MahkemeYargıtay 11. Hukuk Dairesi
Esas No 2020 / ****
Karar No 2021 / ****
Karar Tarihi **.02.2021
Karşı OyYok
Dava Konusu: Marka Terkin Tescil

Karar Metni

MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

Taraflar arasında görülen davada Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 05.12.2018 tarih ve 2018/22 E- 2018/372 K. sayılı ek kararın davalı TPMK vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin kabulüne dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi’nce verilen 28.02.2020 tarih ve 2018/2113 E- 2020/292 K. sayılı kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili; müvekkilinin “DOĞA” esas unsurlu tanınmış markaların sahibi olduğunu, davalı …’ün 2016/75549 sayılı “DOĞADAN İLHAM AL+şekil” ibaresini marka olarak tescil ettirmek üzere davalı kuruma başvuruda bulunduğunu, başvuruya “doğa” esas unsurlu markaları mesnet göstererek 556 sayılı KHK’nın 8/1b maddesi uyarınca yaptıkları itirazın, önce Markalar Dairesince sonra da nihai olarak YİDK tarafından reddedildiğini, oysa davalı başvurusunun esas unsurunun “DOĞA” ibaresi olduğunu ve yeşil renk kullanıldığını, başvurunun davacının mesnet markaları ile iltibas tehlikesi oluşturacak derecede benzer nitelikte bulunduğunu, davalı işaretinin de müvekkilinin markaları gibi 41. sınıf hizmetlerde tescilinin talep edildiğini, davacının “DOĞA” markasının TPMK nezdinde tanınmış marka statüsünde olduğunu, davalının dava konusu marka başvurusunun kötüniyetle yaptığını ileri sürerek 2017-M-9722 sayılı YİDK kararının iptaline, tescili halinde markanın hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili, müvekkili kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalı … vekili, başvuru ibaresinin “doğanın taklidi” anlamına geldiğini, müvekkilinin “www.dogadanilhamal.com”, “www.dogadanilhamal.net”, “www.dogadanilham.org” alan adlarının da sahibi olduğunu, dava konusu markaların 41. sınıfta tescilli olmakla birlikte, faaliyet alanlarının farklı bulunduğunu, davacının kurduğu özel okullar ile eğitim öğretim hizmeti verdiğini, müvekkilinin ise doğada var olan hayattan ve oluşumlardan ilham alarak yeni fikirler üretme amacına hizmet ettiğini, dava konusu marka işaretlerinin de benzer olmadığını, kötüniyet iddiasının da asılsız olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
İlk derece mahkemesince, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; davalı … işaretindeki yumurta ve ağaç şeklindeki figüratif unsurların ilk bakışta bir benzerliğe sebebiyet vermediği, ancak aynı değerlendirmenin işitsel ve anlamsal değerlendirme için söz konusu olmadığı, markaların kelime unsurlarının yani “Doğa” “Doğadan İlham Al” sözcüklerinin ön planda ve akılda kalıcı olduğu, davacının “Doğa” markalarının tanınmış olması, davalı markasının “Doğa” sözcüğü ile başlaması ve bu kelimeye getirilen ekin anlamsal bir farklılık sağlamaması, “Doğadan İlham Al+şekil” markasının bir slogan gibi tasarlanmış olması hususları ile dava konusu markaların aynı hizmet sınıflarında tescilli bulunmasının iltibas ihtimalini güçlendirdiği, başvuru konusu ibare ile yürütülecek faaliyetlerin davacı ile idari-ekonomik yönden bir bağlantısı olduğu zannını doğurabileceği, dava konusu markalar arasında 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi anlamında benzerlik ve karıştırılma ihtimalinin bulunduğu, davalı markasının davacı markalarından farklı emtiayı içermemesi sebebiyle 556 sayılı KHK’nın 8/4. maddesi kapsamında başka bir inceleme yapma imkanının bulunmadığı, kötüniyet iddiasının ispatlanamadığı gerekçesiyle, davanın kabulü ile, TPMK YİDK’in 2017-M-9722 sayılı kararının iptaline, davalı adına tescilli 2016/75549 sayılı markanın hükümsüzlüğü ile sicilden terkinine karar verilmiştir.
Karara karşı davalılar vekilleri tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Mahkemece 05/12/2018 tarihli ek karar ile; davalı TPMK vekiline mahkeme kararının 16/11/2018 tarihinde tebliğ edildiği, 04/12/2018 havale tarihli dilekçe ile adı geçen davalı tarafından hükmün istinaf edildiği, davalı tarafından 27/11/2018 tarihinde harç yatırılmış ise de HMK’nın 343/3, 345. maddelerinde düzenlenen iki haftalık yasal istinaf süresinin istinaf dilekçesinin istinaf defterine kayıt tarihi olan 04/12/2018 tarihi itibariyle geçtiği gerekçesiyle davalı TPMK vekilinin istinaf başvurusu süresinde olmadığından HMK’nın 346/1. maddesi gereğince reddine karar verilmiştir.
TPMK vekili işbu ek karara karşı da istinaf yoluna başvurmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesi’nce; ilk derece mahkemesinin davalı TPMK vekilinin istinaf dilekçesinin reddine ilişkin ek kararı yerinde görülmediğinden davalı TPMK vekilinin istinaf istemi kabul edilerek öncelikle 6100 sayılı HMK’nın 346. maddesine göre yerel mahkemenin 05/12/2018 tarih ve 2018/22 E – 2018/372 K. sayılı Ek Kararının kaldırılmasına ve davalı TPMK vekilinin ilk istinaf dilekçesine göre gerekli incelemenin yapılmasına karar verilerek davalılar vekillerinin, ilk derece mahkemesinin 23/10/2018 tarih ve 2018/22 E – 2018/372 K. sayılı kararına ilişkin istinaf itirazlarının incelenmesinde ise; tarafların markalarında ortak unsur olarak yer alan “doğa” ibaresinin “tabiat, karakter” anlamlarına geldiği, başvuru konusu mal ve hizmetler yönünden vasıf bildirici olmasa da tüm mal ve hizmetler yönünden zayıf bir ibare olduğu, ufak değişiklikler veya eklemeler yapılarak başvuruya özgünlük kazandırılmasının mümkün olduğu, markalar bir bütün olarak değerlendirildiğinde taraf markaları arasında 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi anlamında benzerlik bulunmadığı, sadece “doğa” ibareli olan davacı markasının tanınmış marka olmadığı, uyuşmazlıkta 556 sayılı KHK’nın 8/4 maddesi hükümlerinin uygulanma imkanının bulunmadığı gerekçesiyle davalı TPMK vekilinin istinaf isteminin kabul edilerek, 6100 sayılı HMK’nın 346. maddesine göre ilk derece mahkemesinin 05/12/2018 tarih ve 2018/22 E – 2018/372 K. sayılı Ek Kararının kaldırılmasına ve davalı TPMK vekilinin ilk istinaf dilekçesine göre gerekli incelemenin yapılmasına, davalılar vekillerinin istinaf başvurularının HMK’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince kabulü ile yerel mahkeme kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
1-İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan istinaf başvurusu üzerine HMK’nın 355 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, aşağıda belirtilen hususlar dışında dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi HMK’nın 369/1. ve 371. maddelerinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre davacı vekilinin aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2- İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak davalı TPMK vekili tarafından yapılan istinaf başvurusu üzerine İlk Derece Mahkemesince HMK’nın 346. ve 352/1.c maddeleri gereğince süresinde verilmemesi nedeniyle istinaf dilekçesinin reddine dair ek karar verilmiş, Bölge Adliye Mahkemesince davalı TPMK vekilinin istinaf dilekçesinin reddine dair ilk derece mahkemesi ek kararının kaldırılmasına ve davalı TPMK vekilinin de istinaf itirazlarının incelenmesine karar verilmiştir.
İstinaf dilekçesinin verilme usulü 6100 sayılı HMK’nın 343. maddesi ve bu madde delaletiyle aynı Kanunun 118. maddesinde düzenlenmiş olup, buna göre dilekçenin mahkeme başvuru defterine kaydedildiği tarihin kararın istinaf edildiği tarih olarak dikkate alınacağı; 345. maddesinde ise istinaf yoluna başvuru süresinin ilamın tebliğinden itibaren iki hafta olduğu düzenlenmiştir.
Somut davada ilk derece mahkemesi kararı davalı TPMK vekiline 16.11.2018 tarihinde tebliğ edilmiş olup, HMK 345. maddesi gereğince iki haftalık süre geçtikten sonra davalı TPMK vekili tarafından 04.12.2018 havale tarihli istinaf dilekçesi verilmiştir. Her ne kadar istinaf harcı 27.11.2018 tarihinde yatırılmış ise de HMK 343/3 maddesinin delaletiyle aynı Yasa’nın 118. maddesi gereğince istinaf istemi, istinaf dilekçesinin kaydedildiği tarih itibariyle yapılmış olacağından ve istinaf dilekçesinin kaydedildiği tarih itibariyle istemin süresinde olmadığı anlaşılmakla Bölge Adliye Mahkemesi kararının bu yönden bozulması gerekir ise de; yanlışlığın düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden davacı vekilinin bu yöne ilişkin temyiz itirazının kabulüyle HMK’nın 370/2. maddesi gereğince kararın düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.

Kararın Sonucuna ve Tam Künye Bilgilerine Erişin

Kararın sonucunu görmek, tam künye bilgileriyle kopyalamak ve PDF olarak indirmek için abone olun veya bir reklam filmi izleyin...