Karar Metni
MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 22.02.2018 tarih ve 2017/236 E- 2018/67 K. sayılı kararın davalılar vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi’nce verilen 30.01.2020 tarih ve 2018/1946 E- 2020/136 K. sayılı kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı kurum vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, 1991 yılında tescil edilen ticaret unvanının ayırıcı unsuru “KÖSEDAĞ” ibaresinden oluşan, bunun yanında “KÖSEDAG” ibareli ve 144739 nolu, “KÖSEDAG” ibareli ve 2010/12759 nolu markaların sahibi olan, markalarını fiilen kullanan müvekkilinin 2016/44085 kod numaralı “KÖSEDAG+ŞEKİL” ibareli marka tescil başvurusunda bulunduğunu, başvuruya davalı şirketin “KÖSDAĞ” ibareli ve 2007/25513 sayılı markasına dayanarak itirazda bulunduğunu, davalı kurum tarafından davalı itirazının kabul edildiğini, markaların görsel, sescil, biçimsel, düzenleme, renk ve kompozisyon olarak iltibasa sebebiyet verebilecek bir benzer bulunmadığını, müvekkilinin tescilli markalardan kaynaklı kazanılmış hakkı bulunduğunu ileri sürerek, YİDK’in 2017-M-3259 sayılı kararının iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili, dava konusu başvuru ile redde mesnet marka arasında iltibasa yol açacak düzeyde benzerlik bulunduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalı … Kösedağ vekili, dava konusu başvuru ile müvekkili markası arasında iltibasa yol açacak düzeyde benzerlik bulunduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece tüm dosya kapsamına göre; redde mesnet alınan markanın “KÖSDAĞ” ibareli marka ile davacının “KÖSEDAG+ŞEKİL” ibareli marka başvurusunun anlamsal, sescil ve görsel olarak aynı veya benzer etkiyi bıraktıkları, marka ve işaretlerin birbirleriyle ilintili oldukları yönünde kanaat oluşturduğu, markalar kapsamında 35/1-4. sınıftaki hizmetlerin aynen yer aldığı, buna karşın redde mesnet markanın kapsamında 35/6. sınıf mağazacılık hizmetlerinin genel olarak bulunduğu, başvuru markasında 35/6. sınıf hizmetlerin bir kısım ürünlerin mağazacılığı olarak somutlaştırıldığı, genel mağazacılık hizmet sınıfını içeren markanın, özelleştirilmiş mağazacılık hizmetini içeren başvuruyu engelleme olanağının olması için ya önceki markanın hangi mallar için
kullanıldığının ispatlanması veya önceki markaların kapsamlarındaki ticaret marka ürün sınıfları ile özel nitelikteki mağazacılık hizmetlerinin karşılaştırılmasının gerektiği, davalının bu yöne ilişkin ispatı olmadığı, bu sebeple başvuru kapsamındaki 35/5. sınıftaki mağazacılık hizmeti yönünden benzerlik oluşmadığı, davacının kazanılmış hakka dayandığı markaların kapsamında reddedilen 35. sınıf hizmetlerin bulunmadığı, bu sebeple kazanılmış hak doğurmalarının veya seri marka sayılmalarının olanaksız bulunduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, YİDK’nın 2017/M-3259 sayılı kararının, 2016/44085 sayılı marka tescil başvurusu kapsamında bulunan 35/5.sınıftaki hizmetler yönünden iptaline, sair yönden iptal isteminin reddine karar verilmiş, karara karşı davalı kurum vekili ile davalı … vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesine yapılan istinaf incelemesinde; mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, dava konusu başvuru kapsamındaki 35/5. sınıf mağazacılık hizmetlerinin bir kısım mallara özgülendiği, redde mesnet markanın ise genel olarak mağazacılık hizmetlerini kapsadığı, redde mesnet marka kapsamındaki genel mağazacılık hizmetlerinin, başvuru kapsamındaki özelleştirilmiş mağazacılık hizmetleri ile aynı mallar üzerinde kullanıldığının da ispat edilemediği gerekçesiyle davalılar vekillerinin istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
Kararı, davalı kurum vekili temyiz etmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK’nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
Kararın Sonucuna ve Tam Künye Bilgilerine Erişin
Kararın sonucunu görmek, tam künye bilgileriyle kopyalamak ve PDF olarak indirmek için abone olun veya bir reklam filmi izleyin...