aynen kapsadığını, müvekkilinin başvuru markasındaki şekil unsuru üzerinde de önceki markalarından doğan kazanılmış haklarının söz konusu olduğunu, redde mesnet markanın zayıf unsurlu kelimelerden oluşması nedeniyle koruma kapsamının da zayıf olması gerektiğini, müvekkilinin markasındaki şekil unsurunu gören herkesin markanın müvekkiline ait bir marka olduğunu anlayacağını, dolayısıyla markaların tüketiciler nezdinde aynı gibi algılanmasının mümkün olmadığını, redde dayanak markanın kötü niyetli olarak tescil ettirilmiş olduğunu ve bu marka aleyhine hükümsüzlük davası açtıklarını, redde mesnet markanın sahibinin markasına dayanarak aldığı “kablonet.com.tr” alan adını yönlendirdiği www.kablonet.com.tr adresinde alan adının müvekkili TÜRKSAT’a ait olduğu izlenimini verdiğini ileri sürerek, YİDK’nın 2016-M-2489 sayılı kararının aleyhe olan kısım yönünden iptalini, başvuru markasının 38 sınftaki “Haber ajansı hizmetleri” bakımından tescilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu, dava konusu başvuru ile redde mesnet marka arasında 556 sayılı KHK’nın 7/1-b maddesi anlamında benzerlik bulunduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
İlk derece mahkemesince, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davacının marka başvurusu ile redde mesnet alınan 2011/50889 sayılı “KABLONET” ibareli marka arasında 556 sayılı KHK’nın 7/1-b maddesi anlamında bir benzerlik bulunmadığı, YİDK kararının iptali koşullarının oluştuğu, davacının önceki tarihli markaları nedeniyle dava konusu marka başvurusu için kazanılmış hak sahibi olmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne YİDK’in 2016-M-2489 sayılı kararının “haber ajansı hizmetleri” yönünden iptaline karar verilmiştir.
Karara karşı davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
Ankara Bölge Adliye Mahkemesince, tüm dosya kapsamına göre; davalı vekilinin istinaf başvurusunun, başvuru markası ile redde mesnet markada yer alan sözcük unsurları birebir aynı olup, başvuruda farklı olarak yer verilenin yalnızca uydu şekli olduğu, anılan farklılığın, başvuruya 556 sayılı KHK’nın 7/1-b maddesi anlamında yeterli ayırt ediciliği sağlamadığı, dava konusu başvuru ile redde mesnet marka işaretleri arasında 556 sayılı KHK’nın 7/1-b maddesi anlamında ayırt edilemeyecek derecede benzerliğin bulunduğu, başvuru kapsamından çıkarılan “Haber ajansı hizmetleri”, redde mesnet markanın kapsamında aynen yer almakta olup, marka kapsamları arasında ayniyet bulunduğundan, somut olayda 556 sayılı KHK’nın 7/1-b maddesi koşullarının gerçekleştiği, dava konusu başvuruda, davacının önceki markalarındaki asli unsurun muhafaza edildiği söylenemeyeceğinden bu iddia yerinde olmadığı gibi ilk derece mahkemesince de davacının başvuru konusu ibare üzerinde müktesep hakkının bulunmadığı kabul edilmesine rağmen davacı tarafça bu yönden bir istinaf itirazında bulunulmadığından, bu hususun kesinleştiği gerekçesiyle kabulüne, ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan istinaf başvurusu üzerine HMK’nın 355 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi HMK’nın 369/1. ve 371. maddelerinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına, davacının marka başvurusunun 556 sayılı KHK’nın 7/1-b maddesi uyarınca reddine dayanak olan markanın davacı tarafından yargılama sırasında devralınmasının, YİDK karar tarihi itibariyle sonuca etkili bulunmamasına göre usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
Kararın Sonucuna ve Tam Künye Bilgilerine Erişin
Kararın sonucunu görmek, tam künye bilgileriyle kopyalamak ve PDF olarak indirmek için abone olun veya bir reklam filmi izleyin...